Libya’ya giden Türk bandıralı bir yük gemisinin Pazar gecesi Yunanistan’ın güneybatısında, BM kararları çerçevesinde yaptırım kontrolü yapan bir Alman firkateyni tarafından durdurularak arama yapılması, Ankara ile Berlin arasında gerginliğe neden oldu.
Dışişleri Bakanlığı, geminin insani yardım malzemesi taşıdığını açıkladı ve Almanya’nın tutumuna sert tepki gösterdi. Denizcilik sektörünün temsilcileri ise yaşanan gelişmeyi, Türkiye ile Avrupa arasındaki siyasal gerginliğin yansıması olarak değerlendirdi. Türkiye Armatörler Birliği Başkanı Bedri İnce, Türk bayraklı gemilerin yanı sıra Türk sahipli olan gemi tutulmalarında da son dönemde önemli oranda artış yaşandığına dikkat çekti.
Bu girişimleri “kasıtlı” olarak niteleyen İnce, “Birlik olarak bu konuda hazırladığımız raporu Ulaştırma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığına ilettik. Konu yakından takip ediliyor” diye konuştu. Geminin sahibi Arkas’tan yapılan açıklamada da “Gerçekleştirdiğimiz tüm taşımalar insani ve ticari maksatlı” denildi.
Türk gemilerine yönelik gemi tutulmaları ve denetimler arttı, 60 bin Euro’ya varan yüklü miktarda cezalar kesilmeye başlandı. Son olarak önceki gün bir Alman fırkateyninin Türkiye'den Libya'ya gıda ve boya gibi muhtelif maddeler taşıyan Türk bandıralı Roselina A gemisine yönelik hukuka aykırı şekilde müdahale etmesi armatörler ve sektör tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Türkiye Armatörler Birliği Başkanı Bedri İnce, “Türk gemisinin uluslararası sulardaki seyrüsefer serbestisinin keyfiyetle başka bir ülke tarafından kısıtlanmasını sektörümüz adına kınıyoruz” dedi.
LİBYA'YA İNSANİ YARDIM TAŞIYORDU
Alınan bilgiye göre, Türk bandıralı “Roselina A” gemisi, taşıdığı insani yardım malzemeleri ile İstanbul’dan demir alarak Libya’ya hareket etmişti. Gemi, önceki gece Yunanistan Deniz Kuvvetleri'nden bir komutanın sevk ve idaresinde yapılan İrini Harekatı’nda görevli Alman fırtakeyni tarafından Mora Yarımadası’nın güneybatısında uluslararası hukuka aykırı şekilde durduruldu. Gemi, Misrata Limanı’na doğru seyrine devam ederken Türkiye’nin konuyla ilgili uluslararası kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunacağı öğrenildi.
Güvenlik kaynakları da konuya ilişkin yaptıkları değerlendirmede, İrini Harekatı unsurlarının bayrak devletinin rızası olmadan gemiye çıkmasını “hukuka aykırı bir davranış” olarak nitelendirdi. Yaşanan skandal nedeniyle geminin saatlerce Akdeniz’de ağır deniz şartlarına maruz bırakıldığını belirten kaynaklar, olay nedeniyle “açık denizlerin serbestisi” ilkesinin de açık olarak ihlal edildiğini vurguladı. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise geminin denetime tabi tutulmasına tepki gösterildi.
Bakanlık Sözcüsü Hami Aksoy “İrini Harekatı, AB tarafından yürütülen ancak amacı ve faydası tartışmaya açık bir harekattır. Silah ambargosunu ihlal etmediği görülen Türk gemisinin, ağır hava şartları altında saatlerce güzergâhından alıkonulmasını ayrıca denetleme sırasında personele adeta suçlu muamelesi yapılmış olmasını esefle karşılıyoruz” dedi.
HUKUKA AYKIRI BİR DURUM
Konuyla ilgili Dünya Gazetesi’ne konuşan Türkiye Armatörler Birliği Başkanı Bedri İnce, tüm ticaret gemilerinin uluslararası sularda seyrüsefer serbestisi uluslararası antlaşmalarla garanti altına alındığını hatırlatarak “Rosalina A isimli Türk Bayraklı gemimiz 22 Kasım tarihinde Alman Harp Gemisi Hamburg tarafından durdurularak arama yapılmak istendi. Helikopter ile boarding timi gemiye indirildi. Bir harp gemisi ancak ve ancak bir ülkenin bayrağı altındaki gemiyi ya BM’nin yaptırım kararlarıyla ya da kendi ülkesinin karasularında durdurabilir veya arayabilir. Uluslararası sularda ise ancak o bayrak ülkesinin rızası ile bu aramaları gerçekleştirme imkanı doğar. Bununun dışında diğer ülke harp gemileri tarafından bayrağımızı taşıyan gemilerde arama yapılması veya o gemiye çıkılması tamamıyla uluslararası teamüllere ve uygulamalara ters bir durum. Bu çerçevede AB kapsamında Libya açıklarında yapılan bir harekâtta ülkemiz rızası olmadan gemimizde arama yapılması tamamıyla uluslararası mevzuata, antlaşmalara, teamüllere ve pratikteki uygulamalara aykırı. Bu durum ülkemiz gemisinin uluslararası sulardaki seyrüsefer serbestisinin keyfiyetle başka bir ülke tarafından kısıtlanması demektir ki bunu sektörümüz adına kınıyoruz” açıklamasını yaptı.
