Ticaret Bakanı Mehmet Muş, kasım ayı dış ticaret rakamlarını basın toplantısıyla açıkladı. Bakan Muş, açıklamasında şunları kaydetti;
Kasım ayına ilişkin dış ticaret rakamlarını ve dönemsel gelişmeleri değerlendireceğimiz bu toplantı vesilesiyle sizlerle bir arada bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Kadim bir tarihe sahip Adana, eski zamanlardan bu yana köklü bir ticaret merkezi olarak insanların ilgisine mazhar olmuş, kültürü ve zengin mutfağıyla her zaman ön planda olmuştur. Adana bereketli ve verimli toprakları ile tarımda elde ettiği başarının yanısıra sanayide de ön plana çıkarak her geçen gün potansiyelini daha üst seviyelere taşımaktadır. Küresel ekonomideki gelişmelerden bahsetmeden önce, köklü bir ticaret kültürüne sahip Adana’nın, en çok ihracat yapan ilk 20 ilimiz arasında yer aldığının altını çizmek isterim.
"Küresel resesyonun enflasyonu düşürme hızının oldukça yavaş olması beklenmektedir"
Son açıklanan veriler, Avro Bölgesi’nin bugüne kadar kaydedilen en yüksek, Japonya’nın ise son 40 yılın en yüksek enflasyon oranlarına ulaştığını göstermektedir. Enerji fiyatlarının yüksek seyri gibi etkenlerle, ülkelerin yürürlüğe koyduğu mali sıkılaştırma politikalarına rağmen henüz enflasyon üzerinde ciddi bir düşüş trendi başlamamıştır. Avrupa Merkez Bankası, Avro Bölgesi için beklentilerin üzerinde bir enflasyona işaret ederken, küresel resesyonun enflasyonu düşürme hızının oldukça yavaş olması beklenmektedir.
OECD tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan Küresel Ekonomik Görünüm raporunda 2021 yılında yüzde 5,9 olan küresel büyüme hızının 2022 yılında neredeyse yarıya düşeceği tahmin edilirken, 2023 yılında da yüzde 2,2’ye gerileyeceği öngörülmüştür. OECD yaptığı tahminlerde, en büyük ticaret ortağımız olan Avro Bölgesinin bu yıl yüzde 3,3 ve önümüzdeki yıl ise yalnızca yüzde 0,5 büyüyeceğini öngörmüştür.
"PMI verileri de özellikle Avrupa’daki yavaşlamayı yansıtmaktadır"
Nitekim, Avrupa Komisyonu “Kış Ekonomik Tahminler Raporu”nda AB’nin son çeyrekte küçülmeye başlayacağı ve büyüme oranının önümüzdeki iki yıl boyunca da tekrar yüzde 2’nin üstüne çıkmayacağı öngörülmektedir. PMI verileri de özellikle Avrupa’daki yavaşlamayı yansıtmaktadır. Avro Bölgesi imalat sanayi endeksi altı aydır, yeni siparişler endeksi ise beş aydır 50 eşik değerin altında yer almaktadır.
Küresel ticarette de genel ekonomik gidişata paralel bir trend beklenmektedir. OECD hesaplamalarına göre 2021 yılında yüzde 10 olan reel ticaret artışının, 2022 yılında yüzde 5,4’e ve 2023 yılında da yüzde 2,9’a düşmesi beklenmektedir. Nitekim, Dünya Ticaret Örgütü’nün kısa dönem ticaret gelişmelerini yansıtan Barometresi Kasım ayında 100’ün altına düşerek uluslararası ticarette yavaşlamayı ortaya koymuştur. Küresel ekonomide büyüyen bir borç sorunu bulunmaktadır. Birçok finans kuruluşu önümüzdeki yılın daha zayıf küresel büyüme ve daha yüksek borçlanma maliyetlerine tanıklık edeceğini ifade etmektedir. Yani mali sıkılaşma tek başına küresel enflasyonu kısa vadede düşüremezken, büyümeyi aşağı çekmekte ve küresel borç sorununu da tetiklemektedir.
