Tarihler; 29 Ocak 2010'u gösterirken, Taraf Gazetesi muhabiri Mehmet Baransu, bir bavul belgeyi Beşiktaş'ta bulunan İstanbul Adliye'sine teslim ediyordu. Mehmet Berk, Bilal Bayraktar ve Ali Haydar isimli Özel yetkili cumhuriyet savcıları, Mehmet Baransu'nun teslim ettiği bir bavul belgeyi bir aylık inceleme sonucu, kumpas davaları olarak tarihe geçecek sürecin düğmesine, 22 Şubat 2010 tarihinde bastı.
Mehmet Baransu'ya bir bavul belgeyi verdiği belirtilen ve şu anda firarda olan Tuncay Opçin olduğu iddia edildi, ancak ispatlanamadı. FETÖ yapılanmasının basın ayağında önemli bir isim olan Tuncay Opçin, Deniz Kuvvetlerinden atılma, eski bir subay olduğu biliniyor.
Tuncay Opçin'in Mehmet Baransu'ya verdiği iddia edilen ve Taraf Gazetesi'nde çarşaf çarşaf yayınlanan bu belgeler, daha sonra, Ergenekon, Balyoz, Amiraller Suikast gibi onlarca davanın açılmasına neden olan sürecin başlamasını neden oldu.
Bu davalar sonucunda devletin KOZMİK ODASI'na girilirken, Genelkurmay'ın gizli belgeleri, sokaklara saçıldı. Mehmet Baransu'nun bavulu, bir dönemin kirli yapılanmasının çilingiri olarak tarihe kaydedilirken, ülkenin gizli bilgi ve belgeleri, 'düşman unsurlarına' servis edildi.
BARANSU'YA SERVİS EDİLEN TAKTİK, KOLAY'A DA UYGULANDI!
Tarihler Ekim-2013'ü gösterirken, aynı Mehmet Baransu'ya gönderilen BAVUL gibi, bir Sarı Zarf içinde Türkiye'nin Milli Klas Kuruluşu Türk Loydu'na ait belgeler, dönemin TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kolay'ın adresine ulaştırıldı.
Sarı zarf içerinde iletilen gizli belgeleri inceleyen TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kolay, Türk Loydu'nda yolsuzluk yapıldığı kanısına vararak, belgelerini içeren bir dilekçeyi, 30 Ekim 2013 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı'na teslim ederek, suç duyurusunda bulundu.
Osman Kolay, Cumhuriyet Savcılığı'na yaptığı suç duyusunu içeren dilekçesinin girişinde şunları kaydediyordu; "Ülkemizin Milli Klas Kuruluşu ve genel başkanı olduğum Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gemi Mühendisleri Odası'nın (GMO) kurucusu olduğu Türk Lodyu Vakfı ile ilgili tarafıma, ekli olarak tarafınıza sunulan bilgi ve belgeler, adıma yazılı olarak sarı zarf içerisinde çalışma adresime bırakılmıştır. Söz konusu dokümanlar incelendiğinde, daha önce duyumlar aldığımız ancak net olarak şahit olmadığımız, Vakfın ticari faaliyetlerini yürütmek amacıyla Vakıf'a bağlı olarak kurulan Türk Loydu Vakfı İktisadi İşletmesinde aşağıda bir kısmına dikkat çekilmeye çalışılan usulsüzlüklerin yaşandığı, kişilere menfaat sağlamak amacıyla bir yapının oluştuğu görülmüştür."
43. Dönem (2012-2014) TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kolay imzasıyla 30 Ekim 2013 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı'na verilen 10 sayfalık suç duyurusunda, Merhum Prof. Dr. Yücel Odabaşı başta olmak üzere onlarca isme Türk Lodyu İktisadi İşletmesi üzerinden usulsüz para aktarıldığı ifade edildi.
Tarihler 7 Kasım 2013'ü gösterirken, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla Tuzla'da bulunan Türk Loydu Genel Merkezine polis baskını yapıldı ve Türk Loydu'nun geçmiş dönemlerine ait belgeleri savcılık talimatıyla el konuldu.