'TÜRK BAYRAKLI GEMİLERİ BEYAZ LİSTE’DEN DÜŞÜRMEMELİYİZ'
Bedri İnce, ülke bayrağını taşımayan ancak Türk sahipli olan gemi tutulmalarında da önemli oranda artış yaşandığına dikkat çekti.
İnce, “Avrupa’da son haftalarda farklı gerekçelerle 7 geminin tutulduğunu söyledi. Bu gemilerin bazıları Türk bayraklı, bazıları ise Türk sahipli. Burada bir kasıt olduğunu düşünüyoruz. Özellikle Belçika limanlarında Türk gemilerine yönelik ekstrem bir durum söz konusu. Bazı tutulmalar ve denetimlerin kötü niyetli olduğunu görüyoruz. Birlik olarak bu konuda bir rapor hazırlayarak Ulaştırma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığına ilettik. İlgili bakanlıklar konuyu yakından takip ediyor” diye konuştu.
İnce, armatörlere gemi tutulmalarına karşı dikkatli olmaları çağrısında bulunurken, “Sıkı kontroller başladı. Bu tür durumlara fırsat vermemeliyiz. MOU’da Türk bayraklı gemileri Beyaz Liste’den düşürmemeliyiz” dedi.
ARKAS: TÜM TAŞIMALARIMIZ İNSANİ VE TİCARİ MAKSATLI
Roseline A konteyner gemisi, Türkiye’nin önde gelen denizcilik şirketlerinden Arkas’a ait. Arkas yetkilileri, Alman fırkateynin gemiye müdahalesine yönelik özetle şu açıklamayı yaptı:
“Gerçekleştirdiğimiz tüm taşımalar insani ve ticari maksatlı. Bu şekilde bir uygulama ile karşı karşıya kalmak mürettebatımızı endişeye sevk etti ve şirketimizi de üzdü. Meydana gelen olay sırasında gemimize askerlerin çıkmasına karşılık, uzun yıllar açık deniz tecrübesi olan mürettebatımız herhangi bir mukavemet göstermedi. İşbirlikçi ve uyumlu davranılarak üzücü bir olayın meydana gelmesi engellendi.”
TUTULAN GEMİLERİN YÜZDE 20’Sİ TÜRK SAHİPLİ
Türk Armatörler Birliği, Türk sahipli gemi tutulmaları ve denetimlerde yaşanan artışla ilgili geçtiğimiz haftalarda bir rapor hazırlayarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’na gönderdi. Raporda, şu önemli bilgilere yer verildi:
“2020 yılında Belçika limanlarının tamamında Türk sahipli gemilerde yapılan liman denetimlerinin sayısı 11. Bu 11 geminin 7’si tutuldu. Yani tutulma oranı yüzde 64 oldu. Tutulan gemiler arasında her bir gemi için ortalama işlem maddesi sayısı 33. Gemilerin tutulma gün ortalaması 20. Tutulan 7 gemiden 5 adedi bakım onarım için tersaneye gitmesi şartıyla bırakıldı. Bilinen bir gemiye yaklaşık 70 bin Euro ceza kesildi. Yine tüm denetimler bazında bakıldığında 2020 yılı içinde Belçika limanlarında 15 Ekim 2020 tarihine kadar 432 gemiye denetim yapıldı, bunlardan 35’i tutuldu. Tutulma oranı yüzde 8. Tutulan gemiler arasında her bir gemi için ortalama işlem maddesi sayısı 53. Bu yılın 10 aylık denetim sürecinde tutulan gemilerin yüzde 20’si Türk sahipli gemiler oldu. Rakamsal değerler incelendiğinde Türk sahipli gemilerin Belçika limanlarında tutulma oranının genel tutulma oranına göre yüksek olduğu gözüküyor. Bu kapsamda geçmiş yıllarda Avrupa limanlarında olduğu gibi Türk sahipli gemilere denetim esnasında keyfiyetle davranıldığı, gemilerimizin çok uzun süre limanda tutulduğu, yüksek cezaların kesildiği ve bu vesileyle Türk sahipli gemilerimizin zaman ve ticari kayıplara uğratıldığı mütalaa edilmektedir.”
Hatırlanacağı üzere; son dönemde Avrupa'da Türk bayraklı gemi tutulmalarında yaşanan artışı, DÜNYA geçen hafta gündeme taşımıştı. Paris Memorandumu tarafından hazırlanan, en güncel bayrak devleti performans raporuna göre; son üç ayda Türk bayraklı iki gemi İtalya’da, bir gemi de Yunanistan’daki limanda tutuldu. Diğer yandan Diamant (1985 yapımı) isimli Türk bayraklı kargo gemisi, belge eksikliği yüzünden son üç yılda üç kez tutulduğu için Paris Memorandumu (MOU) üye ülke limanlarına girişten men edildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Türk bayrağının MOU'da beyaz listeden gri ya da kara listeye düşmemesi için harekete geçerek, denetimleri artırdı.
DENİZ HABER AJANSI