Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin resmi yayın organı olan Pravda, zamanında dünyanın en çok satan gazetesi olarak tarihe geçmişti.
SSCB'nin dağılmasına değin ülkenin en önemli resmi gazetesi olan Pravda, bilim, ekonomi, kültür ve edebiyat konularında, ideolojik yorumlar ve makaleler yayımlıyordu. Ayrıca uluslararası basında yer alan haberler, sansürlü olarak bu gazetede yer alırdı. Pravda'da yayımlanan başyazılar, rejimin ve komünist partinin resmi söylemlerinin dışına çıkamazdı.
& & &
Cengiz Kaptanoğlu, Türk deniziclik basınının yaptığı haberlerden dolayı isyan etti, tehdit etti ve kendisi gibi düşünmeyenleri Meclise sokmayacağını söyledi. İMEAK Deniz Ticaret Odası Ocak Ayı Meclis toplantısında, isim vermeden Deniz Haber Ajansı, Marine Deal Gazetesi ve diğer denizcilik yayınlarını hedefine koyan Cengiz Kaptanoğlu, denizcilik basınından rahatsız olduğunu yüksek sesle dillendirdi.
Bununla da yetinmeyen Kaptanoğlu, İMEAK DTO üyelerine seslenerek, bu tip yayın yapanlara reklam verilmemesi için İMEAK DTO Meclis Başkanı olarak, tüm üyelere resmi yazı göndereceğini söyledi. Hatta öyle iddialı ifade kullandı ki, "Bunu yapacak gücüm var" demeyi de unutmadı.
KAPTANOĞLU EMİR ERİ GAZETECİ ARIYOR
İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, Pravda gibi yayın ile kendisine ŞAK-ŞAK yapacak emir eri gazeteci ve sağa-sola ateş edecek tetikçi arıyor.
Bizim yayınlarımızdan Pravda çıkmayacağını, hele ki, ŞAK-ŞAK yapacak kalemin bu bünyede barınamayacağını Cengiz Kaptanoğlu iyi bilmeli...
Cengiz Kaptanoğlu, kapasitesini aşan işlere burnunu sokarak, gazetecileri terbiye etmeye kalkışması, gazetecileri terbiye etmeye çalışması, haddini aştığının en büyük göstergesi. Birde reklam sopasıyla basın mensuplarını tehdit etmesi çapsızlığını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Cengiz Kaptanoğlu hakkında "patavatsız, çam deviriyor" diye kalem oynattığımız zaman küplere binerek sağa sola saldırması ise "tenekeden ses geliyor" söylemini akıllara getiriyor.
& & &
Bir başka konu ise denizcilik basınının sektörle ilgili olumlu haber yapmaması iddiasına...
Ey Cengiz Kaptanoğlu; Ulusal gazetelerde tersaneler ile ilgili "Öldüren Kafa" diye manşetler atılırken, senin reklam ile terbiye etmeye çalıştığın Denizcilik Basını, sektörün tam arkasındaydı. Bırak arkası, hemen yanı başındaydı. O beğenmediğin Denizcilik Basını, Ulusal Televizyon ve Gazetelerde yaptığı PR ile sektöre karşı oluşan direnci kırdı.
Şu anda ulusal televizyon ve gazeteler, sektörle ilgili haber yapacağı zaman, haberin detayını, senin beğenmediğin denizcilik basınından öğreniyor. Hatta haberin kurgusu konusunda, denizcilik basınından bilgi alarak yayınlıyor.
DENİZ HABER AJANSI VE DENİZCİLİK BASINI
Gelelim yayınlarımızı zatı şahanenize tanıtmaya; Deniz Haber Ajansı ve İstanbul Haber Ajansı'nın Genel Yayın Yönetmeni olarak 16 adet yayın organından sorumluyum. İnternet siteleri ve basılı yayınlar ile birlikte, yayınladığımız haberler aylık 25 milyonu aşkın okuyucuya ulaşıyor.
Sadece Deniz Haber Ajansı'nın resmi haber sitesinde aylık olarak yayınlanan haberler, Google Analitik verilerine göre, 8 milyon 500 bin farklı okuyucunun beğenisine sunuluyor. Bu rakamı günlüğe vurduğun zaman Deniz Haber Ajansı'nın haberleri yaklaşık olarak 280 bin ile 300 bin kişi tarafından okunuyor.
Dünya internet siteleri ölçüm merkezi Alexa'nın verilerine göre, Deniz Haber Ajansı'nın sektöre yönelik yayın yapmasına rağmen, Hürriyet, Milliyet, Vatan ve Zaman gibi ulusal gazetelerin bulunduğu 1. ligde yer alıyor. Yukarıda ifade ettiğim verilere, internet kullanan her okuyucu tarafından, adı geçen sitelerden ulaşabilir.
Diğer taraftan son bir ay içinde ulusal televizyon ve gazetelerde denizcilik sektörü ile ilgili yayınlanan 142 haberde, kaynak olarak Deniz Haber Ajansı'nın gösterildiğini unutmamak gerekir.
DENİZCİLİK BASINININ SEKTÖRE KATKISI
Denizcilik basınının, Türk denizcilik sektörüne yaptığı katkıyı ifade etmemizde fayda var. Bu konuda sektöre yapılan katkıları, alt alta yazsam sayfaları doldurur. Ama bir kaç tanesini dile getireceğim.
Denizcilik basını son iki IMO Genel Sekreteri'ni 4 kez ülkemize getirdi. Bir çok Türk armatörüne ait gemilerin Avrupa limanlarında ağır para ceza almasını engelledi.
Son IMO Genel Kurulu'nda yaptığı lobi çalışmaları sayesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin, tarihinin en yüksek oy almasında katkı sağladı. Avrupa'da sıkıntıya düşen Türk gemilerinin serbest bırakılması için hiç bir menfaat gütmeden, o ülkelerin denizcilik idaresi ile görüşmeler yaparak serbest bıraktırdı. Paris MoU kapsamında tutuklanan Türk bayraklı gemilerin olumsuz kayıtlarını sildirdi.
Cengiz Kaptanoğlu'nun terbiye etmeye çalıştığı denizcilik basını, IMO Genel Sekreteri nezdinde girişimde bulunarak, Deniz Haber Ajansı referansı ile denizcilik basınından isimleri Uluslararası Deniziclik Örgütü'nde stajer olarak çalışmasını sağladı.
Yukarıda izah ettiğim konulara, başta Dışişleri Bakanlığı ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bürokratları ile sektörün önde gelen isimleri şahittir.
SÖZÜN ÖZÜ;
Türk Denizcilik sektörünün sorunlarını çözmek için ilk önce, Cengiz Kaptanoğlu'nun işgal ettiği o koltuğu, Cengiz Kaptanoğlu'ndan kurtararak başlamak gerekir.
