Sözlerine Kanal İstanbul Projesi ile başlayan Tamer Kıran, projenin denizcileri ilgilendiren kısmının deniz ticareti olduğunu söyledi.
“KANAL İSTANBUL’UN BİZİ İLGİLEN TARAFI DENİZ TİCARETİ OLAN KISMI”
Tamer Kıran, sözlerine şu konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Kanal İstanbul bir devlet projesi… Bu projenin hazırlık aşamasında devletimizin farklı konularda yurt içinde ve yurtdışında konularında uzman bilim insanı, üniversite ve kuruluşlarla uzun yıllar süren çok ciddi çalışmalar gerçekleştirdiğini gözlemliyoruz. Yani bu proje sabahtan akşama alınan bir kararla değil, uzun yıllar süren ve ciddi bir emek hazırlanarak ortaya konulmuş bir proje.
Deniz Ticaret Odası olarak biz bir meslek örgütüyüz. Dolayısıyla Kanal İstanbul’un bizi ilgilendiren tarafı deniz ticareti ile ilgili olan kısmı… Biz de, sadece bugünü değil, geleceği de düşünerek Kanal İstanbul konusunu değerlendiriyoruz. Sağda solda söylenenlere bakmadan, bize düşen bir ciddiyetle konuyu takip ediyoruz ve ülkemiz, milletimiz, geleceğimiz için en iyisi, en güzeli olacak şekilde sonuçlanmasını diliyoruz.
“OCAK AYINDA ÖNEMLİ GELİŞMELER YAŞADIK”
2020 yılının ilk ayını geride bıraktık. Ocak ayı boyunca gerek yurt içinde, gerekse yurt dışında önemli gelişmeler yaşadık.
Ülkemizde, 24 Ocak Cuma akşamı, Elazığ Sivrice merkezli, 6.8 büyüklüğünde bir deprem felaketi meydana geldi. Maalesef Elazığ ve Malatya’da 41 vatandaşımız hayatını kaybetti. 1.631 vatandaşımız yaralandı. Bu hafta itibarıyla yaralılardan 1.587’sinin taburcu edildiğini, 5’i yoğun bakım altında olan 44 vatandaşımızın tedavisinin ise halen sürdüğünü öğrendik.
Depremi duyar duymaz, milletçe seferber olduk. Deniz Ticaret Odası olarak mağdur olan vatandaşlarımıza nasıl destek sağlarız diye hemen harekete geçtik. Yardım organizasyonunu çatı kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) üstlendi. 81 ildeki oda ve borsalar ile birlikte depremin etkilediği Elazığ ve Malatya’ya tüm yardımlar eksiksiz ve zamanında gönderildi.
27 Ocak Pazartesi günü, Türkiye - AB Karma İstişare Komitesi Türkiye kanadı üyeleriyle deprem bölgesine gittik. Önce Elazığ, daha sonra Malatya’yı ziyaret ettik. Elazığ’da yıkımın yaşandığı Sürsürü mahallesine gittik, yapılan çalışmaları yerinde gördük, yaralı vatandaşlarımızı ziyaret ettik, geçmiş olsun dileğinde bulunduk. Elazığ Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’ne giderek, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu, Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca, Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım ve AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ile bir araya geldik. Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası, Elazığ Ticaret Borsası ile Elazığ Esnaf ve Sanatkârlar Odası'nı ziyaret ettik.
Daha sonra Malatya’nın Doğanyol ilçesine giderek, burada Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit Gül ile birlikte depremde hayatını kaybedenlerin ailelerine taziye ziyaretinde bulunduk. Malatya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası ve Malatya Ticaret Borsası’nı ziyaret ederek, geçmiş olsun dileklerimizi sunduk. Malatya’da AFAD Lojistik Depolarına gidip, depoları gezerek bilgi aldık.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Elazığ depreminin ardından devletimizin deprem afeti karşısında ciddi bir tecrübe kazandığını bizzat yerinde tespit etme fırsatımız oldu. Deprem haberinin ardından devletin ilgili birimlerinin hemen harekete geçtiğini, bütün koordinasyonu İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) üstlendiğini gördük. Etkin bir çalışma yapıldı. Depremin hemen ardından yapılan yardım talepleri o kadar çabuk karşılandı ki, 24 saat geçmeden Pazar akşamı bölgeden “artık yardım göndermeyin” mesajı geldi.
