İtalya’nın Afrika’ya en yakın noktası Lampedusa adası, son yıllarda Afrika'dan Avrupa ülkelerine gitmek üzere küçük tekneler ve botlarla Akdeniz'e açılan çok sayıda kaçak göçmenin ölümüyle sonuçlanan trajedilerle dünyanın gündemine geliyor.
Lampedusa her yıl savaş ve yoksulluk gibi şartlardan kaçarak umuda yolculuğa çıkan binlerce göçmenin akınına uğruyor. Avrupa’ya son bir senede yasa dışı yollardan giriş yapan 278 bin göçmenden 170 bini İtalya üzerinden geçen yolu kullandı. Bu 170 bin kişiden 142 binin Libya'dan açılarak Lampedusa güzergahından gelmesi, son günlerde adı yine bir göçmen trajedisiyle anılan bu küçük adanın ne denli büyük ve aralıksız göçmen akınına maruz kaldığını ortaya koyuyor.
Libya açıklarında geçen pazar kurtarılan az sayıda sanığın ifadesiyle ortaya çıkan 300’ü aşkın kişinin hayatını kaybettiği trajediyle bir kez daha uluslararası kamuoyunun gündemine gelen adanın ana geçim kaynağı turizm.
Göçmenlerin gözünde güvenli bir yaşamın kapısı olarak görülen Lampedusa’da belediye başkanından balıkçısına kadar halk, sık aralıklarla devam eden göçmen akını ve göçmen teknelerinin alabora olmasıyla yaşanan trajedilerle anılmaktan yorulmuş görünüyor. Yine de Lampedusa halkı göçmenlere karşı misafirperverliğini sürdürüyor ancak bu akının değişeceğine dair çok umutları da yok.
Geçen haftaki son yaşanan trajedinin ardından Lampedusa Belediye Başkanı Giusi Nicolini, son olayı "moral bozucu" olarak nitelendirdi. Belediye Başkanı Nicolini, tüm olan bitene rağmen "hiçbir şey değişmeyecek" düşüncesine kapılmak yerine halen umutlu olmak için Lampedusa’da güç bulduklarını söyledi.
Göçmenlerin yaşadığı acılar ve yaslar karşısında ada halkının bu kişilere sürekli destek olduğunu aktaran belediye başkanı, “Ama bunu ne kadar uzun sürdürebilir bilmiyorum” dedi.
Adasının bu konuda büyük fedakarlıklar yaptığını belirten Nicolini, “Benim adam büyük bir ada ve Lampedusalılar büyük iş yapıyorlar” diye konuştu.
Avrupa’ya tepki
Ada çevresinde yaşanan gelişmelere Avrupa’nın nasıl yaklaştığı sorusuna ise Nicolini, “Avrupa yok. Avrupa gözlerini kapıyor. Kafasını başka tarafa çeviriyor” yanıtını verdi. Lampedusa belediye başkanı, AB’nin adada ve çevresinde gelişen olaylara seyirci kaldığını belirtti.
Başkan Nicolini, umut yolcularının yeni hayat bulmak için geldiği Lampedusa’nın Avrupa’nın kapısına dönüştüğünü ifade etti. Nicolini, ülkesinde Ekim 2013’ten itibaren bir yıl süren ve Akdeniz’de geniş bir koridorda göçmen teknelerine batmadan müdahale edilmesini sağlayan "Mare Nostrum" adlı insani yardım operasyonu ile onun yerini alan daha sınırlı kapsamdaki Triton operasyonuna yönelik tartışmaları da değerlendirdi.
