Sektörde uzun yıllara dayanan bir tecrübeyle hizmetlerini sunan Yaf Diesel firması Genel Müdürü Yusuf Kanıcı, “Sektörün neredeyse tüm alanlarına yönelik gemi yedek parçaları temin ediyoruz. Tüm deniz yedek parça ve ekipmanlarının imalatı, inşası, ithalatı, ihracatı, transit ticaretini yapıyoruz” dedi. Kanıcı, 2008 yılından bu yana Türk ve yabancı armatörlere hizmet vermekte olan, Yaf Diesel'in kurulma amacını ve hedeflerini anlattı.
Sektöre nasıl giriş yaptınız?
1979 yılı Çorum doğumluyum, meslek lisesi mezunuyum. Gemiler ile ilk tanışmam 2001 yılında aile dostu bir kaptan yakınımın gemide yağcı olarak iş bulmasıyla başladı. 4 yıl boyunca gemilerde makine lostromolugu ve elektrik zabitliği yaptım. 2004 yılında Tuzla’da bir tamir firmasında ilk kara deneyimimi edindim. Burada çalışırken bir müşterimizden gelen iş teklifini kabul edip, 2005 yılında yeni inşaa gözetmen ekibinin bir parçası olarak Çin’e gittim, 4 yıl boyunca Çin’de 12 adet yeni inşaa geminin gözetmen ekibinde görev aldım, 2008 yılı krizinde yeni inşaa projelerin iptal olması ile Türkiye’ye dönüş yaptık, tekrar gemiye çıkmaktan başka seçeneğim kalmadığını düşünürken, Çin’e geri dönüp ticarete atılma fikri o anda can simidim oldu. O dönemde iptal olan projelerden tersanelerin elinde kalan gemiler, parası olan armatör için büyük bir fırsattı. 3 yıl boyunca gözetmen olarak çalıştığımız Taizhou şehrinde kesişti yolum ilk müşterimle, o gün ilk firmam Taizhou Marin’in temeli de atılmış oldu.
Yaf Diesel in hikayesi nedir? 4 yıl gibi kısa bir sürede sektördeki krize rağmen bu kadar hızlı büyümenin sırrı nedir ?
2008 yılından bu yana Türk ve yabancı armatörlere hizmet vermekteydik. 2013 yılında Türkiye pazarına daha hakim olup, ülkemizde yapacağımız yatırımların onunu açmak ve Avrupa pazarında da var olabilmek için Yaf Diesel’i kurdum. Yaf Diesel Türkiye’de yedek parça alanında stoklu satışı başlatarak bir ilke imza atarken, armatörlerimizi de yüklü uçak navlunlarından ve uzun teslim sürelerinden kurtarmış oldu. Bugün Yaf Diesel 4 yıllık bir firma olmasına rağmen gemi makineleri için kritik önemi olan yedek parçaları stoklarında bulundurmaktadır. Tercih edilme sebeplerimizden biri budur fakat asıl tercih edilme ve krize rağmen büyüyebilmemizin sırrı bu mesleğin içinden geliyor olmamızdır. Geçtiğimiz yıl Giptas yan sanayi sitesinde açmış olduğumuz tamir atölyesi ile gemi makine ve özellikle şanzıman tamir işine başladık. Makine tamirinde yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olan personellerimizi şanzıman tamiri için üretici firmaya eğitimlere gönderdik, firma olarak kendimizi bu konuda da yeterli seviyeye getirdik. Yaf Diesel olarak şanzıman tamiri konusunda yetki belgesi bulunan tek firmayız.
Faaliyet alanlarınızdan bahsedelim biraz, ne tür ekipman ve yedek parçalar ikmal ediyorsunuz?