Türk Loydu'na Savcılık talimatıyla yapılan polis baskını, Deniz Haber Ajansı resmi haber portalından "Türk Loydu'nun belgelerine el konuldu" başlığıyla haberleştirilirken, bir çok gizli ve kişiye özel belgelerin soruşturma kapsamına alındığı kaydedildi.
"Türk Loydu'na Polis Baskını" haberin yayınlanmasından kısa bir süre sonra, TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kolay ve TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu iki ayrı açıklama yaparak, "Yapılan Suç Duyurusunun TMMOB Gemi Mühendisleri Odası'nın kurumsal kimliğiyle alakası olmadığı" belirtirlken, Deniz Haber Ajansı'nın yayınladığı belge, hem Osman Kolay'ı hem de Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu'nun açıklamalarını yalanlıyordu.
SAVUNMA SANAYİ PROJELERİ TEHDİT ALTINDA
TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kolay'ın 30 Ekim 2013 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı'na yaptığı 10 sayfalık suç duyurusundan haftalar önce, bir çok gizli belgenin ortaya saçıldığı ve bu konuda, dönemin Türk Loydu Genel Müdürü Şevki Bakırcı'nın Yönetim Kurulunu uyardığı ortaya çıktı.
9 Mayıs 2014 tarihinde yapılan Türk Loydu 55. Olağan Genel Kurulu'nda söz alan Türk Loydu eski Genel Müdürü Şevki Bakırcı; "Türk Loydu'na emanet edilmiş çok önemli gizli belgelerin Türk Loydu'nun dışına servis edildiğini" söyledi. Şevki Bakırcı, Osman Kolay'ın Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği dilekçeye de atıfta bulunarak konuşmasında şunları ifade etti;
"Türk Loydu’na emanet edilmiş çok önemli gizli bilgiler, içeriden dışarıya servis edilmiş. Talimat vererek hazırlanmış evraklar var. Bir gün konuyu öğrendiğimde - ki henüz görevden ayrılmadım-, yürütme kurulu toplantısında yönetim kurulu başkanına Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Osman Kolay’ın dışarıda ‘Türk Loydu, İTÜ hocalarıyla yaptıkları çalışmalar konusunda, içerideki arkadaşların kendisine belge ve bilgi getireceklerini’ kendisine ilettim. Bunlara müdahale edelim, böyle şey olmaz dedim. Ama anlatamadım. Ama bu yetmezmiş gibi, yönetim kurulu başkanı Tamer Yılmaz, mali işler müdürüne talimat vererek bazı konularda liste hazırla demiş. Yani hizmet aldığınız kişilere yapılan ödemeler. Ben konuyu öğrendiğimde, mali işler müdürüne 'Ben buradan ayrılıyorum. Ne isterse istesin ver. Burada yönetim kurulu başkanından bilgi gizlenmez. Ancak bir suretini de kendine sakla.' Mali işler müdürü de burada beni dinliyor, inşallah dediğimi yapmıştır. Şu ana kadar kalite sistemi ve akreditasyon gereği Türk Loydu’nun soruşturma başlatılması gerekir. Şimdiye kadar yapılmasa dahi benim bu konuşmamdan sonra yapılması gerekir. Yoksa görev kusuru olur. Tabii bu tür evraklar dışarıya verilirken, içeride işbirlikçileri var. Osman Kolay’ın savcılığa verdiği dilekçeyi okursanız, herkes anlayacaktır. Bunları anlatmamın nedeni çok ciddi yapısal hastalıklar var" dedi.
Türk Loydu eski Genel Müdürü Şevki Bakırcı'nın konuşmasında dikkat çeken bir unsur, Türk Loydu'nun gizli belgelerinin dışarıya sızdırılmasının Osman Kolay'ın suç duyusundan önce olduğunu belirtmesiydi. Bu da gösteriyor ki, Türk Loydu içinde bulunan ve halen görevde olduğu tahmin edilen kripto kişi ve kişilerin halen Türk Loydu'nda olma ihtimalini güçlendiriyor.