"İhracat büyümenin itici gücü olmaya devam etmiştir"
Küresel ekonomide zikrettiğim bu gelişmeler yaşanırken, ülkemiz gerek dış ticaret gerekse ekonomik büyümesinde yakaladığı başarılı performans ile dikkat çekmektedir. 2021 yılında son 50 yılın en yüksek büyüme hızına ulaşan ülkemiz, birçok ülkenin hızla resesyona sürüklendiği bir dönemde büyüme trendini sürdürmeyi başarmıştır. İkinci çeyrek büyümemiz yüzde 7,7 olarak yukarı yönlü revize edilmiş olup, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde ise ekonomimiz yüzde 3,9 oranında büyüyerek son dokuz çeyrekte kesintisiz bir büyüme kaydedilmiştir. 2022 yılının ilk üç çeyreklik kısmında mal ve hizmet ihracatımızda yaşanan yüzde 14,5 oranındaki artışla ihracatın büyümeye katkısı 3,4 puan seviyesinde gerçekleşmiştir. Gerçekleşen yüksek oranlı büyümenin yarısından fazlası mal ve hizmet ihracatından kaynaklanmış olup ihracat büyümenin itici gücü olmaya devam etmiştir.
Bu vesile ile siz değerli ihracatçılarımızı bir kez daha ekonomimize sunduğunuz bu yüksek katkı için tebrik ediyorum. İlaveten, Orta Vadeli Programımızda zikredildiği şekilde 2022 yılında yüzde 5 oranında bir büyümeye ulaşılması öngörülmektedir. Bu gerçekleşmeler Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizi, parasal sıkılaştırma kaynaklı resesyon beklentileri ve dış talepteki daralmaya rağmen ekonomimizin ortaya koyduğu dinamizmi göstermektedir.
Nitekim, küresel ekonominin yüzde 3,1 ve Çin ekonomisinin sadece yüzde 3,3 büyümesinin beklendiği bir ortamda; Türkiye ekonomisinin gerçekleştirmiş olacağı bu büyüme performansı çok değerli olacaktır. Hız kesmeden yoluna devam eden üretimin güçlü etkilerinin son açıklanan istihdam verilerine de yansıdığını memnuniyetle ifade etmek isterim. 2020 yılı birinci çeyreğine kıyasla 2022 yılı üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisi 3 milyon 552 ilave istihdam yaratmış ve bu istihdama sanayi sektörünün katkısı 1 milyon 66 bin kişi seviyesinde olmuştur. Söz konusu rakamlar üretim ve ihracatımızdaki güçlü performansın ekonomimize ne derece olumlu yansıdığını bize açık ve net şekilde göstermektedir.
"İhracatımız en yüksek aylık değerine ulaşmıştır"
İhracatımız geçtiğimiz yıl yakaladığı ivmeyi bu yılın ilk 11 ayında da devam ettirmiş ve her ay olduğu gibi en yüksek aylık ihracat değerine ulaşmıştır. Kasım ayında ihracatımız geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 1,9 artışla 21,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ocak-Kasım dönemi ihracatımız ise yüzde 14 artışla 231 Milyar dolara yükselmiştir.
Enerji ve emtia fiyatlarında yaşanan sert artışın etkisi ile ithalatımız Kasım ayında 30,7 milyar dolar olmuştur. Bu ay enerji ithalatımız yüzde 17,4 artışla 7,7 milyar dolara yükselerek toplam ithalatımızın dörtte birini oluşturmuştur. Nitekim, Dünya Bankası tarafından açıklanan son veriler, 2022 yılı ilk 10 ayında bir önceki yıla göre enerji fiyatlarında yüzde 70,2 artış yaşandığını göstermektedir. Emtia fiyatlarında görülen söz konusu artış, net emtia ithalatçısı tüm ülkelerde olduğu gibi, özellikle imalat sektörü için yüksek miktarda enerji ithal eden ülkemizin ithalatını da yükseltmektedir.
Öte yandan, son dönemde altın ithalatındaki yükseliş de ithalatımızda yaşanan artışta etkili olmuştur. Altın ithalatımız Kasım ayında yüzde 2567 artışla 2,6 milyar dolara yükselmiştir. Ocak-Kasım döneminde ise toplam altın ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 242 artarak 17,8 milyar dolar olmuştur. İlaveten, paritenin dış ticaret rakamlarımız üzerindeki olumsuz etkileri de devam etmektedir. Parite etkisiyle dış ticaret açığımız Ocak – Kasım döneminde yaklaşık 3 milyar dolar daha fazla gerçekleşmiştir. Diğer taraftan, bazı sektörel gelişmeler de Kasım ayı ithalatımız üzerinde etkili olmuştur.