Gemide bulunan bütün ekipmanları ve bunların yedek parçalarını diyebilirim, gemilerde çalışmış olmam, tamir ve yeni inşaa tecrübelerimle birleştiği zaman gemilerden gelen bütün taleplere cevap verebiliyoruz fakat stoklarımızda da bulundurduğumuz ve ana işimiz dediğimiz makine yedek parçasıdır. İki ve dört zamanlı makinelerin bütün yedek parçalarını armatörün tercihine göre uzak doğu ve Avrupa alternatifli olarak ikmalliyoruz.
Genel olarak uzak doğu yapımı ürünlere karşı bir önyargı var, bu denizcilik sektöründe de mevcut mu, siz bunu nasıl aşıyorsunuz?
Evet genel olarak bir önyargı mevcut fakat bu konuda bilinçli olmak gerekiyor, mesela elinizdeki telefon dünyanın en iyi markalarından biri olabilir ancak Çin’de üretiliyor, birçok dünya markası artık Çin’de üretim yapıyor. Bu denizcilik sektörü için de geçerli, bugün bütün büyük ana makine üreticileri Çin’de hem makine hem de makine parçası üretimi yaptırıyor hatta bazı makineler artık sadece Çin’de üretiliyor. Evet bizim işimizde kalite karadakinden çok daha önemli, çünkü gemiler deniz aşırı çalışıyor. Küçücük bir parça, gemiyi deniz ortasında çaresiz bırakabilir. Biz bunun sorumluluğunun bilincindeyiz, bu sebeple uzak doğuda var olmaya devam ediyoruz yoksa biz Türkiye’den yapıyoruz satışı bizim uzak doğudaki ofislerimiz hem maddi hem manevi külfet. Fakat orda varolmadığınız sürece kalitede sürekliliği sağlayamazsınız. Ben rutin olarak çalıştığımız fabrikalara ziyaretlerde bulunuyorum, ekipman testlerine iştirak ediyorum, oralarda edindiğim bilgi ve tecrübeleri burada müşterilerimiz ile paylaşıyorum. Üretim sonrası test raporları ve sertifikaları kendilerine sunuyorum. Çin’deki fabrika ziyaretlerinde çok karşılaştığım bir konu da; Avrupalı firmalar kendi markaları ile Çin’de yedek parça ürettirip Avrupa’da üretilmiş gibi yüksek fiyatlar ile satıyorlar. Evet uzak doğuda bu işi çok iyi yapan firmalar mevcut ancak önemli olan onlar ile işbirliği yapabilmek. Bunlar ciddi prosedürleri olan büyük firmalar olduğu için sadece büyük miktarlarda alım yapabilen güçlü firmalar ile çalışıyorlar. Bizim aslında stoklu çalışmaya başlamamızın sebeplerinden biri de budur çünkü bu firmaların üretim planları ve uzun teslim süreleri var ve bir gemiye ihtiyaç olabilecek adetlerde üretim yapmayı kabul etmiyorlar. O yüzden yedek parçaları yüksek adetlerle kendi stoklarımıza alıyoruz. Tabiki anında ve istediğiniz adetlerde üretim yapan merdiven altı diye tabir ettiğimiz küçük üreticilerde var, sektör içinde asıl önyargı oluşmasına sebep olan firmalar bunlardır, üretimde kalite standardı, test ekipmanı bulunmayan firmalar bunlar websitelerine baktığınızda büyük ve ciddi firmalardan ayırt edemiyorsunuz, ziyaret edip gezip görme sansınız yok ise sadece kötü tecrübe ile anlayabilirsiniz. Fakat biz 12 yıldır oralarda varolduğumuz için bu firmaları tanıyoruz ve uzak duruyoruz. Bunun ayırdına varmak için uzun mesailer harcıyoruz. Ayrıca biz sadece fabrikaların kendi yapmış oldukları testler ile de yetinmiyoruz kendimiz de testler yapıyoruz bu yıl satın aldığımız Oxfrod marka analiz cihazı ile satın almış olduğumuz parçanın 10-15 saniyede metal analizini çıkarıyoruz, metallerde bir başka önemli konu sertliktir bunun için de bir analiz cihazımız mevcut. O cihaz ile de gerekli kontrolleri yapıyoruz.
