İMEAK DTO Ocak Ayı Meclis Toplantısı, Cengiz Kaptanoğlu başkanlığında gerçekleşti. Toplantıya, nizam ve hesapların meclis üyelerine sunulmasıyla başlandı. Ardından İMEAK DTO Yönetim Kurulu üyelerinden Koray Deniz ise, aralık ayına ilişkin faaliyet raporlarını sundu.
Kürsüde ilk olarak söz alan, KOSDER Armatörleri Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır, bakanlık çalışmalarıyla 48 saatten 240 saate yükseltilen transit bekleme süresi için yetkililere teşekkür etti.
İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk ise, İzmir şubesi binasının yenilenme çalışmalarına ilişkin bir sunum gerçekleştirdi.
Ardından kürsüye çıkan BAU Türbam Müdürü Saim Oğuzülgen ise, kasım ayında gerçekleştirdikleri Möntro Türk Boğazları Sempozyumu’ndan bahsetti.
Türk Deniz Eğitim Vakfı Başkanı Sualp Ürkmez kürsüde yaptığı konuşmada, Türk Deniz Eğitim Vakfı’nın faaliyet gösterdiği dönemlerde denizcilik eğitimine katkı vermek için kurulduğunu ve esas amacının eğitimin kalitesi olduğunu vurguladı. Piri Reis Üniversitesi’nin de esas amacının eğitimin kalitesi olduğunu ve bu eğitime Deniz Ticaret Odası’nın da büyük destek verdiğini anlattı.
RECEP DÜZGİT: İŞ İCRAATA GELİNCE SINIFTA KALIYORUZ
Ardından söz alan Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Recep Düzgit, 48 saat transit bekleme süresinin 240 saate yükselmesini değerlendirdi. Güzel bir uygulama olduğunu dile getiren Düzgit; ‘Türk Bayraklı gemiler kendi bağlama limanlarında bekliyor diye cezalandırılıyordu. Bu pratika ücretlerinden kaynaklanıyordu fakat bunu çözmek kolay değildi ve bu kalıcı bir çözüm oldu. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Bu zor bir işti.’ dedi.
İzmir’de yaşanan M/V Lady Tuna kazasına da değinen Düzgit,’Kaza her yerde olur ama bu bir felaket’ yorumunda bulundu.
Kazaya ilgili eksiklerden bahseden Düzgit; ‘Kaza süreci, müdahale etme süresinin uzaması, atıkları alacak bir tankerin bulunamaması çevre kirliliğine yol açtı. Geminin içinden yakıtı alacak tanker bulamadınız öyle mi? Şu an da da tankerin basacak yer sorunu var sanırım. Bunlar büyük konular. Çok ciddi bir çevre kirliliği var. Kurtarmaya gidecek vasıtalara ‘durun, bekleyin’ deniliyor. Bu işlerin pratiğine çok daha iyi bakmamız lazım. Eleştirmek için söylemiyorum. Evrak üstünde çok şey yaptırıyorlar bize. İş icraata gelince sınıfta kalıyoruz. ‘’ diye konuştu.
ABBAS KOLÇALAR: M/V LADY TUNA KAZASI BİZİM EKSİKLİĞİMİZİ GÖSTERMİŞTİR
Kürsüde söz alan SULİM Başkanı Abbas Kolçalar da İzmir’de gerçekleşen ve büyük bir çevre kirliliğine yol açan, ‘M/V Lady Tuna ‘kazasından söz etti. Kaza sonrasında yaşananlarla ilgili bilgi veren Kolçalar; ‘M/V Lady Tuna kazası bizim eksikliğimizi göstermiştir. ‘ dedi.
Böyle kazaların tekrar yaşanmaması için, alınması gereken önlemleri dile getiren Kolçalar; çevre kirliliğinin önlenmesinde her limanın kendi büyüklüğüne ve konumuna göre, bariyerlerle ilgili yetkilendirilmiş şirketlerin mutlaka bir liman başkanlığını yetkisi altında olması gerektiğini vurguladı.
YUSUF ÖZTÜRK: MESLEĞİ BIRAKMA KARARI ALDIM
M/V Lady Tuna kazası hakkında konuşmak için söz alan İzmir DTO Başkanı Yusuf Öztürk, mesleği bırakma kararı aldığını söyledi.
26 yıldır denizcilik sektöründe bulunduğunu söyleyen Yusuf Öztürk, 'Denizciliğin her noktasında bulundum. Ama ben denizciliği bu gemide gördüm ve bu mesleği bırakma kararı aldım. Ben geminin (M/V Lady Tuna) acentasıydım. 12 senedir bu ve bunun gibi Japon gemilerinin acentası benim. Ben bu kurtarma işinde denizciliğin çok farklı bir iş olduğunu gördüm. Ayın 18'inden bugüne kadar problemi bitiremedim. Sadece acenta gibi davranmadım. Haftalarca gemide kaldım.' dedi.
