Kızıldeniz’e Konteyner Gemilerinin Dönüşü Kapıda mı? Navlun Piyasalarında Büyük Kaos Yaşanabilir
Bu haber, uzman denizcilik analisti Peter Sand’in www.xeneta.com adresinde yayımlanan 20 Ocak 2025 tarihli blog yazısından derlenmiştir.
Kızıldeniz’de İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın geçici durdurulması, konteyner gemilerinin bu bölgeye dönüşü ihtimalini gündeme getirdi. Ancak uzmanlara göre bu dönüş, navlun piyasalarını altüst edebilecek türden bir kaosa davetiye çıkarıyor. İşte Peter Sand’in dikkat çektiği beş kritik soru ve olası senaryolar:
1. Kızıldeniz’e Dönüş Gerçekten Ne Kadar Olası?
Anlaşmayla sağlanan ateşkes, denizcilik şirketlerinin hızla Kızıldeniz rotasına dönmesi için tek başına yeterli değil. Sektör, kalıcı bir güvence ve barış ortamı görmek istiyor. Şirketler, tehlikeli bir rota değişikliğine gidip tekrar “başa dönmekten” çekiniyor. Bu yüzden büyük çaplı bir geri dönüşün aniden olması beklenmiyor.
2. Armatörler Nasıl Hazırlanıyor?
Birçok denizcilik şirketi, 2025 yılı için iki farklı hizmet planı açıkladı: Biri gemilerin Afrika’daki Ümit Burnu’nu dolaşmaya devam ettiği senaryo, diğeri ise Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı rotasına döndüğü alternatif senaryo. Dönüş olursa bu süreç kademeli ilerleyecek; 10.000 TEU altındaki gemilerle başlanıp aşamalı biçimde 18.000-24.000 TEU kapasiteli dev gemilere geçilecek. Bu geçişin 1-2 ayı bulabileceği öngörülüyor.
3. Dönüş Kaosu Nasıl Görünecek?
Kızıldeniz’e dönüş kararı gemi programlarını altüst edecek. Shanghai-New York gibi normalde Süveyş’ten geçen rotalarda seyir süresi 30-40 gün civarında. Gemiler beklenenden çok daha erken veya geç varacak; bu da limanlarda yoğun tıkanıklık ve gecikmelere neden olacak. Peter Sand’in hatırlattığı gibi, Aralık 2023’teki kriz sonrasında ilk ciddi tıkanıklıklar altı ay sonra zirveye çıkmış, spot navlun fiyatlarını da tavana fırlatmıştı.
4. Navlun Fiyatları Neden Çökecek?
Süveyş Kanalı’na dönüşle küresel TEU-mil talebinin düşmesi bekleniyor. Yani hem taşıma mesafesi kısalacak hem de yeni gemi teslimatları rekor seviyede devam edecek. Kapasite fazlalığı nedeniyle spot navlun oranlarında ciddi düşüş bekleniyor. Taşımacılık şirketleri filo yönetiminde daha deneyimli olsa da 1,8 milyon TEU civarında fazla kapasiteyi çekmek zorundalar. Scrapping (hurdaya ayırma) hızlanacaktır; ancak bu da navlun fiyatlarındaki gerilemeyi bütünüyle engellemeye yetmeyebilir.
5. Yük Sahipleri (Shipper) 2025’te Riskleri Nasıl Azaltabilir?
Spot navlun fiyatlarının düşmesi, ilk bakışta ihracatçı ve ithalatçılar için avantaj gibi görünse de uzun süreli sözleşmelerde büyük belirsizlik yaratıyor. Şanghay-New York hattında ortalama spot fiyatlar hâlâ oldukça yüksek. Shipper’lar “pahalı” uzun vadeli sözleşmelere imza atıp, ardından Kızıldeniz açılınca çakılacak fiyatlarla rekabette dezavantajlı konuma düşmekten korkuyor.
Bu belirsizlikte Xeneta verilerini endeks olarak kullanmak ön plana çıkıyor. Böylece kontrat oranları, piyasadaki iniş-çıkışlara göre kendiliğinden ayarlanabiliyor. Zira üç ay, beş ay sonra yeniden ihalelerle uğraşmak; üstelik aynı anda tedarik zincirlerini yeni rota sürelerine uyarlamak, çok daha maliyetli ve karmaşık bir sürece işaret ediyor.
Peter Sand’in www.xeneta.com blogunda çizdiği bu tablo, 2025’te navlun piyasasını yakından takip etmeyi zorunlu kılıyor. Kızıldeniz’e dönüş pek çok taşımacılık şirketi için fırsatlar sunarken, aynı zamanda dengeleri kökten sarsma potansiyeline sahip. Shipper’lar ve tedarik zinciri profesyonelleri ise bu çalkantılı dönemde hem operasyonel hem de finansal esnekliklerini korumak için yeni stratejiler geliştirmek zorunda kalacaklar.
DENİZ HABER AJANSI