Takvimler Şubat 2019’u gösterdiğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın günlük programında Tuzla Tersanesi'ndeki bir tören dikkat çekiyordu. TCG Ufuk Test ve Araştırma Gemisi’nin denize indirilme töreni vardı ve Cumhurbaşkanı dahil bu alandaki tüm kritik isimler orada olacaktı.
O gün denize indirilen Ufuk korveti, test sürecinde çok değerli bir performans ortaya koydu ve bugün itibarıyla ‘kabul’ için sona gelindi. TRT Haber’den Sertaç Aksan, ‘Türkiye'nin denizlerdeki gözü kulağı’ olacak TCG Ufuk’un hem imkan ve kabiliyetlerini, hem de Ankara’ya ne tür stratejik bir fayda sağlayabileceğini Savunma ve Denizcilik Araştırmacısı Kozan Selçuk Erkan ile konuştu.
TCG UFUK İSTİHBARAT GEMİSİ NEDEN ÖNEMLİ?
Araştırmacı Erkan ile görüştüğümüzde öncelikle TCG Ufuk gemisinin neden önemli olduğu sorusuna yanıt arıyoruz.
“Günümüzün en büyük silahı olan ‘teknolojik dijital harp’ için baştan sona bu amaçla tasarlanmış ilk Türk gemisi” diyerek başlıyor anlatmaya Erkan.
TCG Ufuk’ta asıl amacın elektronik veri izleme, toplama, analiz etme ve gerekirse karşı tedbirler ile düşman elektronik sinyallerini aldatma-engelleme olarak tanımlanabileceğini söylüyor.
Bu noktada ilginç bir detay veriyor ve Türk savunma sanayii tarafından geliştirilen pek çok hassas ekipman ve sensörün bu gemide olacağı bilgisini paylaşıyor. Aslında bu durum söz konusu sensör ve sistemlerin de hem denizde hem de en zor şartlar altında doğrudan test edilmesi anlamına geliyor. Erkan ile sohbetimizde konu kara savaşlarındaki değişimin denizler üzerindeki etkilerine geliyor. Günümüzde savaşların sadece silahlarla yapılmadığına işaret ediyor Kozan ve ‘er meydanındaki’ belirleyici unsurun ‘bilişim teknolojisi’ olduğunun altını çiziyor.
“Eskiden ‘Biri Bizi Gözetliyor’ programları vardı. Kameralar evin her tarafındaydı ve izleyici anlık olarak evde yaşanan olaylara şahit olabiliyordu. Böyle bir kabiliyeti denizlere taşıdığınızı düşünün… Düşman gemisi ne görüyor, ne duyuyor, haliyle taktik açıdan ne planlıyor bunları görebildiğinizi hayal edin. Hayalinizi sadece gemilerle sınırlamayın. Kimi noktalarda TCG Ufuk’un karadaki sinyalleri de rahatlıkla izleyebildiği gerçeğini hatırlayın. Ankara’nın nasıl bir konuma ulaştığını şimdi daha iyi anlıyor musunuz? Ayrıca, TCG Ufuk denizde bulunduğu bölgedeki ülkelerin elektronik haberleşmelerini, radar sinyallerini diğer iletişim sensörlerinin yarattığı enerjileri görebilme yeteneğine de sahip. Burada çok hassas bir konuya daha cevap aramakta fayda var… TCG Ufuk sizce bu sistemleri sadece izleyebiliyor mu, yoksa müdahale de edebilir mi? Geminin üzerinde söz konusu bu bilgileri alıp işledikten sonra onları kör edebilecek beceri var. Gördüğünüz üzere bu son cümle bile TCG Ufuk’un Ankara için nasıl bir güç unsuru olduğunu gözler önüne seriyor.
Elde edilen bilgilerin diğer güvenlik kurumlarıyla anlık olarak paylaşılabilmesi tabii ki mümkün olacak… Diğer gemilerimiz, deniz ve kara unsurlarımızla anlık paylaşım yapacak. Diğer taraftan, çevremizde özellikle de Mavi Vatan’daki rakiplerimizde bizimki kadar güçlü bir elektronik altyapısı olan ülke yok. Genelde parasını verip satın aldıkları ithal sistemleri kullanıyorlar. Bu ne anlama geliyor? Siz istediğiniz zaman kafanıza göre sinyal verilerini değiştiremiyorsunuz. Çünkü böyle bir değişim sadece size o sistemi satan ülkenin izniyle mümkün olabilir. Bu izin de çok özel şartlar dışında kolay kolay verilmez. Peki bu ne demek? TCG Ufuk’un tüm bu sistemleri çözebileceğini, hatta diğer güvenlik kurumlarıyla da paylaşabileceğini anlatmıştık… Yani elimizde çözülen bir sistem ve değiştirilemeyen kodlar var. Bu da haliyle ‘diğer tüm güvenlik kurumlarınızın da’ o sinyali artık rahatlıkla takip edebileceği anlamına gelir.”
TÜRKİYE ‘EN GELİŞMİŞ KATMANDA’ YERİNİ ALACAK
TCG Ufuk’un imkan ve kabiliyetlerini, bunların Türkiye'nin gücüne nasıl katkılar sunacağını konuştuk… Kozan ile sohbetimizde son iki durak ‘diğer ülkeler’ ve ‘ihracat potansiyeli’ oluyor. Bu gemilerin çok yaygın olmadığını biliyoruz. Kozan bir düzeltme yapıyor ve ‘olmadığı’ yerine ‘olamadığı’ daha doğru bir ifade diyor. Pek çok ülkenin bu gemiyi donatacak teknolojisinin olamadığı için bu alanda adım atamadıklarını öğreniyoruz. Kısacası genelde ABD, Rusya, Çin, Fransa, İsveç, Almanya, Norveç ve İngiltere haricinde bu konuda ihtisas gemisine sahip çok fazla donanma yok.
DÜNYADA BİR İLKİ BAŞARABİLİRİZ
Tek sorunun ‘pahalılık’ olmadığını anlıyoruz. Sistemlerin pahalı olmalarının yanı sıra her ülke için ayrı çözümler içermesi gerektiğini öğreniyoruz. Erkan daha net ifade edebilmek üzere bir örnekten yola çıkıyor:
“Türk istihbarat gemisi hem Batı hem de Doğu bloku teknolojisi sinyalleri toplayıp analiz etmeli. Ancak MİLGEM ihraç ettiğimiz Ukrayna için durum farklı. Onlar, sadece Rus sistemlerinin bizim etrafımızda olmayan versiyonlarının istihbarati bilgilerine ihtiyaç duyuyor. Keza Pakistan’da da durum yine benzer. Yani her ülkenin ihtiyaçları farklı. Türkiye’nin askeri gemi ihraç ve inşa politikası diğer gelişmiş ülkelere göre çok daha cesur atılımlar gösterebiliyor. Yani dost ve müttefik ülkelerle ‘onlara özel’ gemilerin üretimi mümkün olabilir. Eğer bu başarılırsa dünyanın ilk istihbarat gemi ihracatı yapılmış olur.”
DENİZ HABER AJANSI