Tüm Türkiye Elazığ depreminde acıyı paylaşma becerisi gösterdi. Bütün kuruluşlar teyakkuz halinde üzerine düşeni yerine getirdi. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Tüm dileğimiz bundan sonra benzeri afetleri Allah bize göstermesin.
“DEPREMİN ACISINI ATAMADAN ÜÇ ACI OLAY DAHA YAŞADIK”
Elazığ’daki deprem acısını üzerimizden atamadan, son bir hafta içinde yüreklerimizi yakan 3 acı olay daha yaşadık. Suriye’nin İdlib bölgesinde, rejim askerlerinin alçakça saldırısı sonucu 7 asker ve 1 sivil personel şehit oldu, sivil, asker 7 kişi yaralandı.
Dün, Van'ın Bahçesaray ilçesinde arama-kurtarma çalışmaları sırasında 2. kez çığ düştü. Olayda, jandarma, güvenlik korucuları, kamu görevlileri ve sivil vatandaşlarımızın aralarında bulunduğu toplam 39 insanımız hayatını kaybetti, 53 kişi yaralandı. Son olarak Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bir uçağın pistten çıkması sonucu 3 kişi öldü, 180 kişi de yaralandı.
Her üç olayda da ölenlere, şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Vatanımızın bekası için canını ortaya koyarak bölgede görev yapan askerlerimize Allah güç, kuvvet versin, hepsinin yardımcısı olsun.
“OCAK AYINDA DENİZCİLİK SEKTÖRÜMÜZÜ İLGİLENDİREN BİR GELİŞME YAŞADIK”
Ocak ayında denizcilik sektörümüzü ilgilendiren çok önemli bir gelişme de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda yaşandı. 56 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda kurulan Denizcilik Genel Müdürlüğü ile yola devam edilmesi kararı alındı. Böylece denizcilik sektörümüz Denizcilik Genel Müdürlüğü ile Tersane ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü olarak iki genel müdürlükle yoluna devam edecek. Denizcilik sektörümüze hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Denizcilik Genel Müdürlüğü’ne getirilen ve sektörün sorunlarını çok iyi bilen ve bugün aramızda olan Sayın Ahmet Selçuk Sert’e yeni görevinde tekrar başarılar diliyorum.
Kararnamenin ardından “Müsteşarlıktı sonra bakanlık içinde bir isim oldu. Ondan sonra şimdi genel müdürlüğe mi düştük” gibi serzenişte bulunanlar oldu. Ben bu eleştirilere kesinlikle katılmıyorum. Öncelikle her zaman, her yerde dile getiriyorum, fevkalade iyi ilişkilerimiz olan anlayışlı bir idaremiz var. Bunu net söyleyeyim. Ulaştırma Bakanlığımız fevkalade üretken ve bizimle işbirliği içerisinde… Sektörün sesine kulak veriyor. Bu değişiklikle bürokrasinin azaldığı bir döneme gireceğimizi düşünüyorum, böylece sektör sorunlarının daha kısa zamanda çözüleceğine inanıyorum. Her zaman olduğu gibi yeni süreçte de sektör-idare işbirliğine en üst seviyede devam edeceğiz.
“İRAN – ABD GERGİNLİĞİ ÇABUK ATLATILDI”
Yeni yıla İran-ABD gerginliği ile girmiştik. “Bu yangın önce Orta Doğu, sonra da Dünya’yı mı yakar” diye endişe olmuştu; neyse ki çabuk atlattık.