Triton işe yaramıyor
Triton'un faydasız olduğunu söyleyen Belediye Başkanı, şunları kaydetti: “İki farklı şeyden söz ediyoruz. Karşılaştırılamazlar. Biri, Mare Nostrum, insani yardım operasyonuydu. İtalyan devleti, 3 Ekim 2013’teki korkunç trajediden sonra acil duruma karşı bir cevap vermek amacıyla bu operasyonu başlatmıştı. Alabora ve batma vakalarının yaşanmasını önlemek için Akdeniz’in gözetlenmesi arttırılmıştı. Triton ise bir polis operasyonu. AB sınır ajansı Frontex yürütüyor. Tek bir amacı var, o da sınırı korumak. Ama denizde sınırı korumak kesinlikle çok faydasız ve hiçbir şekilde gerekli değil. Bizim kıyılarımızdan 30 mil açığına kadar bakıyorlar. Oysaki, son yaşanan hadisede bizim Sahil Güvenlik ekibimiz 110-140 mil açığa giderek, kendi hayatlarını da riske atarak kurtarma operasyonu yaptı. Bu, Triton’un ne kadar yararsız olduğuna dair fikir veriyor."
Lampedusa’nın harika doğası, kıyıları ve denizi olduğunu belirten Belediye Başkanı Nicolini, adayı ayakta tutan şeyin turizm olduğunu, bütün bu yaşananlar nedeniyle adaya gelmek isteyenlerin tehlike endişesiyle gelmekten çekinmemesi gerektiğini ifade etti. Nicolini, “Buradaki en yüksek tehlike, yüksek ücret ödeyerek adamıza denizi aşarak gelmeye çalışan göçmenler için söz konusu” dedi.
"Garibanlar savaştan kaçıyor"
Lampedusa halkı, ülkelerindeki zor şartları geride bırakıp yeni bir hayat kurmak isteyen göçmenlerin durumunu anlıyor. Ancak yine de adalarının sadece bir göçmen trajedisi olması halinde gündeme gelmesinden ve kendi sıkıntılarının aktarılmamasından şikayetçi.
Adada balıkçılık yaparak geçimini sürdüren Gaetano da böyle düşünenlerden biri. Gaetano, "Ne yazık ki garibanlar savaştan kaçıyorlar. Onlar yeni bir hayat bulmak için geliyorlar” dedi ancak ülkesinin sürekli bu yolla göçmenleri kabul edecek durumda olmadığını söyledi.
Gaetano, “Tabii ki bu insanlar hayatlarını tehlikeye atarak Lampedusa’ya geliyorlar. Ancak biz İtalyanlar da haliyle her şeyi karşılayamayız" diye konuştu.
Adada zaman zaman göçmenlere kendilerinden daha fazla ilgi gösterildiğinden de yakınan Gaetano, "Bunu söylemekten utanıyorum ama ne zaman göçmenler gelse gazeteciler de geliyor. Ben hastalandığımda hastaneye gidiyorum, göçmenlerle benden önce ilgileniliyor. Yine de belki onların daha çok ihtiyacı vardır. İşte gördünüz, son olayda 29’u donarak öldü" şeklinde konuştu.
Adanın ufak kent merkezinde bir hediyelik eşya dükkanı işleten Rita ise ırkçı ya da göçmen karşıtı olmadığını kesin bir dille vurgularken, adalarının sadece göçmen akını ya da göçmen trajedileriyle anılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Hava koşulları el vermediği için adaya yük gemisinin yaklaşmaması durumunda market alışverişi dahi yapmadıklarını anlatan Rita, Lampedusalıların yaşadığı zorlukların gündemde yer almadığını ancak konu göçmenler olduğunda adanın medyada yankı bulmasından dert yandı.
"Bu göç durmayacak"
Bir başka balıkçı Mario ise adalarına göçmen teknelerinin son 15 senedir geldiğine dikkati çekerek, “Bu hikaye asla bitmeyecek” dedi.
İki sene önce adanın birkaç mil açığında yaşanan ve 366 kişinin hayatını kaybettiği trajediyi anımsatan Mario, “Az ileride bir mezarlık var onu boşalttılar ama yakında yeniden dolacaktır. Yenileri gelecektir. Bu durmayacak” diye konuştu.
Deniz Haber Ajansı