Yedek parça ikmali ve tamir işinin yanında kendiniz üretim yapmayı düşündünüz mü?
Tabiki planlarımız ve hedeflerimiz arasında var bu zaten ve ben Türkiye’de denizcilik sektörünün sadece yerli üretim ile kalkınacağını düşünüyorum, bizim tedarik yelpazemiz çok geniş olduğu için yakın gelecekte bu parçalardan birini Türkiye’de üretmeyi hedefliyoruz.
2016 yılı beklediginiz gibi geçti mi ? 2017 yılından beklentileriniz nelerdir?
2016 yılı beklediğimiz gibi geçti satış ve yatırım konularında hedeflerimizi tutturduk. Kurulduğumuzdan bu yana büyüyen bir firmayız 2016 yılında hem kendi binamıza taşındık, hem de biraz önce bahsettiğim gibi tamir atölyesi kurarak tamir işine başladık. 2017 yılında da satış ve yatırım hedeflerimiz var satış hedeflerimiz 2016 dan çok farklı değil sektörün durumu malum. Yatırım hedeflerimizde iki ülkeden birinde satış ofisi açma projesi var. Ayrıca Kore’deki ofisimiz bugüne kadar hep satın alma ve kalite kontrol yaptı bu yıl içerisinde Kore’den de satış yapmayı planlıyoruz.
IMO sürekli yeni regülasyonlar yayınlıyor, sizler bunları takip ediyor musunuz?
Regülasyonları takip ediyoruz, etmek zorundayız ve bizi ile ilgili olan regülasyonlarında sadece takip etmiyor aynı zamanda uyguluyoruz. Özellikle deniz ve çevre kirliliği konusu hepimizin hassas olması gereken bir konu ve biz bu konuya özellikle hassasiyet gösteriyoruz.
2008 yılında başlayan küresel kriz denizcilik sektörünü de derinden etkiledi bizler burada ne tür bir yanlışlık yaptık?
Aslında yanlışlık yaptık denemez fakat yanlışlık diyeceksek de bu yanlışı sadece bizler değil bütün dünya yaptı. 2009 ve 2010 yılında Çin’de 300'ün üzerinde tersane kapandı. Bir sürü gemi icradan satıldı ve oradaki armatörlerde çok zor günler yaşadılar ve halen yaşıyorlar. Genel olarak yapılan yanlış şuydu bence çok uzun vadeli planlar ve hesaplar yapıldı, örnek vermek gerekirse 10 milyon dolar kendi parası olan armatör 10 tane gemi siparişi verdi ve 1'er milyon dolar peşinat ödedi gemilere kalanı banka kredisi uzun vadeler falan bunlara gerek yoktu bence 10 milyon doları olan armatör hiç kredi çekmeden iki gemi alsaydı o zaman hazır gemilerden bitmiş gemilerden çok daha karlı çıkabilirdi. Yada tersaneler 10 gemi siparişi almak yerine 5 gemi siparişi alsalardı daha yüksek peşinatlarla başlasalardı krizi fırsata çevirebilirlerdi. Tabi bunların hepsi bugün söyleyebildiğimiz şeyler o gün bunu bir çok firma ve bir çok ülke öngöremedi o yüzden çok da yanlış yapıldığı söylenemez, önemli olan bundan sonrası diye düşünüyorum.
Bundan sonrasında mevcut durumda Türk gemi inşaa sektörü ne yapmalıdır?
Yeni inşaanın durumu hepimizin malumu özel tekneler dediğimiz platform, servis botu, balıkçı tekneleri gibi küçük projeler dışında birde savunma sanayine yapılan gemiler var ülkemizde bunların dışında yeni inşaa yok denecek kadar az, biz bu alana doğru gidebiliriz mesela başka ülkelere askeri gemi inşaa edebiliriz. Daha büyük platformlar, balıkçı ve yolcu teknelerine yönelmeliyiz en azından krizi atlatana kadar ayakta kalabilmek için, birde tamir tarafı var tabi tersanelerin buda çok önemli bir pazar tersaneler için, Avrupa’da bu pastadan daha fazla pay alabiliriz tersanelerin yerleri 49 yıllığına uzatıldı. Tersaneciler yeni yatırımlarla daha fazla yabancı armatörü Türkiye’ye çekebilirler.
