IALA III. Hazırlık Diplomatik Konferansı’nda konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun, uluslararası bir konu olan denizciliğin sorunlarıyla hiçbir ülkenin tek başına mücadele edemeyeceğine işaret etti.
Uluslararası Seyir Yardımcıları ve Fener Otoriteleri Birliği (IALA)’nin Inter-Governmental Organization (IGO) olma çalışmaları kapsamındaki Üçüncü Ön Diplomatik Konferansı, Ataköy Sheraton Oteli'nde düzenlendi.
Konferansın açılış konuşmasını Uluslararası Seyir Yardımcıları ve Fener Otoriteleri Birliği Genel Sekreteri Francis Zachariae ve Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun yaptı.
Türkiye’nin bir deniz ülkesi olduğuna ve 8 bin 500 km’lik kıyı şeridi bulunduğuna işaret eden Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun, Kıyı Emniyeti’nin denizlerde can mal ve güvenlik için çalıştığını söyledi.
Kıyı güvenliği çalışmalarında yasal düzenlemeler, eğitim ve teknolojik gelişmeler konusunda ciddi adımlar attıklarını ifade eden Dursun, bundan sonra da buna devam edeceklerini dile getirdi.
Teknolojik gelişmelerin çok hızlı ilerlemesine paralel olarak Kıyı Emniyeti’nin de bu gelişmelere ayak uydurduğuna ifade eden Dursun, geleneksel anlayışlarından farklı bir boyuta ulaştıklarının altını çizdi.
Bakanlık olarak bu çalışmaları yakından takip ettiklerini ve her türlü desteği vermeye devam ettiklerini dile getiren Dursun, “Bu çerçevede Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğümüz 2016 yılında bir işbirliği anlaşması imzalamışlardır. Türkiye’nin doğu ve batı arasındaki coğrafi konumu, nitelikli uzman personeli, modern ve teknolojik imkanları bu anlaşmanın uzamasında belirleyici faktörler arasında önemli bir rol oynamıştır” dedi.
“COĞRAFİ KONUMUMUZ ÖNEMLİ”
Dursun, sözlerine şöyle devam etti:
“Sınırlarının yüzde 70’ten fazlası denizlerle çevrili olan ve 3 kıtanın geçiş noktasında bulunan ülkemiz, Cebelitarık Boğazı ile Atlas Okyanusu’na, Süveyş Kanalı ile Hint Okyanusu’na, Türk boğazlarının Karadeniz, Akdeniz bağlantısıyla da Avrasya ve Uzakdoğu’ya uzanan bir ulaşım ağının odak noktasındadır. 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemiz dünya ticaretinde söz sahibi olmamızı sağlayabilecek coğrafi bir öneme sahiptir. Yoğun deniz trafiğine sahip olan Türk boğazları yaklaşık iki yıl önce 85 bin gemi trafiğine sahip olmuştur. Bu gemilerinde yüzde 20’si tehlikeli madde taşıyan gemilerdir.”
“KILAVUZ KAPTAN SAYISINI ARTTIRACAĞIZ”
Bu geçişler nedeniyle yaklaşık yüzde 50 kılavuz kaptan hizmeti açtıklarını ifade eden Dursun, “Ancak bu sayı bize göre yeterli değildir. Türk boğazlarındaki olası bir olumsuzluk, kaza, çevre kirliliği ve deniz ticaretinin de durmasına vesile olabilecek çeşitli nedenlerden dolayı bu riskin etkin bir şekilde yönetilmesi için yeterli değildir. Bu nedenle biz de kılavuz kaptan alımı sayısının arttırılmasına yönelik teşvik edici tedbirler almaya devam edeceğiz. Gemi trafiğinin, güvenli, hızlı, ekonomik bir şekilde devam ettirmek ve bunun için de sorumluluk almak. Bu anlamda da 1269 seyir yardımcısının etkin ve verimli hizmet vermesini sağlamakla olacak. Sürekli modernizasyon, yeni katılım ile sayımızı arttırdığımız acil yardım ve refakat hizmetimiz, Türk boğazlarında seyir emniyetinin sağlanmasında çok önemli bir rol oynamaktadır” diye konuştu.
“ENTEGRE YAPILANMA SAĞLANDI”
Gemi tarama hizmeti veren 5 adet hizmet merkezi olduğunu aktaran Dursun, “Ayrıca Türk boğazlarındaki gemi tarafa hizmetleri sisteminin yenilenmesi ve bir Türk teknoloji firması tarafından gerçekleştiriyor ve umut ediyorum ki yıl sonunda tamamlanması planlanmaktadır. Teknolojik gelişmelerin yanında denizlerimizdeki muhtemel olaylara müdahale edecek entegre bir yapılanma sağlanmıştır. Bu sayede de farklı kurumlarda, imkanlarını belli seviyelerde ortak kullanarak, deniz kazaları ve deniz kirliliğinin önlenmesi için gerekli müdahaleler zamanında yapılabilmektedir” dedi.
“GEREKLİ DESTEĞİ VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Deniz ulaşımının uluslararası bir faaliyet olduğunu ve hiçbir ülkenin denizciliğin sorunlarıyla tek başına mücadele edemeyeceğinin altını çizen Dursun, “Türkiye uluslararası işbirliğine her zaman müdahil olmuştur. Bu nedenle tüm uluslararası faaliyetlere katılım bizim için önem arz etmektedir. IALA Dünya denizcilik camiasında yaptığı çalışmalar ve faaliyetlerle kendini kabul ettirmiş ve denizcilere ışık tutmuş bir kuruluştur. Kurulduğu 1957’den beri sivil toplum kuruluşu olarak hizmet veren, faaliyetlerini sürdürürken, hükümetler arası titiz çalışmalarını da yakından takip ediyoruz. Gerekli desteği de vermeye gayret ediyoruz” ifadelerini kullandı.
12-14 Mart 2019 tarihleri arasında devam edecek ön diplomatik konferansa 50 ülkeden delegeler katılıyor.
DENİZ HABER AJANSI