Bunun bir kaza olduğunu belirten Yusuf Öztürk, acil müdahale ekiplerinin her bölgede olması gerektiğini belirterek, 'Buradaki sıkıntı şu; Her zaman olabileceğini bilmemiz lazım. Bu bir kaza. Kimse bunu istemez. Önlemler alabilmeliydik. Burada yapılacak olan şey şu acil müdahale ekibinin her bölgede olması lazım. Özellikle İzmir gibi bir bölgede. Bunun müdahalesinde imkansızlıklardan dolayı çok geç kaldık. Ben şunu biliyorum. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın acil müdahale koordinasyon noktalarının geliştirilmesi projesinin hızlandırıldığını biliyorum. Başka çaresi yok. Lisans veriyoruz. Lisans verdiğimiz şirketlerin hangi ekipmanları var hangileri yok diye bakmamız lazım. Basın bunu farklı değerlendirdi. Çok büyük bir felaket olarak değerlendirdi. Tabi büyük bir felaket. Yapılan ölçümlerde 75 ton suya gitti ve Mare Firması bunu 150 ton olarak sahillerden topladı. Bakanlığımız bu konuya el attı. Bakanlık kazadan hemen sonra elinden geleni yaptı.' ifadelerini kullandı.
DTO Meclis Toplantısı’nda söz alan Piri Reis Üniversitesi Rektörü Oral Erdoğan doların yükselişinden bahsetti. Doların yükselmesinin doğal olmadığını söyleyen Oral Erdoğan, 'Son bir senede dolar TL'ye göre yüzde 25 değerlendi. Son bir yılda minimum ve maksimum değerlerine baktığımızda yüzde 40'lık bir değişim var. 1994'te 2001'de, kriz dediğimiz günlerde değişim kısa sürede olur, bir günde olur ama bir yıla yayılmış olan ve serbest dalgalanmanın olduğu ortamda buna devalüasyon denemez. Bu serbest piyasada paranın değerinin düşmesidir.' dedi.
Oral Erdoğan yaptığı konuşmada, 'Son dönemde bu yükselmede 3 faktör var. Manipülasyon, kasıtlı saldırı ve spekülasyon faktörleri doları yükseltiyor. Ama abartılmış spekülasyon etkili Şimdi bunlar çok etkili oldu özellikle son bir haftada. Dün borsa kapandıktan sonra dolar 3.95'i aştı. Borsa kapandıktan sonra dolar alacak yer yok. Tek alınacak yer Londra. Elinde TL olan kişi elindeki TL'yi satabildiği kadar TL'yi düşürür. Londra piyasasında hakim olan bazı kurumlar Bankalardan TL borç alıp bir iki gün TL'yi elinde tutup sattılar. Dün bunu Londra’da çok rahat gözlemledik. Bugün doların 3.96 ya çıktığını gören yerli yatırımcı hemen panikledi ve dolar aldı. Sabah baktığınızda dolar bir yükseldi. Sonra 3.70'lere kadar düştü. Dün Türkiye'de kriz vardı da bugün o kriz yok mu oldu? Bu son bir kaç haftadır 5 dakika önce kriz var 5 dakika sonra kriz yok gibi. Kurdaki hareketlilikten çok fazla çıkar sağlayan var. Ben bu hareketliliğin doğal olmadığını söylüyorum.' ifadelerini kullandı.
METİN KALKAVAN: ‘ÖNCE GEMİYİ KURTARALIM, SONRASINA BAKARIZ’ OLMAZ
Yılın ilk meclis toplantısında en son söz alan DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, deniz kazalarına karşı acil müdahale ekiplerinin bölgesel olarak kurulması gerektiğini belirterek, 'Yaşanan deniz kazalarına baktığımızda kazalara, acil müdahale ekiplerinin bölgesel olarak kurulması gerekir. Önce gemiyi kurtaralım sonrasına bakarız olmaz.' dedi.
Metin Kalkavan ayrıca, 'Her olay her kazadan ders alıp ileriye sistemi nasıl düzeltiriz diye bakmalıyız. Yıllara baktığımızda çok yol kat ettik ama hala istenilen seviyede değiliz. Bir bağımsız kurumun her kaza ve her kaza tehlikesini araştırması gerekir. Sistemin kendini kontrol etmesi zor. Kimin hatalı olduğu kimin kusurlu olduğu bağımsız bir kurum tarafından incelenmeli. Bizim ana amacımız sistematik olarak sistemi düzeltmek. Sistemi düzeltecek her kişiye ihtiyacımız var her bireyin görüşüne ihtiyacımız var. Kişilerle uğraşmak gereksiz.' ifadelerini kullandı.
Haber: Buse ÜRGİR - Yasin ARSLAN / DENİZ HABER AJANSI