Geçen hafta içinde, Dünya Gazetesi Perşembe Rotası Editörü Selçuk Onur beni ziyaret etti. Havadan sudan konuşurken, elimdeki belgelerin ne olduğunu sordu. Bende kendisine bir şirket hakkında bilgi, belge ve dokümanlar bulunduğunu söyledim. Ve sohbet havadan sudan devam ettikten sonra Selçuk Onur büromdan ayrıldı.
Akşam saatlerinde, bizim acar gazetecimiz, dünyalar başkanı Cahit İstikbal Selçuk Onur’u arayarak, Recep Canpolat’ın elinde nasıl bir belge olduğunu sormuş. Selçuk’ta iyi niyetli bir şekilde, Recep Canpolat’ın elindeki belgelerin mutlaka ciddi dokümanlar olduğunu düşündüğünü ancak yayınlanan mailin dışında başka bir şey görmediğini söylemiş. Selçuk Onur bunu söylerken de acar Gazeteci Cahit İstikbal ile olan sohbetinin, bir gün sonra değişik bir motif ile kaleme alınacağını hesap etmemiş.
Bizim acar gazeteci Cahit İstikbal, Perşembe Rotası Editörü Selçuk Onur’la yaptığı sohbeti, haber atlatan muhabir edasıyla, eline kalemi alıp, önce hafiyeliğe sonrada, nasıl çamur atarız diye “Savcı Recep! Hakim Recep! Aslan Recep!” başlıklı yazıyı EDİTOR mahlası ile yayınlamış.
Bizim acar gazeteci, dost bildiği insanlarla olan sohbetin içine, yalan dolan ve iftira içeren kelimeler süsleyerek, büyük bir haber yapmanın mutluluğunu yaşamış!!!
Çamur atmayı meslek edinen Cahit İstikbal, EDİTOR mahlası ile yazdığı aynı yazıda “Bir rüşvetçinin ibretlik profili” başlıklı köşe yazısını kaldırdığımı söyleyerek yine çamurluğunu göstermiş. Zahmet edip yazarlar bölümüne baksa idi, haberin hala yayında olduğunu görürdü.
Bakınız: https://www.denizhaber.net/Yazar/RECEP-CANPOLAT/54/Bir-rusvetcinin-ibretlik-profili.html
Burhan Külünk haberimizi doğruladı
Dünyaların başkanı Cahit İstikbal, bitişin, yok oluşun son hezeyanlarını yaşamaya devam ediyor. Cahit İstikbal yaptığımız haberde, yalan, dolan olduğunu iddia etmesine rağmen, niçin, Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün bizim yaptığımız haberle ilgili “YALAN HABER” diye açıklama yapmadığını ifade etmiyor, edemiyor. Çünkü bunun nedeni haberimizin doğru ve gerçek olduğundandır.
Sabah saatlerinde, Türkiye Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürü Burhan Külünk’ü makamında ziyaret ettim. Kendisine yaptığımız habere yalan diyerek iftira attıklarını söyledim. Onun için bir açıklama yapmasını rica ettim. TDİ A.Ş Genel Müdürü Burhan Külünk ise her iki sitede de bulunan haberleri okuduğunu belirterek, yaptığımız haberin doğru olduğunu dile getirdi.
Hatta Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nde çalışan kılavuz kaptanlara verilecek olan, hizmet içi eğitim seminerinin, bizzat kurum tarafından verileceğini, Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği tarafından verilecek eğitime, TDİ A.Ş dışındaki kılavuzluk teşkilatlarında çalışan kaptanların gidebileceğini ancak Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nde çalışan kılavuz kaptanların, kesinlikle Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği tarafından verilecek eğitim seminerine katılamayacağını kaydetti.
Bu seminerin kurum içi yapılması için, Türkiye Denizcilik İşletmeleri Yönetim Kurulu’ndan karar çıkarıldığını sözlerine ekleyen, Genel Müdür Burhan Külünk, yaptığımız haberin doğru olduğunu belirterek, konu ile ilgili hafta içinde bir açıklama yapacaklarını söyledi.
