İMEAK Deniz Ticaret Odası'nın Haziran Ayı Olağan Meclis toplantısında, mevcut başkan Metin Kalkavan'ın, Kasım ayında yapılacak Olağan Genel Kurulu'nda yeniden aday olacağını açıklaması, Cengiz Kaptanoğlu'nun kimyasını bozdu.
Çünkü; Cengiz Efendinin şiarında ve geleneğinde, Kalkavan ayrılacak yerine Kaptanoğlu'nun geçmesi sağlanacaktı. Daha önce Kaptanoğlu İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanlığından ayrılmış, Başkanlık koltuğuna Kalkavan geçmişti. Artık, Kalkavan "Emanetçi Koltuğunu, Sahibine Vermesi Gerekiyordu." Ancak Metin Kalkavan bunu yapmadı.
Kalkavanların kendisine İHANET (!) ettiğini düşünen Cengiz Kaptanoğlu, çocuklarından birinin İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanlığı'na geçmesini sağlayacak enstrümanı hayata geçirerek, Meclis toplantısında "Gençlerin Önünü Açalım" sloganıyla Metin Kalkavan'ı köşeye sıkıştırmayı hedefledi.
Cengiz Kaptanoğlu, bir adım daha ileri giderek, "Gençlerin Önünü Açmak Adına, Gelecek Dönem Meclis Başkanlığı'na Aday Olmayacağım" diyerek, "Gençler Sloganının" taban bulmasını sağlamayı çalıştı. Cengiz Efendi'nin amacı İMEAK DTO Meclis Başkanlığı'nı bırakmak değil, hedefi Metin Kalkavan'ı "Gençler" sloganıyla köşeye sıkıştırmaktı.
Cengiz Kaptanoğlu, yaptığı bu manevra ile başarıyı yakalayacak mı? Bilemem. Ancak bu enstrümana ayak uyduranlar Kaptanoğlu'nu değirmenine su taşımaya başladılar bile...
Cengiz Kaptanoğlu'nun kapalı kapılar arkasında geliştirdiği yeni stratejisinde; gençler olarak dillendirdiği Tamer Kıran, Şadan Kaptanoğlu, Sualp Ürkmez ve Recep Düzgit'in iki dönem boyunca 2'şer yıl arayla başkan olması formülüne taraftar toplayarak, Metin Kalkavan kalesinde gedik açmayı amaçladığı, su götürmez bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
Cengiz efendinin bu stratejisini sektör yer mi? Bilemem. Ancak onda bu esnek omurga oldukça, söylemleri ve manevraları, sektörün belli kesiminde karşılık bulacak gibi görünüyor.
Esnek omurga deyince aklıma geldi. KOSDER'in düzenlediği iftar yemeğinde Cengiz Kaptanoğlu'nun, Salih Zeki Çakır'a dönerek "KOSDER'e üye olmak istiyorum. Sayın Başkanım kabul ediyor musunuz?" demesi, omurganın kalitesini ve çapını da ortaya koydu.
Daha dün, Salih Zeki Çakır'ı KOSDER'i kurmasından dolayı, "Hizipçilikle" suçlayan Cengiz Kaptanoğlu'nun, "Sayın Başkanım kabul ediyor musunuz?" söylemine evirilmesi, yukarıda ifade ettiğim "sektörün belli kesiminde" taban bulacağını da gösteriyor.
CENGİZ EFENDİ, İMEAK DTO'YU HAYATTA BIRAKMAZ!
Cengiz Kaptanoğlu'nu tanıdığımı düşünüyorum. Benim tanıdığım Cengiz Kaptanoğlu, kızı Şadan Kaptanoğlu'nu İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı'na aday yapamazsa, Metin Kalkavan'ın karşısına kendi aday olarak çıkar.
Yaşları 50'ye dayanmış "Gençlerin Arkasına Saklanan" Kaptanoğlu, İMEAK Deniz Ticaret Odası'nda istediğini alamazsa, yeni oyuncağı KOSDER'e Başkan olmak için Salih Zeki Çakır'ın altını oymaya başlayacağını not olarak düşelim!!!
ŞAKA BİR YANA, Cengiz Kaptanoğlu, İMEAK DTO Başkanlığı'na kendi ailesi dışında bir Kaptanoğlu bile gelse, aleyhinde kara propagandayı ilk günden başlayacağını söylememiz müneccimlik olmasa gerek...
-Burada Kaptanoğlu soyadı konusunda bir parantez açmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Cengiz Kaptanoğlu penceresinde; ağabeyleri Gündüz Kaptanoğlu'nun oğlu Ömer veya Engin Kaptanoğlu'nun aile üyelerinden İsmail'in, O KOLTUĞA layık görülmesi mümkün değil... İlle de Cengiz Kaptanoğlu'nun aile bireylerinden bir isim O koltuğa oturmalı. Burada parantezi kapatalım.-
Cengiz Kaptanoğlu'nun şark kurnazlığı içinde yaptığı manevraları gördükçe, 31 Mart 2017 tarihinde kaleme aldığım İMEAK DTO SEÇİMLERİ ÇOK RENKLİ GEÇECEK başlıklı yazıda, "Şeytanla bile yatağa girmekten çekinmeyen Cengiz Kaptanoğlu" ifadesinin yanlış olduğunu ve şeytana haksızlık yaptığımı düşünmeme neden oldu.
CENGİZ KAPTANOĞLU'NUN 'AKRABA KAZIĞI'
Cengiz Kaptanoğlu'nu tanımak için, Metin Kalkavan'a attığı kazığı irdelememizde fayda mütalaa ediyorum. Cengiz Kaptanoğlu'nun akrabam dediği Metin Kalkavan'a karşı "Sinsi Bir Düşmanlık" yaptığını bilmeyen yok gibi.
Buna en güzel örnek, MİLGEM Projesi dahilinde inşası planlanan LPD ihalesinde (sonradan LHD'ye dönüştü) DESAN Tersanesi'nin kazanması mümkün olmayan çakma ÇİN PROJESİ ile teklif vermesi, Sedef Tersanesi'nin yaklaşık 100 milyon Euro'luk değerinin altında bir rakamla ihaleyi almak zorunda kalmasına yol açmıştı.
LHD ihalesini alması mümkün olmayan Kaptanoğlu'nun Çin Projesi'nin altında bir teklif vermek zorunda kalan Sedef Tersanesi, LHD projesini almasına rağmen, dünyada ki inşa edilen emsallerinin çok altında bir rakama TCG ANADOLU isimli gemiyi inşa etmek zorunda bırakıldı. Metin Kalkavan'ın "Bu İhalede Devlet Kazandı" demesine rağmen, Kaptanoğlu'dan yediği kazığı unutması mümkün değil...
O dönem denizcilik sektöründen gelen tepkilere kulağını tıkayan Kaptanoğlu'nun "LPD ihalesine 8 milyon dolar harcadım. Metin o parayı ödeseydi" ifadesini kullanması, Cengiz Kaptanoğlu'nun Metin Kalkavan'a olan aşkını (!) net bir şekilde önümüze seriyor.
Son olarak, Cengiz Kaptanoğlu'nun geçen dönem Şadan Kaptanoğlu'nu İMEAK Deniz Ticaret Odası'na başkan seçtirmek için Pensilvanya'ya giderek Fethullah Gülen'in elini eteğini öpmesi, onu FETÖ'cü sınıfına sokmayabilir. Ancak Cengiz Kaptanoğlu'nun kırmızı çizgilerinin ne olduğunu göstermesi bakımından önemli olduğunu düşünüyorum.
Sevgi ile kalın...