Geçtiğimiz 3 yılın ana gündemlerinin başında gelen ticaret savaşları konusunda da Ocak ayı ortasında olumlu bir gelişme yaşandı; iki dünya devi ABD ile Çin arasında birinci faz ticaret anlaşması imzalandı. Anlaşma kapsamında; “enerji”, en çok ihracat yapılacak kalemler arasında yer aldı. Ardından sanayi üretimi, hizmetler ve tarım geliyor. Anlaşmaya göre Çin, 2017 yılını baz alarak ABD'den ithal ettiği mal ve hizmet tutarını 2020 ve 2021 yıllarında 162 milyarı mal, 38 milyarı da hizmet olmak üzere toplamda 200 milyar dolar artıracak. Çin, 2017 yılında bu ülkeden, 130 milyarı mal ve 58 milyarı hizmet olmak üzere toplam 188 milyar dolarlık ithalat yapmıştı. Şimdi buna ek olarak 2020 yılında 76,7 milyar dolarlık, 2021 yılında ise 123.3 milyar dolarlık alım yapacak. Buna karşılık ABD, 160 milyar dolarlık cep telefonu, bilgisayar gibi Çin ürünlerine vergi koymayacak. 112 milyar dolarlık %15'lik vergisi olan ürünün de vergi oranını %7.5'e indirecek. Geriye kalan ithalatın %25'lik vergisi ise planlandığı gibi %30'a çıkmayıp mevcut seviyesini koruyacak. Bu anlaşma denizcilik sektörü için de son derece önemli ve kurumlarımızın bunun üzerine stratejilerini revize etmeleri gerekiyor.
“KORONA VİRÜSÜ EKONOMİDE DE YIKICI ETKİ YAPMAYA BAŞLADI”
Tam bu gelişmeye sevinirken Çin’in Wuhan kentinde ölümcül korona virüsü ortaya çıktı. Hastalıktan şu ana kadar ölenlerin sayısı 564'e yükseldi. Vaka sayısı ise 28 bini aştı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) salgınla ilgili olarak "küresel acil durum" ilan edildiğini açıkladı.
Virüsün, kısa sürede dünyaya yayılması tabii ki ekonomide de yıkıcı etki yapmaya başladı. Salgın, başta Çin olmak üzere bu ülkeyle iş yapanları etkiliyor, bu ülkede faaliyet gösteren yabancı şirketler faaliyetlerini azaltıyor, normal ticaret akışı yavaşlıyor. Birçok ülke Çin ile sınırlarını kapatırken, bu ülkeye yapılan havayolu seferleri de bir bir iptal ediliyor. Virüsün yayılması böyle devam ettiği sürece dünya ekonomisi ve finansal piyasalar bu durumdan da olumsuz olarak etkileniyor.
Virüse karşı şu ana kadar etkili bir aşı veya tedavi henüz bulunamadı. Alınan en etkili tedbir, hastalığa karşı karantina yönteminin daha sıkı bir şekilde devam ettirilmesi oluyor. Ama bu da küresel ticaretin sorun yaşaması anlamına geliyor.
Söz konusu yeni kriz sürecinde küresel ekonomideki duraklama eğilimi petrol ve emtia fiyatlarını düşürüyor. Bu da Türkiye ekonomisi açısından bakıldığında olumsuz etkilerin dışında, petrol faturasını ise olumlu bir şekilde etkiliyor. Diğer bir olumlu gelişme ise Çin tüketim mallarına talebin azalması, bu ülke ile aramızdaki dış ticaret rakamlarını pozitif yönde etkileyecek.
“SEKTÖRDE TOPARLANMANIN GELMESİ GÜÇ GÖRÜNÜYOR”
Denizcilik piyasasına baktığımızda yılın ilk ayında özellikle tanker ve dökmecilerde oldukça olumsuz bir tablo yaşandığını görüyoruz. Kimyasallarda ve LPG’de ise olumlu seyir mevcut. Bir yanda Afrika ve Ortadoğu gelişmeleri diğer yanda Çin’in durumu ve Corona virüsü olumsuzluklarda etkili olurken, bu etkiler aşılmadan toparlanmanın gelmesi güç görünüyor.
Tüm olumsuz gelişmelere rağmen ülke olarak 2020 yılına güzel haberlerle giriş yaptık. Turizm ve sanayiden gelen olumlu haberlere ihracat da eklendi. Ocak ayında ihracat 14 milyar 765 milyon dolar olarak rekor tazeledi. Son 12 aylık ihracat ise 181.6 milyar dolara ulaştı.
