Asırlardır insanların merakını cezbeden bir konu, acaba gerçekten deniz kızı var mı?

Ve bunun ile ilgili piyasada pek çok video ve fotoğraflar görebilirsiniz veya size göstermişlerdir. Bunların hepsi birer photoshop oyunlarıdır.

Ancak 500 yıldır insanların kafasını karıştıran biri var. Christopher Columbus.

1492 yılında Colombo, Akdeniz’in tamamıyla Türk korsanlarının hakimiyetinde olmasından dolayı Uzakdoğu’nun zenginliklerine ulaşabilmek için ve dünyanın yuvarlak olmasını göz önüne alıp, okyanusa açılarak ve devamlı batıya gidildiğinde bu zengin bölgelere ulaşabileceğini düşünür. Eski adıyla Sea of Darkness ve bugünkü adıyla da Atlantik Okyanusu'na, Portekizlilerin bu düşüncesini ve planını bütün girişimlerine rağmen kabul etmemeleri ve daha sonra İspanya kraliçesi İsabellan’in sağladığı bir gemi ve kendisinin bulduğu 168 personel ile okyanusa açılır. İki aydır denizde olmalarına rağmen henüz bir kara parçasına ulaşamayışları personel üzerinde büyük bir sıkıntı ve bıkkınlık başlar, çoğu geri dönmek isterler ancak her seferinde Columbus ulaşacakları yerdeki büyük zenginlikleri anlayarak onları ikna eder. Karayip adalarından Hispanola adasına doğudan takriben 800 mil mesafedeki konumlarında birden deniz üzerinde yüzmekte olan insana benzer bir canlı farkederler, biraz yaklaştıklarında büyük bir şaşkınlıkla bunun bir kadın olduğunu fark ederler. Ancak biraz daha yaklaştıklarında kadının korkuyla sıçrayıp denize dalmasını ve su üstüne sıçradığında da kuyruğunu fark ederek bunun bir deniz kızı olduğuna karar verirler. Olayı Columbus da görmüştür. Columbus bu konuda hemen bir belge hazırlayarak altına kendisi ve olaya şahit olan 100 personele de imzalatır. Bu belge şu anda İspanyanın Sevilla limanında bulunan Christopher Columbus müzesinde oldukça sağlam bir cam kutu içinde bulunmakta ve daimi yanında bir guard  ile çok sıkı koruma altında.

Çoğu otoriteler Columbus ve personelinin sıkıntılı yolculukları sırasında onların bir hayal gördüklerini iddia ediyorlar. Ancak 100 kişinin de aynı hayali görmesi ve bu konuda bir belge imzalamaları ve bunun reddedilmesi de oldukça çok güç bir yaklaşımdır.  Bu olayın doğruluğunu bilimsel olarak da kabul etmek oldukça zordur.

Kişisel olarak yorumum ; Okyanuslarda hemen hemen yarım asır geçirdim. Eğer gerçekten bir deniz kızı olsaydı, inanın bana kendisini göremesem dahi kesinlikle kokusunu alırdım. Bulduğumda onu gemiye alamasam bile, ben denize atlar ve onunla beraber hayatıma denizlerde bir 'deniz erkeği' olarak devam ederdim.