Yüz yıldan uzun bir süre önce Arkeolog Haakon Shetelig, Batı Norveç’teki Karmøy Adası’nda yer alan Salhushaugen adlı tümülüste yaptığı kazılar sırasında bir Viking gemisi keşfedemediği için büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı.
Shetelig daha önce 1904 yılında o bölgenin hemen yakınlarında, günümüze ulaşmış en büyük ve en iyi korunmuş Viking gemisi olan ünlü Oseberg Gemisi ile Grønhaug Gemisi’nin de keşfedildiği zengin Viking gemi mezarlığında kazı yapmıştı. Fakat Salshaugen’da yalnızca 15 ahşap kürek ve birkaç ok ucu bulabilmişti.
Stavanger Üniversitesi Arkeoloji Müzesi’nden Arkeolog Håkon Reiersen, “Shetelig büyük bir hayal kırıklığına uğradı ve bu tümülüs üzerinde daha fazla çalışma yapılmadı.” diyor.
Fakat görünen o ki Shetelig yeterince derin kazmamıştı.
Yaklaşık bir yıl önce Haziran 2022’de arkeologlar, zemin yüzeyinin altında neler olduğunu haritalamak için radyo dalgaları kullanan bir cihaz olan zemin-etkili radar ya da diğer adıyla jeoradarı kullanarak bölgeyi incelemeye karar verdiler.
Tümülüsün Merkezinde
İlk etapta arkeologlar kazıları ile araştırmalarını bitirmek ve buldukları şeyden biraz daha emin olmak için keşfi bir sır olarak sakladılar.
Saha çalışması için proje yöneticiliği yapan Reiersen, “Bir yıldır bu keşif üzerinde çalışıyoruz ve artık bulduklarımızdan fazlasıyla eminiz.” diyor.
“Jeoradar sinyalleri açıkça 20 metre uzunluğundaki bir geminin şeklini gösteriyor. Oldukça geniş ve Oseberg Gemisi’ni andırıyor.” diyor Reiersen.
Oseberg Gemisi ise 22 metre uzunluğa ve 5 metreden biraz fazla genişliğe sahip.
Dahası, gemi şeklindeki sinyaller tam da cenaze gemisinin gömülmesi gereken yerde, yani tümülüsün kalbinde konumlanıyor. Geminin konumunun en muhtemel açıklaması bir cenaze gemisi olduğu yönünde.
Ayrıca gemi, 1886 yılında Karmøy’da bulunan başka bir Viking gemisi olan Storhaug Gemisi’ne de benziyor ve kazılarda elde edilen buluntular benzerlik gösteriyor.
Reiersen “Stehelig Salhushaugen’da büyük dairesel bir taş levha bulmuştu; bunun kurban için kullanılan bir tür sunak olduğu düşünülüyordu. Buna çok benzer bir sunak Storhaug tümülüsünde de bulunmuştu. Böylece yeni keşfedilen gemi, zaman içinde Storhaug Gemisi ile bağlantılı hale gelmiş oldu” diyor.
Aynı Yerde En Az Üç Viking Gemisi
3000 yıldan uzun bir süre boyunca Norveç’in güneybatı kıyısındaki tarihi güç merkezi olan Karmøy, en son keşifle birlikte ev sahipliği yaptığı üç Viking gemisi ile gururlanabilir.
Storhaug Gemisi 770 yılına tarihlenmekle birlikte bundan 10 yıl sonra cenaze gemisi olarak kullanılmış.
780 yılına tarihlenen Grønhaug Gemisi ise bu tarihten 15 yıl sonra gömülmüş.
Son olarak bu iki gemiye eklenen Salhushaug Gemisi henüz teyit edilip tarihlenmedi fakat arkeologlar bu geminin de 700’lerin sonuna tarihlendiğini düşünüyorlar.
Arkeologlar hem kesin bir tarih elde etmek hem de koşulları değerlendirmek için bir doğrulama kazısı yapmayı planlıyorlar.
Reiersen, “Şimdiye dek sadece geminin şeklini görebildik. Kazı yaptığımızda geminin çok küçük bir kısmının korunabildiğini ve gemiden geriye yalnızca belli belirsiz bir iz kaldığını görme ihtimalimiz de var” diyor.
Olası bir keşif kazısının ne zaman yapılacağı ise henüz belli değil.