Bakırcı'nın açıklamalarını referans olarak aldığımızda, Türkiye'nin en önemli savunma sanayi projelerini klaslayan Türk Loydu'nun gizli evrakları, tabiri caizse Kozmik Oda bilgileri ve dokümanlarının "Türkiye Düşmanlarının" eline geçtiğinin ortaya koyuyor.
OSMAN KOLAY'IN "CAMBAZA BAK" TAKTİĞİ
TMMOB Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kolay'ın 30 Ekim 2013 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı'na yaptığı 10 sayfalık suç duyurusundaki detaylara bakıldığı zaman bir çok maddi hatanın arka arkaya sıralandığı ortaya çıktı.
Osman Kolay'ın Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği dilekçe'de "İTÜ öğretim Üyesi Prof. Dr. Yücel Odabaşı önderliğinde Gemi Mühendisleri Odası seçimleri ve Türk Loydu faaliyetleri amaçlı olarak çalışmaya başlarlar ve 1996 yılında 33. Dönem GMO seçimlerini kazanarak Tansel Timur’un GMO başkanı olmasını sağlarlar" ifadesini kullanarak Cumhuriyet Savcını yanıltmaya yönelik iddia da bulunduğu belirlendi.
Çünkü, 1992 yılında GMO Başkanlığı'na seçilen Tansel Timur'un Osman Kolay'ın iddia ettiği 1996 yılında halen GMO Başkanlığı'nı yürüttüğünü biliniyor. Osman Kolay'ın Savcılık dilekçesinde bu maddi hatayı kasıtlı olarak yapmasının altında, Cumhuriyet Savcısını yasadışı bir örgütlenmenin olduğunu konusunda ikna etme çabası olarak yorumlanabilir.
Diğer taraftan aynı dilekçede yer alan Ali Eser ve Şevki Bakırcı'nın, Prof. Dr. Yücel Odabaşı'yı seçtirmek için aynı çabayı harcadıklarını söylediği 1995 yılında ise, rakip liste seçimi kazanmış, Ali Eser ve Şevki Bakırcı, Prof Dr. Yücel Odabaşı'nın karşısında olan rakip listede yer almıştı.
Osman Kolay'ın savcılığa verdiği dilekçedeki maddi hatalar veya kasıtlı iddialar bunlarla da bitmiyor. Osman Kolay'ın Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği dilekçede "Prof. Dr. Yücel Odabaşı'nın Başkan seçildiği 1997 yılında" denilmesine rağmen, 1997 yılında Gemi Mühendisleri Odası'nda ve Türk Loydu'nda her hangi bir seçim yapılmamıştı.
Osman Kolay'ın Gemi Mühendisleri Odası Başkanı olarak Cumhuriyet Savcılığına verdiği dilekçede yaptığı kasıtlı maddi hatalar, "Cambaza Bak" strateji güttüğünü ortaya koyuyor.
ŞEYTANIN AVUKATLIĞINA SOYUNMAK
Taraf Gazetesi yazarı Yıldıray Oğur'un, "Baransu Bavullarından" çıkan belgelerin yayınlanmasıyla ilgili yaptığı itirafta, kendilerini Useful idiot (Kullanışlı aptallar) olarak nitelemişti. Burada Osman Kolay'ın 'Useful idiot' olup olmadığını, zamanın göstereceğini ifade ederek, Türk Loydu'na sızan veya bilgi sızdıran yapının hedefini analiz etmeye çalışacağım.
Bundan sonra yazacaklarım bir komplo teorisi değil, elimize ulaşan bilgi ve belgeleri haberleştirdikten sonra ortaya çıkan fotoğrafı, analiz etme olarak yorumlanabilir.
MİLGEM (Milli Gemi Projesi) Projesi dahilinde Türk Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacına binaen, Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından inşa edilen korvetler, Anfibi Gemileri, Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi, Lojistik Destek Gemileri ve son proje olan Havuzlu Çıkarma Gemilerinin, klaslama işlemleri Türk Loydu'nda yapılıyor.