Marka davası mahkemede devam ediyor
Deniz Haber Ajansı Ltd. Şti 2004 yılında kuruldu. Şirketten ayrılan şirket ortakları Cahit İstikbal ve karısı Fulya Tekin İstikbal, hisselerini Cahit İstikbal’in kayınpederi İsmail Tekin’e devrederek, karısı, kardeşi ve ablası ile yeni bir şirket kurup 2007 yılında Türk Patent Enstitüsüne başvurdu. 31 Mart 2008 tarihinden itibaren ise DENİZHABER ismi Cahit İstikbal’in karısı, Fulya Tekin İstikbal’in kurduğu şirketin üzerine tescil edildi. Hukuki süreç devam ediyor. Bakıp göreceğiz…
Ne güzel söylemişler;
Mevlam görelim ne eyler, Neylerse güzel eyler.
Görgüsüz Arap Şeyhleri
Acar Gazeteci Cahit İstikbal, bundan dört sene önce Hürriyet gazetesinde yayınlanan bir haberi köşeme taşıyarak o zamanın kompozisyonu içinde kaleme aldığım bir yazıyı, Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan’ı zan altında tutarak haber yapmaya devam ediyor.
2004 yılında kaleme aldığım köşe yazısının içinde iki konuyu ayrı ayrı işlediğim ve Cahit İstikbal’in ballandıra ballandıra anlattığı “Görgüsüz Arap Şeyhleri” başlığını kullandığım haberde, bir olay kamuoyu ile paylaşıldı. Yazılan köşe yazısının ilk bölümünde, ne isim var ne cisim. İkinci bölümünde ise "AKP'ye Oy Vermedim" başlığıyla Metin Kalkavan eleştiriliyor.
Ayrıca gazeteci olarak DTO Başkanı dahil herkes hakkında eleştiri yazısı yazmam kadar doğal bir şey olabilir mi?... Olmaması gerekir diye düşünüyorum...
Cahit İstikbal'in son çırpınışlarında tutanacağı tek dalın artık Metin Kalkavan olduğunu görmek, insanı hayretlere düşürüyor.
Cahit İstikbal; kendisine sipariş edilen yazıları kaleme aldığı ve kontrolündeki sitede siparişli haberleri yayınladığı için, bu konuda her kesimden, her vatandaşı kendisi gibi mi zannediyor. Çünkü DenizGazetesi denilen korsan sitede Metin Kalkavan, Erol Yücel, Kenan Türkantos ve birçok isim hakkında yapılan iftira yazılarını kendi kontrolündeki sitede link vererek yayınladığını kimse unutmadığı gibi, DTO Başkanı Metin Kalkavan hakkındaki hakaretlerin ve küfürlerin daha mürekkebi kurumadı.
Geçelim bunu ve “Görgüsüz Arap Şeyhleri” başlıklı yazdığım yazıya bakalım.
Bakın ne yazmışım.
“GÖRGÜSÜZ ARAP ŞEYHLERİ
Zengin Arap Şeyhleri, her sene yaz aylarında dinlenmek ve çocuklarına dil eğitimi almaları sağlamak için Avrupa ülkelerine tatile giderler.
Bundan beş yıl önce Hürriyet Gazetesindeki bir manşet aklıma geldi. Bir Arap şeyhi yaz tatili için gittiği İsviçre’de tatil yapacağı otelde yer kalmadığından dolayı oteli satın almasını haber olarak kullanmıştı.
Haberin detayında ise otelde Resepsiyon memurunun şeyhe yer kalmadığını ve kral dairesinin başka birine kiralandığını söyleyince, Arap Şeyhi bu olaya bozularak; Otelin sahibi ile görüşmek istemiş. otel sahibi Arap Şeyhinin oteli almak istediğini öğrenince, Otel sahibi, otelin satılık olmadığını, ancak değerinin üstünde bir teklife ise hayır diyemeyeceğini ifade etmiş.
Pazarlık sonunda Arap şeyhi 40 milyon dolarlık oteli, 60 milyon dolara satın alarak oteli boşalttırmış. “Görgüsüz Arap Şeyhi”; her sene tatil yaptığı otelde yer kalmamasından dolayı; Oteli sahibinden normal fiyatının üzerinde satın almış.
Benim aklıma geldi yazdım… Üzerine alınan çekinmeden alsın…”
SON SÖZ;
Anadolu’da bir tabir var;
"Baharda kuzular meleşirken, çobanın köpeği kapıda bekler..."
Sevgi ile Kalın.