Eskiden, Shetelig’in kazısından onlarca yıl önce, Salhushaug Tümülüsü 50 metre çapında ve 5-6 metre uzunluğundaydı.“
Salhushaug devasa bir tümülüstü! Tabii ki büyük bir kısmı gitti fakat geride kalan bir plato var ki bu plato tümülüsün en ilgi çekici kısmı. Platoda hala bulunabilecek şeyler olduğunu düşünüyoruz” diyor Reiersen.
İlk Viking Krallarının Evi
Reiersen’e göre Karmøy’daki üç Viking gemi mezarı, buranın ilk Viking krallarının yaşadığı yer olduğunu gösteriyor.
Daha ünlü Viking gemileri olan Oseberg ile Gokstad’ın yer aldığı ve yaklaşık 120 yıl önce kazılan mezarlar, sırasıyla 834 ve 900 yılları civarına tarihleniyor.
Reiersen “Bunun kadar büyük cenaze gemisi mezarlarından oluşan bir grup başka hiçbir yerde yok” diyor.
“Burası ülkenin Erken Viking Çağı’nda bir şeylerin gerçekleştiğine inanılan bölümü. İskandinav gemi mezarı geleneği burada ortaya çıktı ve ülkenin diğer bölgelerine buradan yayıldı.”
Bu alana hükmeden bölgesel krallar, batı kıyısındaki gemi trafiğini kontrol altında tutuyordu. Kuzeye doğru ilerlemek isteyen gemiler, Karmsund adlı dar boğazdan geçmeye zorlanıyordu. Bu boğaz, bir zamanlar Nordvegen diye adlandırılıyordu; “Norveç” isminin kökeni de buraya dayanıyor.
Karmøy’daki üç Viking gemisine gömülen krallar, Norveç’in gücün binlerce yıl boyunca varlığını koruduğu bu bölümünde güçlü bir grup oluşturmuştu. Karmøy’daki Avaldsnes adlı köy, 900 yılı civarında Norveç’i birleştiren I. Harald’ın (Sarışın Harald) eviydi.
Yoksa Bu İlk Yelkenli Viking Gemisi Mi?
Reiersen, “Storhaug Tümülüsü, Norveç’te içinde altın bir kol halkası bulduğumuz tek Viking Çağı mezarı. Burada gömülen kişi, sıradan biri değildi.” diyor.
Yeni bir Viking gemisi keşfetmenin yanı sıra doktora öğrencisi Massimiliano Ditta, Storhaug Gemisi’nin 1886-1887 yıllarını kapsayan kazısına ait tüm buluntuları ve belgeleri inceledi. Yeni analiz yöntemleri kullanarak daha önceleri kürekli bir gemi olduğu düşünülen geminin aslında yelkenli bir gemi olduğunu tespit etti.
Massimiliano Ditta 1974’te bulunan Storhaug Gemisi’nin bir parçasını ellerinde tutuyor.
Storhaug gemisinin omurgası ve diğer birkaç parçası, bu geminin bir yelkenli olabileceğini gösteriyor. Ditta’nın çalışmaları henüz yayımlanmadı fakat Reiersen bu bulguların Storhaug Gemisi hakkında kabul gören en yeni bilgiler olacağını düşünüyor.
Şimdiye dek Oseberg Gemisi, bir yelkene sahip en eski Viking gemisi olarak kabul ediliyordu. Eğer Ditta ve Reiersen haklıysa, bu gerçeğin yeniden ele alınması gerekecek.
Muhteşem Bir Keşif
Arkeoloji Profesörü Jan Bill, “Bu muhteşem bir keşif.” diyor. Bill şu anda Oslo Üniversitesi Kültür Tarihi Müzesi’nde Viking Gemisi Koleksiyonu’nun küratörlüğünü yapıyor.
Bill, “Karmøy, aynı bölgede iki adet gemi mezarı barındırmasıyla sıra dışı bir yer olarak öne çıkıyordu. Şimdi keşfedilen üçüncü gemi, burada özel bir şeyler olduğu izlenimini uyandırıyor.” diyor.
Ayrıca Storhaug Gemisi’nin muhtemel bir yelkenli gemi olduğuna dair çalışmaları da memnuniyetle karşılıyor.
“Şimdiye dek bu gemi hakkında sahip olduğumuz bilgiler çelişkiliydi, bu yeni çalışma konuya netlik kazandırabilirse harika olur.” diyor.
Yine de Bill, gemi mezarı geleneğinin Karmøy’da başladığı konusunda pek emin olmamakla birlikte İngiltere ve Estonya’da bulunan daha eski tarihli örneklere işaret ediyor.
