Kendisini Türk kabul etmeyen, soyu Oğuz Kağan'a da dayansa Türk değildir zaten… Kendisini Türk kabul edense, atalarının göç yolları veya sulben kimliği ne olursa olsun Türk'tür…
Artin Penik bir Ermeni'ydi… Terör örgütü ASALA'nın Türk diplomatlarına yaptığı saldırılarla kahroluyordu… 1982'deki Esenboğa katliamı, onun için bardağı taşıran son damla olmuştu…
9 vatandaşımızın katledildiği saldırıdan sonra, Ermeni terörüne göz yuman dünyaya ibret olsun diye intihar etmeye karar verdi…
Esenboğa katliamından 3 gün sonra Taksim Meydanı'nda üzerine benzin dökerek kendisini yaktı… Ağır yanıklarla kaldırıldığı hastanede 5 gün sonra hayatını kaybetti… O, ağır yanıklarla mücadele ederken bile Türk'e "Kardeşim" diyen, "Vatanım için, milletim için kendimi bin defa yakarım" diye haykıran bir vatanseverdi… Osmanlı Devleti'ne karşı isyana katılmadıkları için Taşnaklar tarafından katledilen Van Belediye Başkanı Kapamacıyan gibi, Piskopos Bogos, Rahip Arsen gibi…
& & &
Kendilerini bu vatanın çocukları olarak kabul eden ve aidiyetini Türk milletinin yanında gösterenler, kökeni hangi milletten olursa olsun, bu milletin birleştirici unsurudur. Denizcilik sektörünün yakından tanıdığı Ermeni kökenli merhum Aret Hovagimyan’ı anlatabilmek için Mustafa Kemal ve yaveri Cevat Abbas arasında gözlerimi buğulandıran o diyalogu hatırlamak gerekir.
“Mustafa Kemal, Adana’dan 13 Kasım 1918 günü öğle saatlerinde trenle İstanbul’a gelir ve Haydarpaşa Garı’ndan bindiği ‘Kartal’ istimbotuyla Galata’ya doğru giderken, 61 parçalık işgal donanmasının arasından geçer. O sırada yaver Cevat Abbas hem boğaza giriş yapan düşman zırhlılarını hem de Marmara yönünü işaret ederek ağır ağır arkadan gelen gemileri gösterir, hüzünlü, biraz da ürkek bir sesle, "Geliyorlar" der. Mustafa Kemal, yaverinin gösterdiği yana bakar; İngiliz donanmasına bağlı, aralarında Yunan zırhlısı Averof’un da bulunduğu gemiler ağır ağır Marmara’dan boğaza doğru ilerlediğini görür. Mustafa Kemal, bu gemilerin buraya gelmemesi için Çanakkale’de verilen savaşları, akıtılan kanları, yitirilen canları hatırladı; sonra da öfkeli, aynı zamanda azimli bir sesle: "Evet gelirler, gelirler ama bir gün de geldikleri gibi giderler” der.”
Denizcilik sektörünün yakından tanıdığı iki Aret’ten biri olan, geçen sene Nisan ayında kaybettiğimiz sevgili dostum merhum Aret Hovagimyan, Mustafa Kemal’in, “Geldikleri gibi gidecekler” sözünü söylediği Kartal İstimbotu’nun son sahibiydi. İyi bir Atatürkçü ve vatanseverdi. Kartal İstimbotunun, Müze-Tekne olması için büyük fedakârlık yaptı. 2015 yılında ekonomik ömrünü tamamlayan Kartal İstimbotu, meslektaşım Gökhan Karataş, emekli amiral Cem Gürdeniz, kıymetli dostlarım Levent Akson, Arif Ertik ve Tansel Timur’un girişimleri sonucu, 2017 yılında restorasyonu tamamlanarak, Müze-Tekne haline getirilerek, Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edildi. İstanbul’un yiğit evladı, Aret Hovagimyan’ı rahmetle anıyorum.
& & &
İki Aret’ten ikincisi ise, Aret Taşçıyan... Ermeni kökenli ABD ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Bir dönem merkezi New York’ta bulunan Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı üslendi. Kaliforniya’da Kurulu Ermeni diasporasının tehditlerine maruz kaldı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının üstüne yüklediği misyon ve sorumlulukla hareket etti. Washington’da ve New York’taki Türkiye Temsilciliklerinde gönüllü olarak aktif görev yaptı. Ermeni diasporasının “Sözde Soykırım” iddiaları karşısında, Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi söylemlerini yüksek sesle dile getirmekten geri durmadı.
Türkiye Cumhuriyeti Washington Büyükelçiliği ve New York Başkonsolosluğu nezdinde Türk-Amerikan Toplumu temsilcilerinin arasında ön sırada yer alırken, diasporanın tehditleri ve ticari engellemelerine karşılık, bir İstanbul Ermeni’si olarak, Soykırım İftirasının karşısında durdu ve durmaya devam ediyor.
& & &
Aynı duyguyu paylaşan veya paylaşmayan tüm azınlıklar bu ülkenin rengidir… Hele canıyla, kanıyla, malıyla bu ülkenin yanında olanlar, bu ülkenin gerçek çocuklarıdır… Bu ülkenin gerçek çocuklarına sahip çıkmak, Türk milletinin tarihi sorumluluğu ve kabulüdür.
Öte yandan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup da kendisini Türk hissetmeyen hiç kimseden, Türkiye ve Türklük için merhum Artin Penik gibi kendilerini yakmalarını beklemiyoruz… Sadece, tarihte görülmemiş bu büyük olgunluk ve merhamete karşı nankörlük edilmesin, etnik ihanet değirmenine su taşınmasın yeter…
Sevgiyle kalın…