TÜBİTAK Deniz ve Denizcilik Konusunda Ulusal Uygulamalı Deniz Araştırmaları Merkezi'nin 41 metrelik TÜBİTAK Marmara Araştırma gemisi, 2013 yılında işletmeye alındı. Yerli mühendisler tarafından tasarlanan ve inşa edilen gemi, yüzde 60 yerlilik oranına sahip olarak inşa edildi. Gemi, 24 saat aralıksız araştırma yapabilecek kapasiteye sahip.
12 denizci ve 11 bilim insanında oluşan ekip, oşinografi, hidrografi, iklimsel dinamiklerin araştırılması, biyolojik çeşitliliğin belirlenmesi ve kirleticilerin denizel ortamı etkilerinin saptanması konusunda çalışıyor. Gemide bir adet ıslak laboratuvar, kuru laboratuvar, biyoloji laboratuvarı, ısı kontrollü laboratuvar ve bilgisayar laboratuvarı bulunuyor.
AYRI AYRI DERİNLİKLERDEN SU ÖRNEKLERİ ALINIYOR
Müsilajın ortaya çıkmasının ardından adeta alarma geçen TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi'nde Marmara Denizi'nin dip suyunda bulunan oksijen düzeni olarak izleniyor. Bu nedenle gemide bulunan "Rozet Örnekleme" cihazı, ekip tarafından denize indirilerek belirli metrelerde sudan örnekler alınıyor. Alınan örneklerle cihaz gemiye çıkarıldıktan sonra alındıkları metrelere göre şişelenerek gemide bulunan laboratuvarlarda inceleniyor.
"NASIL BİR ÇÖZÜM ÖNERİSİ OLACAK, YAKIN ZAMANDA GÖRECEĞİZ"
Sudan alınan numunelerin ardında, denize bırakılan bir ağ ve kepçe yardımıyla hem müsilajdan, hem de dip çamurundan örnekler alınıyor. Alınan örnekler gemide bulunan laboratuvarlarda inceleniyor. TÜBİTAK Marmara Araştırma Gemisi Baş Uzman Araştırmacısı Hüseyin Tüfekçi, müsilaj çalışmaları konusunda bilgi vererek "Bu gemi oşinografik bir araştırma gemisi. Denizlerimizdeki su kalitesini, kirliliğini ve bir takım ekolojik ortamların, deniz tabanındaki ortamların ölçümleri yapılması ve bilgilerin elde edilmesi için önemli veri sağlıyor bize. Bilim insanlarımız çalışıyor, mekanizmasıyla, oluşumuyla ilgili, çözümleriyle ilgili. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın entegrasyonu, koordinasyonuyla Bilim insanlarımız gayretleriyle yakın zamanda bir çözüm bulacağımızı düşünüyorum. Biz de TÜBİTAK olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalışıyoruz. Elimizde gerek Marmara Denizi'nden, İzmit Körfezi ve diğer denizlerimizle ilgili birçok veri setlerimiz var. İlgili araştırmacılar bunları kullanabilir ilgili bakanlıkların izniyle. Bu verilerden yola çıkarak nasıl bir çözüm önerisi olacak yakın zamanda göreceğiz. Bilim insanları olarak inşallah bu sorunun çözüleceğine inanıyoruz" diye konuştu.
"FİZİKSEL, KİMYASAL VE TOKSİKOLOJİK ARAŞTIRMALAR YAPIYORUZ"
Çevre Yüksek Mühendisi Ersan Kuzkaya, "2014 yılından itibaren Marmara'nın tamamında ve diğer tüm denizlerimizi izlemeye başladık. Bununla birlikte İSKİ ile yaptığımız bir çalışmayla Marmara ve boğazlarda 30, Karadeniz'de 2 noktada, toplam 32 ayrı noktada denizlerimizi izliyoruz. Bizim izlemelerde yaptığımız çalışmalar hem su kolonu boyunca, hem de dipteki çamurdan aldığımız numunelerle devam ediyor.
Bununla birlikte dipteki çamurda çevresel iyi durumun belirlenmesi için izlediğimiz parametreler var. Bu izlemeler 2014 yılından itibaren günümüzde de devam ediyor. Bu müsilaj probleminin görülmesinde sonra da yoğun olarak çalışmalarımıza başladık. Bizim öncelikli olarak müsilaj konusunda 2 tane değerlendirmemiz var; Yüzeydeki müsilaj Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yardım ve koordinasyonuyla belediyelerin yardımıyla birlikte bir şekilde toplanıyor. Bunların bertaraf yönteminin incelenmesi lazım. Bununla ilgili TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'nde fiziksel, kimyasal ve toksikolojik araştırmalar yapıyoruz. Aynı zamanda eğer müsilaj tekrar geri kazanılıp değerlendirilebilecekse bununla ilgili hem geri kazanımı konusunda metan gazı hem de gübre olarak kullanılması konusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi.
DENİZ HABER AJANSI