12 yıldır Çin’desiniz, Çin her alanda olduğu gibi denizcilik sektöründe de gelişimini sürdürüyor, nedir bu işin sırrı disiplin midir?
Disiplinde var tabi fakat bence en önemlisi ne olursa olsun üretim yerli üretim diyorlar ve her şeyi üretiyorlar en önemli nedeni bu. Ticarette çok uzun planlar yapmıyorlar, bunu bende destekliyorum 2008 krizinde bunun zararını hep birlikte gördük. Birde çalışkan adamlar, hiçbir şeyi yapamayız yapmayız demezler bizde bakıyorsunuz bir ailede genel olarak bir kişi çalışır orada öğrenciler de dahil ailedeki bütün fertler çalışıyor herkesin bir şekilde az yada çok üretime katkısı var. Benim yaşadığım şehirde belediye yaşlılara üç tekerlekli bisiklet yaptırdı ve maaş almadan bu bisikletle sokaklardan çöp toplayacak gönüllüler aradı, 60 yaş üstü 1000 kişi müracaat etti ve bu proje halen devam ediyor sorduğunuz da hem spor yapıyorum hem de ülkeme katkıda bulunuyorum diyor yaşlılar. Birde Çinliler ortak iş yapabiliyorlar buda büyük bir avantaj bir gemi tesliminde biz 3 kişi ile geminin fiyatını teslim şartlarını anlaştık her şeyi bitirdik 21 kişiden imza aldık satış sözleşmesi için 21 tane ortağı varmış geminin fakat aralarında 3 kişi söz sahibi, bu çok önemli bence bizim eksiklerimizden biriside bu. Tabiki de devlet destekleri, nüfus fazlalığı ve ticari cesaretleri de artıları.
Son olarak eklemek istediğiniz yada dikkat çekmek istediğiniz bir şeyler var mı
Üretim diyorum, üretim yapmalıyız her alanda. Eğer denizcilik sektöründe büyümek ilerlemek dünyada daha fazla söz sahibi olmak istiyorsak, ülke olarak büyümek ve ilerlemek istiyorsak üretim yapmalıyız. Tek tek yapamıyorsak birleşerek yapmalıyız. İzin verirseniz size bir hikaye anlatmak istiyorum, bir kaç sene önce bir Türk tekstil firması Çin’den taksitle tekstil makineleri almış bir iki taksit ödedikten sonra ödeyemez olmuş. Yazışmalar karşılıklı konuşmalar derken makinelerin hepsi ayni gün aynı anda durmuş ve çalıştıramıyorlar. Üretici firmayı arıyorlar borcunuzu ödeyin makineler için servis mühendisi gönderelim diyorlar fakat firma ödeyemiyor, firmanın sahibi bir şekilde bana ulaştı, lütfen konuşun sözleşmelerimiz var yetiştirmemiz gereken işler var birini göndersinler hemen makineler çalışsın. Ben Çin’deki fabrikadan birilerini buldum konuştum. Borçlarını ödesinler gitmemize gerek yok buradan çalıştırırız makinelerde telefon kartları var biz buradan durdurduk, biz izin vermeden çalıştıramazlar dediler. Bir şekilde iki gün içerişinde makinelerin çalışmasını sağladık. Şunun için anlattım bunu aslında kendi üretmediğimiz, parasını verip alsak bile tam olarak bizim değil. Savunma sanayinde gemiler inşaa ediliyor ve biz bu gemileri iyi günler için inşaa etmiyoruz, kendimiz üretmezsek kötü günde tekstil makinelerindeki gibi bir örnekle karşılaşabiliriz.
DENİZ HABER AJANSI