Salih Zeki Çakır, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanlığına adaylığını açıkladı. Sektör temsilcilerinin yoğun şekilde katılımıyla yapılan toplantıda muhalefetin bayrağı, Salih Zeki Çakır oldu.
Beklentiler çok yüksek olmasına rağmen, verilen mesajlar katılımcıları memnun etti. Salih Zeki Çakır’ın konuşması, ağırlıklı olarak “Değişim” üzerine kurulurken, Hazreti Mevlana’nın “Şimdi yeni şeyler söylemek lazım” sözüyle, “Deniz Ticaret Odası’nın yönetim ve misyonunda yeniden yapılanma gerekliliğine” vurgu yaptı.
Salih Zeki Çakır, bu süreçte bir adım öne geçti. İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanlığına adaylığını açıklayan Çakır, oluşabilecek yeni bir muhalefete “Buyurun bu yelkenin rüzgârını beraber dolduralım” mesajını gönderdi. DTO Başkan Adayı Salih Zeki Çakır’a, gemide vardiya değiştirirken severek söylediği “Allah Selamet Versin” sözü ile başarılar diliyorum.
DEĞİŞİM GEREKLİ Mİ?
Gerçekten İMEAK Deniz Ticaret Odası’nda bir değişim gerekli mi? Bunun analizini yapmakta fayda var.
Ziya Kalkavan’dan bugüne kadar Deniz Ticaret Odası Yönetimi, birkaç ailenin kontrolünde süregeliyor. Sadece DTO’nun kuruluşunda Ziya Kalkavan’ın başkanlığına karşı çıkan 1980 Askeri Cunta Yönetimi, Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eyiceoğlu’nu kısa bir süre DTO Başkanlığına atadığı görülüyor. Onun dışında Deniz Ticaret Odası ağırlıklı olarak Kalkavan ve Kaptanoğlu ailesi tarafından yönetiliyor.
Diğer taraftan; Miras, Mete, Kıran, Cerrahoğlu ve diğer armatör aileleri ise bu yapının kontrolü ve istişaresi ile sektörün yönetiminde söz sahibi oldukları biliniyor.
Bugüne kadar Deniz Ticaret Odası Yönetimde bulunan aileler, her dönem hükümetler ile yakın ilişki içerisinde bulunarak gemilerini salim bir şekilde limana yanaştırırken, oluşabilecek fırtınalar karşısında mendirek görevi gördükleri Sivil Toplum Örgütleri ile zararlarını milimize etmeyi başardılar. Bunun en önemli göstergesi Landes Bank faciası olmuştur. Bu olay, denizcilik sektörü için bir dönüm noktası olarak görülebilir.
Gelelim, İMEAK Deniz Ticaret Odası seçimlerinde sahne alacak oyunculara…
Anayasa Mahkemesi, Sivil Toplum Örgütlerinde iki dönem başkanlık ile ilgili engeli kaldırsa bile Metin Kalkavan’ın aday olması beklenmiyor. Kulislerde adı Başkanlık için geçen Tamer Kıran’ın Beşiktaş Spor Kulübü’nden yana tavır koyması, Şadan Kaptanoğlu’nun isminin ön plana çıkmasına neden oldu.
Şadan Kaptanoğlu için en büyük handikap ise mevcut Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı olan babası Cengiz Kaptanoğlu’dur. Kulislere yansıyan söylemlere göre, “DTO yönetimi babadan evlada geçmeye başladı” şeklindeki ifadeler, muhalefet cephesinde geniş bir taraftar toplanmasına neden oluyor. Bu da muhalefetin adayı konumunda bulunan Salih Zeki Çakır’ın ekmeğine yağ sürdüğü bilinen bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
Piri Reis Üniversitesi, bu seçimleri etkileyecek bir başka konu olarak gündemi meşgul edecek. Özellikle Deniz Ticaret Odası’nın kurumsal olarak hiçbir ortaklığı bulunmayan Piri Reis Üniversitesi’ne, gelirinin yüzde 50’sini aktarması, Başta İTÜ Denizcilik Fakültesi mezunları olan sektör oyuncularını rahatsız ediyor. Bu rakam son 8 senede 100 milyon TL gibi devasa bir meblağa ulaşması, seçimlerin kilidi olacağını gösteriyor.
Deniz Ticaret Odası’ya üye olan YDO mezunlarının, “Bizden alınan aidatlar, 52 kişilik armatörün kurduğu vakfa aktarılıyor. Ancak diğer eğitim kurumları buradan yararlanamıyor” söyleminin sesli olarak düşünülmeye başlanması, DTO seçimlerinde en önemli argümanlardan biri olarak ortaya çıkacak.
Hatta İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın aktardığı paranın Piri Reis Üniversitesi inşaatını yapan bir müteahhide kaptırılması, bu tepkinin seçim döneminde mevcut yönetimin önünde büyük sıkıntı oluşturacağı gün gibi aşikâr.
İDARE, SEÇİMLERE NASIL BAKIYOR?
İMEAK Deniz Ticaret Odası seçimlerinde, mevcut adayların dışında en büyük oyuncu ise Ankara olarak görülüyor. Salih Zeki Çakır’ın adaylığını açıklamadan birkaç gün önce, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile “adaylığının açıklanması” ile ilgili görüşmesi, idarenin bu seçimlere tarafsız kalmayacağının en önemli işareti olarak okunabilir.
Bilindiği gibi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Salih Zeki Çakır’ın dostlukları çok eskilere dayanıyor.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın ne kadar “Ben Tarafsızım” diyerek bu olayı kapatmaya çalışacak olması, pek inandırıcı olmayacak. Çünkü Türk Loydu seçimlerinde yapılan operasyonun Ankara tarafından yapıldığı bilindiği halde, “Tarafsızlık” söylemi pek itibar görmemiş ve seçimlerde beklenen olay gerçekleşmişti.
İMEAK Deniz Ticaret Odası seçimlerinde, idarenin her türlü argümanı kullanarak, “değişimden” yana tavır koyması, yadırganacak bir tavır olarak görünmüyor. Çünkü denizcilik sektöründen yeni yapılanmaya ihtiyaç olduğu da bilinen bir gerçek. Tabi bu yapılırken, sağı-solu kırarak, dökerek değil de tüm kesimleri içine alacak ve kucaklayacak bir yapılanma olması, sektörün beklentisi olacaktır.
ORTAK NOKTADA BULUŞULABİLİR Mİ?
Üçüncü bir aday çıkmaz ise Deniz Ticaret Odası seçimleri Salih Zeki Çakır ve Şadan Kaptanoğlu arasında geçmesi bekleniyor. Seçimler öncesi bu iki tarafın bir araya gelerek ortak bir yönetim oluşturma olasılığı, çok zayıf bir seçenek.
Şadan Kaptanoğlu’nun seçimler konusunda bugüne kadar hiçbir söylemi olmasa bile, tanıdığımız kadarıyla her iki tarafın düşünce ve yönetim anlayışı, iskele-sancak kadar ters orantılı.
Sözün özü, önümüzdeki 3 ay içinde bu köprünün altından çok sular akacak. Sektör konuşacak, bizde kulis yazıları ile karşınızda olacağız.
Allah Selamet Versin.
