Konuyla ilgili UTİKAD'ın açıklaması aynen şöyle:
"Öncelikle ve kesin olarak ifade etmek gerekir ki, uluslararası taşımacılık işinin bir parçası olan yükün “doğru alıcısına” fiziken teslim edilmesi süreci ve bu işlemi gösteren belge kanunidir, hukuksuz değildir. Bu belge hukuksal geçerliliğini hem taraf olduğumuz uluslararası konvansiyonlardan hem de yerel hukukumuzdan alır. Bu işlemin hukuksuz olduğunu iddia etmek, uluslararası ticaret ve bu ticaretin taşınmasındaki kurallar ile çelişir. İşlemin hukuki olmadığını iddia etmek ancak bilgisizlikten ya da bilinçli olarak piyasada yanlış yönlendirme ile kaos yaratma niyetinden kaynaklanabilir.
Uluslararası ticareti bilenler, basiretli dış ticaretçilerimiz, ihracatçılarımız, ithalatçılarımız ve
hatta bankalarımız; konşimentonun veya taşıma senedinin, gönderici, taşıyan ve mal bedelini göndericiye ödedikten sonra bu belgeye sahip olan alıcı arasındaki bir sözleşme olduğunu, bu sözleşmeye göre yükün varış yerinde alıcıya teslimi için, en az bir adet orijinal konşimentonun alıcı tarafından ciro edilerek, ilgili navlun ve diğer ücretlerin de ödenmesiyle birlikte taşıyana teslim edilmesi gerektiğini, bunun yapılmasıyla birlikte, taşıyanın ya yükü fiziken alıcıya teslim etmesi veya bu işlemin malın bulunduğu geçici depolama yerinde gerçekleşebilmesi için, taşıyanın malın teslim edilmesini onayladığı bir “delivery order” yani teslim emri veya ordino düzenlemesi gerektiğini bilir.
XV - Taşıma ücretinin hesaplanması ve ödenmesi
MADDE 870- (1) Taşıma ücreti, eşyanın tesliminde ödenir. Taşıyıcı, taşıma ücretinden başka, eşya için yapılan, duruma ve şartlara göre gerekli olan giderleri de isteyebilir.
Dolayısıyla, gümrük idaresinin yetki ve sorumluluk alanı dışında cereyan eden yükün alıcısına fiziki teslimini sağlayan bir belge olan ordino veya yük teslim belgesinin ve bununla ilgili ücretin kanunsuz olduğunu iddia etmek ya ulusal ve uluslararası kanunları bilmemek ya da bunları hiçe saymak demektir.
Uluslararası taşımacılığın en temel işlemlerinden birisi olan yükün teslimi konusu zaten uluslararası konvansiyonlar ve ulusal mevzuatta da yer almakta ve önceki basın bültenimizde ifade ettiğimiz gibi, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından (o tarihlerde Denizcilik Müsteşarlığı adıyla yayınlanmıştı) yayınlanan 17 Mayıs 2011 tarihli yazıya ve yük teslim sürecinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili çeşitli Yargıtay kararlarıyla onaylanan dava sonuçlarına bakıldığında bir hukuksuzluğun olmadığı, tam tersine ordino veya yük teslim belgesi olmaksızın mal teslim almaya çalışanlar veya yük teslim belgesi olmaksızın yükü teslim edenler hakkında verilen aleyhte kararlar olduğu rahatlıkla tespit edilebilir.
Ayrıca ordino veya yük teslim belgesi bedellerinin tahsiline ilişkin açılan davaların bugüne kadar Mahkemelerce kabulüne karar verilmesi, bu kararların Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiş olması ordinonun hukuki olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Ordino veya yük teslim belgesi karşılığı ücret alınmasının Türkiye'de alışılmış ve kabul edilmiş bir gelenek olduğu Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.02.2016 tarih E.2015/168 E. K.2016/1460 sayılı ilamı ile tespit edilmiştir.
Konuyla ilgili tüm detaylar, bilgilendirme amacıyla TİM İhracat Haftası etkinliğinde konuyla ilgili açıklama yapan Sayın Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’a 15 Kasım 2017 tarihli yazımızla iletilmiştir.
Geçen hafta içinde TİM Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi’nin katıldığı ve UTİKAD’ın da üyesi olduğu TİM Lojistik Konseyi toplantısında, TİM duyurularının herhangi bir hukuki inceleme yapılmadan yayınlandığı anlaşılmış, detaylı bilgiler TİM ile paylaşılmış ve TİM Başkanı’ndan konunun kendi hukuk danışmanları tarafından da inceleneceği sözü alınmıştır.
Yine eksik bilgiler, yanlış yönlendirmeler ve TİM’in konuyla ilgili yazısını takiben, İstanbul Ticaret Odası tarafından da yayınlanan, ordino ve benzeri ücretlerin gerek Gümrük Kanunu’nda gerekse Türk Ticaret Kanunu’nda yasal dayanağı olmadığı için hukuksuz olduğu yönündeki yazıyla ilgili olarak bilgi ve belgeye dayalı açıklamalar, İTO Meslek Komiteleri yıllık toplantısında UTİKAD tarafından gerek Oda yönetimine gerekse tüm katılımcılara aktarılmıştır. Bunların dışında konuyla ilgili, ilgisiz çeşitli kurumlar tarafından mevzuatın yük teslim süreciyle çok da ilgisi olmayan başka hükümleri, farklı yorumlamalarla birlikte yanlış yönlendirme amacıyla basında yer almaya devam etmektedir.
Hele hele bir kurumun yükün fiziki teslimiyle hiçbir ilgisi olmayan Gümrük ve Ticaret Bakanı’yla görüşüldüğü ve ordinoyu kaldırttığı söylemi de kamuoyunda yanlış algılamalara ve sonuçlara yol açmıştır. Nitekim bazı ithalatçıların yük teslim belgesi olmadan yükü geçici depolama yerinden teslim almaya çalıştıkları öğrenilmiştir. UTİKAD olarak en çok üzerinde durduğumuz konu, uluslararası konvansiyonlar ve uygulamalarla belirlenmiş süreçlerin gözardı edilmesiyle birlikte ülkemizin uluslararası platformlarda zor durumda kalmamasıdır. Bu açıklamalarımız da yanlış yorumlar ve yönlendirmelerle sürecin yanlış yerlere gitmemesini sağlamak içindir.
"Uluslararası taşımacılık gibi pek çok bileşeni olan ve gerek yurt dışında gerekse yurt içinde farklı hizmetlerin üretildiği bu sürecin navlun dışında hizmet bedellerinin olması kaçınılmazdır. Dolayısıyla özel hukuk ve sözleşme serbestisi çerçevesinde gönderici-taşıyan-alıcı arasında yürütülen ticaretin gereği oluşan ordino ücreti dahil çeşitli bedellerin, serbest ekonomi rejimini, ilkelerini kabul etmiş ve destekleyen bir ülkede devlet tarafından tarifelendirilmesi veya bedelinin sıfırlanması beklenmemelidir.
Ancak UTİKAD’ın da hep karşısında olduğu piyasa koşularının dışında kalan fahiş fiyatlandırmalarla hizmet vermeye çalışanların da, yine basiretli tüccarların ve ithalatçıların bilinçlenmesiyle piyasa koşulları dahilinde yok olacağı kesindir."
DENİZ HABER AJANSI