Ankara'daki akçeli çete yine işbaşında... Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliğinin yürütmesinin durdurulması nedeniyle, yeni kanunsuz işlere imza atmaya çalışıyorlar. Bakanlık bürokratları ise, dışarıdan baskı uygulayan bu çetenin, oyununu bozmak için nasıl bir yol izleyecekleri bilinemiyor.
Hikayeyi geçmişe sararak anlatmaya başlayalım.
Özel bir Kılavuzluk ve Römorkör Şirketinde maaşlı personel olarak çalışan ve aynı zamanda dönemin Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan'ın resmi olmayan danışmanı Ali Kurumahmut'un eseri olarak tarihe geçen ve 31 Aralık 2018 tarihinde Resmi Gazete'nin 4'ncü mükerrer sayısında yayımlanan, Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği, bir gece baskınıyla hayata geçmişti.
Sektörde bazı kişi, kurum ve kuruluşların mahkemeye taşıdığı Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği'nin yürütmesinin durdurulacağını anlayan Ali Kurumahmut'un rehberliğinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, 8 Ocak 2020 tarihinde yeni bir Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği yayınlayarak, 31 Aralık 2018 tarihinde yayımlanan Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliğini kadük duruma düşürmüştü.
İdare'nin beceriksizliği nedeniyle 8 Ocak 2020 tarihinde hayata geçirilen Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği, yeniden mahkemeye taşındı ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, oy çokluğuyla, temyizi kabil olmayacak şekilde yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na bağlı, Denizcilik Genel Müdürlüğü 17 Mart 2021 tarihinde kadar, yani Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun gerekçeli kararının idareye bildirilmesinden 30 gün sonra, şu anda fiili duruma son vererek, ilk yönetmeliğin yayınlandığı 31 Aralık 2018 tarihi öncesine geri dönmesi gerekiyor. Aksi takdirde, davacıların tazminat hakkı doğarken, hukuki kararı uygulamayan devlet memurlarının aleyhine milyonlarca liralık tazminat davalarının ve ceza davalarının yolu açılıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 138. Maddesi'nin 4. Fıkrası’nda yer alan “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorunda... Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve geciktiremez” hükmü ile 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. Maddesi'nin 1.Fıkrası’'n da yer alan “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre İdare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak 30 günü geçemez” şeklindeki hükmü gereğince idarenin ilgi kararların gerekliliklerini ivedi olarak yerine getirmesi ve hukuka aykırı işlemin doğurduğu tüm etki ve sonuçların, geçmişe etkili olarak ortadan kaldırarak, hukuka aykırı işlemler hiç yapılmamış olsaydı geçerli olacak durumu tesis etmesi gerekiyor.
ANKARA'DA KAPALI KAPILAR ARDINDA BASKILAR UYGULANIYOR
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, oy çokluğuyla, temyizi kabil olmayacak şekilde Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği'nin yürütmesinin durdurmasının ardından, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın, kapalı kapılar ardında yoğun bir çalışmaya imza atılıyor.
Ankara'dan aldığım bilgiye göre, Denizcilikten sorumlu Bakan Yardımcısı Selim Dursun'un 31 Aralık 2018'e dönmemek için alternatifler üretilmesi istediği ve bu konuda hukukçulardan görüş almaya başladığını öğreniyoruz. Ayrıca Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar'ın Bakanlığa çağrılarak, görüş alındığını kulislerde duyuyoruz. Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar'ın, tüm Türkiye Cumhuriyeti sularında Kılavuzluk Hizmetlerini yapabileceğini, Bakanlığa bildirdiği gelen haberler arasında... Ancak bu konuda nasıl bir yol izleneceği ise tam manasıyla ortaya konulmuş değil...
Öte yandan fiili durumun devam etmesini isteyen Selim Dursun'a karşı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na yeni atanan denizcilik bürokratlarının, ilerde aleyhlerine açılacak milyonlarca dolarlık tazminat davası ihtimaline karşı, fiili durumun devam etmesine sıcak bakmadıkları ifade ediliyor.
Bakanlıkta aktif görevde olmayan akçeli çete ise, Selim Dursun ile paralel bir görüş sergileyerek, Kılavuzluk ve Römorkör Hizmeti veren teşkilatların fiili durumunun aynı kalması için siyasi nüfuslarını kullanarak, baskı unsurunu ellerinde tutuyor.
Ancak yapılan baskılara rağmen bazı bürokratların, "Mahkeme kararlarını uygulamamız gerekir" şeklindeki itirazlarına karşın, geçmiş dönemde baskılara boyun eğmeyen ve hukuksuz işleri reddedip önüne konanları imzalamayarak, Genel Müdür Yardımcılığı görevinden alınan Ergün Özgür'ü örnek gösteren akçeli çetenin, tehdit mekanizmasıyla başarı olup olamayacağı önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak.
Bunlara rağmen, Ankara'da namuslu bürokratların olduğuna inanıyorum...
Sevgiyle kalın...