MİLGEM dahilinde 12 adet Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisinin 2008 yılında tamamlanarak Deniz Kuvvetleri envanterine kayıt olması gerekirken, ilk prototip gemi olan TCG HEYBELIADA korveti, 3 yıllık gecikmeyle 27 Eylül 2011 tarihinde hizmete girdi.
ABD Derin Yapısının, Milli Gemi Projesi'nin başladığı dönemde sahneye koyduğu "Milli Orduya Kumpas" stratejisi, 17-25 Aralık'tan sonra Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan tarafından ifşa edildi.
Aslında Yalçın Akdoğan'ın kastettiği organizasyonun Fethullahçı Yapı olduğunu belirtmesine rağmen, FETÖ yapılanmasının arkasında ABD derin yapısının olduğu, bilinen bir gerçek. ABD Derin Yapısının en önemli özelliği, kontrol edemediği veya çıkarlarına kullanmadığı hiç bir organizasyonu ülkesinde barındırmaz. CIA, FBI ve NSA'ın kontrolünde olduğu bilinen ancak 15 Temmuz Darbe girişiminden sonra ortaya çıkan FETÖ yapılanmasının, Türk Loydu Kumpası'nda ne kadar aktif olduğunun ortaya çıkarılması, milli menfaatlerimiz için önem arz ediyor.
Özellikle Savunma Sanayi Projeleri arasında yer alan Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi proje detaylarının CIA'ye yakınlığıyla bilinen Global Security isimli internet sitesinde yayınlanması ve akabinde yayından kaldırılması, o dönemde kafalarda soru işareti oluşmasına neden olmuştu.
Yine aynı döneme gelen Nisan-2011'de, FETÖ yapılanmasının iş dünyasındaki ayağı olan Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu'nun (TUSKON) Endonezya'da düzenlediği ve dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de katıldığı Endonezya Ticaret ve Yatırım Forumu'nda, MİLGEM Projesi dahilinde Endonezya'ya iki adet korvet inşa edilmesi anlaşması imzalanıyordu.
Bu imzadan 5 ay sonra ilk korvet, Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın emrine girerken, 5 ay önce Endonezya'ya 2 adet Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi anlaşmasının yapılması, kripto FETÖ'cülerin devletin her kademesinde yer aldığının en önemli kanıtı olarak önümüze çıkıyordu.
FETÖ'nün iş dünyasındaki kolu olan TUSKON'un organize ettiği Ticaret Forumu'ndan günler önce, Endonezya Genelkurmay Başkanlığı'na bu korvetlerin detaylı bilgilerinin aktarıldığı ve Endonezya Ticaret ve Yatırım Forumu'nda, iki milyar dolarlık 2 korvet ihalesinin imzalandığı o dönemde basına yansıyordu.
2009-2014 tarihleri arasında Türk denizcilik sektöründe geniş bir yelpazede organize olan FETÖ yapılanması, TUSKON'un başını çektiği Endonezya ziyaretinde kimlerin olduğunun ortaya çıkarılması halinde, Türk Loydu içine sızan yapının çilingirini açacağını işaret ediyor.
SAVUNMA SANAYİ PROJELERİ NEDEN GEÇ TESLİM ALINIYOR?
RMK Marine Tersanesi'nde, Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın emrine inşa edilen TCSG YAŞAM, TCSG DOST, TCSG GÜVEN ve TCSG UMUT isimli Sahil Güvenlik Arama Kurtarma gemileri, yaklaşık 18 aylık bir gecikme ile hizmete girmiş ve envantere kaydedilmişti. Bunun en büyük sebepleri arasında kesin kabulleri yapan personelin bugün FETÖ Soruşturması dahilinde cezaevinde olduğunu belirtmekte fayda var.
Öte yandan Türk özel tersanelerinde inşa edilen Savunma Sanayi Projelerinin hiç biri tam zamanında teslim edilmezken, özellikle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafının geç teslim alındığı ve zorluklar çıkarıldığı, Türk gemi inşa sanayinde yüksek sesle dillendiriliyor.
Yukarıda fotoğrafını çektiğimiz olayların analizi ve eylem planı, devleti yönetenlere kalıyor.
Haber - Analiz: Recep CANPOLAT / Deniz Haber Ajansı