Storhaug Gemisi’nin ilk yelkenli Viking Gemisi olup olmadığı konusunun henüz belirsizliğini koruduğunu söyleyen Bill, birkaç yıl önce kazılan Gjellestad adlı Viking gemisinin henüz tarihlenmediğini ve Storhaug Gemisi ile aynı döneme ait olabileceğini belirtiyor.
Yeni Viking Gemisi Trendinin Bir Parçası
Arkeolog Christian Løchsen Rødsrud, Gjellestad adlı Viking gemisinin 2020 ve 2021 yıllarındaki kazılarının proje müdürlüğünü yaptı. Gemi ilk kez birkaç yıl önce jeoradar kullanılarak keşfedilmişti. İlk kazılar geminin çok zor bir durumda olduğunu ve kalıntılarının kurtarılması için mümkün olan en kısa sürede gün ışığına çıkarılması gerektiğini ortaya çıkardı.
Løchsen Rødsrud, “Bu yeni keşif, son yıllarda yapılan bir dizi yeni gemi keşfinin bir parçası.” diyor ve jeofizik fotoğraflarını görmeden bu fotoğraflarda nelerin yer aldığına dair bir şey söylemesinin mümkün olmadığını ekliyor.
Rødsrud’a göre Gjellestad, jeoradar kullanılarak keşfedilen ilk gemi olma özelliğini taşıyor.
Diğer gemiler de yakın bir zamanda Batı Norveç’teki Edøy Adası’nda, Doğu Norveç’teki Borre adlı köyde ve aynı bölgedeki Jarlsberg’de gemilerde kullanılan birçok parçanın bulunmasıyla jeoradar kullanılarak keşfedildi.
“Çalışmamız, yeniden bu tümülüslere odaklanan yeni nesil arkeologlar için kapılarını açıyor.”
Norveçli arkeologlar Viking kalıntılarını keşfediyor olsa da bu kalıntıların kazılacağının hiçbir garantisi yok.
Løchsen Rødsrud’a göre Borre’da keşfedilen gemi hakkında, Gjellestad Gemisi’ne dair çalışmalar bitene dek bekleme kararı alındı:
“Gjellestad Gemisi ilk keşfedilen gemi olduğu için hükümet, parayı ona harcamayı uygun gördü. Şu anda ilerideki gemi kazılarının finansmanına siyasi iklimi alet etmek istemiyorum.”
“Bu keşif ülkenin başka bir bölgesinde olduğu ve farklı bir müzenin kapsamına girdiği için kalıntının durumu hakkında fikir edinmek amacıyla enkazı gün ışığına çıkarmak için güçlü bir ilgi duyuyor olabilirler ve hatta belki de özel sektörden finansman sağlamak gibi bir seçenek de gündeme gelebilir.”
Dipnot: Viking Çağı Tam Olarak Ne Zamandı?
Viking Çağı genellikle 793 yılında gerçekleştirilen Lindisfarne Saldırısı ile ilişkilendiriliyor. Shetelig Aksiyomu olarak adlandırılan bu fikir ilk olarak Arkeolog Haakon Shetelig tarafından ileri sürüldü.
Bununla birlikte yeni bilgiler, tarihsel bakımdan bu çağın ne zaman başlayıp bittiğine dair tartımaları canlı ve dinamik tutuyor.
Arkeolog Jan Bill bu noktada Norveç’ten başlayan ve Danimarka’nın önemli Viking ticaret şehri olan Ribe’a dek uzanan ticaret ve ihracatın daha önce düşünülenden çok daha erken bir tarihte, 700’lerin başında başladığını ortaya çıkaran araştırmadan bahsediyor: “Bu, Viking Çağı için tipik olduğunu düşündüğümüz fakat anlaşılan o ki sandığımızdan daha önce başlayan bir faaliyetmiş.”
Arkeolog Håkon Reiersen “Viking Çağı 700’lü yıllar boyunca oluşumunu sürdürdü.” diyor.
Gjellestad kazısı ardındaki arkeolog olan Christian Løchsen Rødsrud, Lindisfarne Saldırısı’ndan önce gerçekleşen İskandinav kökenli saldırılara işaret eden kayıtlara işaret ediyor.
Görünen o ki Viking Çağı, 700’lü yıllarda başlamıştı.
Viking Çağı’nın bitişinin ise 1050 yılı civarında, ya da daha kesin bir tahminle 1066 yılında Vikingler’in İngilizler ile Stamford Köprüsü’nde gerçekleştirdikleri savaş sonrasında olduğu düşünülüyor. (arkeofili.com)
DENİZ HABER AJANSI