"Dış ticaret açığımızda enerji, altın ve otomotiv kalemlerindeki ciddi artışın payı bulunmaktadır"
Geçtiğimiz yıl başta otomotiv olmak üzere çeşitli sektörlerde yaşanan yarı iletken tedariğine ilişkin sıkıntıların hafiflemesiyle küresel otomotiv piyasası canlanmaya başlamıştır. Bu kapsamda, Kasım ayında motorlu kara taşıtları ithalatımız yüzde 40 artışla 1,9 milyar dolar olmuştur. Dolayısıyla bu ayki dış ticaret açığımızda enerji, altın ve otomotiv kalemlerindeki ciddi artışın payı bulunmaktadır.
Dış ticaret verilerimizi paylaşırken hizmet ihracatımıza da ayrı bir parantez açmak istiyorum. Hizmet gelirlerimiz seyahat ve taşımacılık gelirlerinin de önemli etkisiyle güçlü seyrini sürdürmektedir. 2022 Ocak-Eylül döneminde yüzde 69,4 oranında artışla 31,3 milyar dolar seyahat geliri elde edilmiştir. Aynı dönemde yüzde 57,9 oranında artışla 26,8 milyar dolar taşımacılık geliri elde edilmiştir.
"18 ülkeye yönelik ülke özelinde eylem planları uyguluyoruz"
Bakanlık olarak, küresel belirsizliklerin bu denli büyüdüğü bir dönemde ihracatçılarımıza her türlü desteği vermeye devam ediyoruz. Öncelikle, geleneksel ihraç pazarlarımızdaki daralmayı öngörerek yıl ortasında devreye aldığımız Uzak Ülkeler Stratejisi’yle ihracatçılarımızın Asya ve Güney Amerika gibi uzak pazarlarda tutunmaları için onlara destek oluyoruz. Böylece ihracat menzilimizi ve ürün çeşitliliğimizi genişletiyor, 18 ülkeye yönelik ülke özelinde eylem planları uyguluyoruz.
Öte yandan, özellikle Avrupa’da birçok firma enerji tasarrufu için çeşitli yollar ararken, yaklaşan kışla birlikte üretim ve yatırımların yeni rotalara kayma ihtimali güçlenmektedir. Bu doğrultuda bir taraftan ülkemizin Avrupa için üretim ve tedarik merkezi olması için yoğun temaslar sürdürmeye devam ederken, bir taraftan da artan enerji fiyatlarıyla gelirleri ve dolayısıyla talepleri yükselen Ortadoğu ve Körfez ülkelerinin ilk tercihinin Türkiye olması için yoğun ticari diploması faaliyetleri yürütüyoruz. Nitekim, bu hafta İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz İSEDAK programı vesilesiyle, Temmuz ayında uygulamaya konulan İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri arasındaki Tercihli Ticaret Sistemi ve hayata geçen tahkim merkezi sonrası ticari ilişkilerimizi daha da geliştirmek için kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdik.
Küresel ekonomi enflasyon ve küçülme arasında sıkışmışken ülkemizin pandemi döneminde olduğu gibi bu adı konmamış küresel kriz ortamından da en az hasarla çıkması için özverili çalışmalarımıza devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl yakaladığımız büyüme ivmesinin üçüncü çeyrekte de devam etmesi ve ihracatımızda yakaladığımız seviyeler çalışmalarımızın meyvelerini aldığımızı ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, kararlılıkla uyguladığımız ihracata dayalı büyüme modelimiz ve ihracatçılarımızın yoğun çalışmaları sayesinde sanayimizde son yıllarda gösterdiğimiz atılımı devam ettireceğimize, ihracatın ve yatırımların lokomotif olduğu mevcut büyüme ortamını sürdürülebilir kılacağımıza eminim. (TRT Haber)
DENİZ HABER AJANSI