Merkez Bankası’nın son kararlarıyla 25 Temmuz 2019 tarihinden 16 Ocak 2020’ye kabaca 6 ayda politika faizi %24’ten %11.25’e indirildi. Faizlerde yaşanan hızlı düzelmenin devamı en büyük temennimiz. Bu çerçevede aynı zamanda TCMB Başkanı ve yöneticilerini cesur ve proaktif kararlarından dolayı tebrik ediyoruz. Özellikle bu konunun sıkı takipçisi olan Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı sunuyorum.
Sonuçta; 2020 yılının ülkemizdeki büyümenin başarılı dönemlerdeki performansına geri döneceği, enflasyonun tekrar tek haneli seviyelere ineceği, cari işlemler dengesinin Türkiye ekonomisi bakımından yakın ve orta vadede bir kırılganlık unsuru olmaktan çıkacağı bir yıl olacağı yolundaki beklentimizi ve inancımızı sürdürmeye devam ediyoruz.
“YOLCU MOTORLARI KONUSUNDA VALİMİZ İLE GÖRÜŞMELER YAPTIK”
Odamız üyesi İstanbul’daki 394 adet deniz turizmi aracı ile yolcu motorları/gemilerini ilgilendiren, kent genelinde ecrimisil alınan 24 iskelede yolcu indirme-bindirme iskeleleri ve bağlama-barınma yerleri ile ilgili sorunların çözümü için İstanbul Valiliğimizde bir dizi toplantı gerçekleştirdik. Toplam 4 toplantı yaptık. İstanbul Valimiz Sayın Ali Yerlikaya bu toplantılara başkanlık etti. Toplantılarda Yönetim Kurulu Üyemiz Sayın Uğur Sina Şen, Şehir Hatları Genel Müdürü, Mavi Marmara, Dentur-Avrasya ve Turyol firma temsilcileri ile Sekretaryamız da yer aldı. Ben, Sayın Valimize sorunumuza gösterdiği ilgi ve hassasiyet için Odamız adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Bu konuda sonuca çok yaklaştığımızı görüyorum. Sayın Valimizle birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum ile görüşüp son noktayı koymayı umut ediyorum.
"OCAK AYINDA, BÜYÜK ORGANİZASYONLARDA ODAMIZI BAŞARIYLA TEMSİL ETTİK"
Ocak ayında sevindirici haberler de aldık, büyük organizasyonlarda Odamızı başarıyla temsil ettik.
Türkiye’nin köklü sanayi kuruluşlarının çevreci ürünlerinin, daha az enerji ve hammadde ile üretim sağlayan projelerinin ve “sürdürülebilirlik ve çevre yönetimi” konusundaki çalışmaların yarıştığı İstanbul Sanayi Odası (İSO) 2018 Çevre Ödülleri’nde, Piri Reis Üniversitesi’nin deniz kampüsü “İSO Özel Kategori Çevre Ödülü”ne layık görüldü. Piri Reis Üniversitesi’nin her tarafında, denizcilerimizin alın teri ve göz nuru var. Bu gelişmeler bizi hem mutlu ediyor, hem de gururlandırıyor.
Dünya denizcilerini bir araya getiren Boat Düsseldorf Fuarı’na, Odamızın desteği ile üyelerimizin katılımı sağladık.
Yine turizmde ülkemizin en önemli fuarlarından birisi olan 24. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT 2020’de yerimizi aldık. Bu yıl bir değişiklik yaptık. Deniz Ticaret Odası olarak biz de fuarda bir stant aldık ve deniz turizmi ile doğrudan alakalı İskenderun, Antalya, Fethiye, Bodrum ve Marmaris şubelerimiz tam kadro burada bizleri temsil ettiler. Bu fuarda olmak, bayrak göstermek önemliydi. Hem Odamızın tanıtımı ve bilinirliği, hem de deniz turizmi ile iştigal eden şubelerimizin kendilerini tanıtmaları açısından güzel bir fırsat oldu. Fuar organizasyonlarında emeği geçen tüm arkadaşlarımızı tebrik ediyorum.
DENİZ HABER AJANSI