BESLENME :
- Denizde uzun yıllar birçok Türk ve yabancı denizcilik firmalarında çalıştığım süre içerisinde bütün armatörlerin kumanya konusunda gemilerine her zaman için yeterli kumanyayı tedarik ettiklerini gördüm.Ancak kumanya alımı ile gemide beslenme çok farklı şeyler. Maalesef kaptan olarak ben de dahil olmak üzere tüm gemilerimizde beslenme konusunda büyük yanlışlıklar yapıyoruz. Bazı arkadaşlar buna tepki verebilirler. Hiçbir armatör,kendi gemisinde çıkarılan yemeklere karışmazlar ama maalesef gemilerimizde personel, özellikle kaptan ve ikinci kaptanın damak tadlarına gore besleniyorlar. Örneğin katıldığım bir gemide ikinci kaptan kuzu eti sevmiyor diye gemiye kuzu eti alınmadığını gördüm. Diğer bir gemide 2.kpt seviyor diye sabah kahvaltılarında bile kavurma-yoğurt çıkıyor. Hepimizin bölgesel damak tadları olabilir ancak daima personelin genel isteklerini göz önünde tutmak gerekir.2006 yılında MLC (Maritime Labour Convention) kurallarının force altına girmesi ile bu sorun biraz rahatlamış durumda.
Sorun: Her ülkenin kendisine has bir yemek kültürü vardır. Gemilerde de beslenme bu kültür üzerinden yürür. Örneğin; Türk gemilerinde tsam 500 yıldan beri pazar günü oğle yemeğinde kuru fasulye, pirinç pilavı ve hoşaf yapılır. Hint personel ağırlıklı gemilerde dini sebepler ile büyük baş sığı eti yenmez ve sebze ağırlılklıdır. Phillipine gemilerinde balık ağırlıklıdır. Diğer Avrupa ve yabancı gemilerde domuz eti ağırlıklıdır ve hiçbir kimsenin buna itirazı olmaz ve saygı gösterilir. Uğradığımız bazı yabancı limanlarda özellikle pazar günleri kuru fasulye yemek için bizleri ziyaret ederler. Multy Culture personel çalışan gemilerde, aşçılara firma tarafından gemiye katılışından once şirket bünyesinde veya özel eğitim verilen yerlerde gemide bulunan her ulustan personel için hazırlanabilecek yemek kursları verilir. Doğal olarak bu da durum da aşçıları yorar. Bu bakımdan şirket bünyesinde bir çalışma yapılarak mümkün olduğu kadar ortak bir yol bulunmaya çalışılır. Fakat özellikle Türk, Hint ,Filipi ve Rus veya Ukraynalı personel birarada ise en zor durumdur.Bu zamanlarda gemiye iki şçı koyarak veya tek ise extra ücret ödeme yolu seçilerek,işlerini hafifletme veya aşçıyı destekleme yolları tercih edilir. Genel olarak gemilerdeki beslenmede vitamin,ve kalori esas alınmalıdır. Örneğin Türk personel genelde kapuska,bamya gibi yemekleri sevmezler. Daha ziyade biftek, pirzola, köfte, kebap, tavuk, pastime, sucuk, sosis en çok sevdikleri şeylerdir. Ancak bütün bunları bir denge içinde tutmak en iyi çözümdür ve bunun için de gemiye katılışları öncesi özellikle kaptan ve 2.kaptanlara experler tarafından kısa bir bilgi verilmesi gerektiğine inenıyorum.
Böylece hem personel dengeli beslenir ve hem de gemide aşırı ve yersiz kumanya sarfiyatının önüne geçileceğinden maliyet de azalır.
Bu beslenme konusunda denizciliği biraz eski tarihlerde incelersek,enteresan bilgilere ulaşırız; denizcilik tarihinde okyanus aşırı seferler yapan gemilerde özellikle C vitamin eksiklğinden kaynaklanan diş,göz ve cilt kanamaları ve neticesinde ölüme varan SCURVY (İSKORBİD) hastalığı 15. ve 16. Asrın boyunca denizcilerin en büyük sorunları olmuştur. Uzun seferlere çıkan gemilerin dönüşlerinde personelinin yarısından fazlası ölmekte idi. O ytüzyıllarda Türk gemileri akdenizin dışına çıkmadıkları için sık sık kumanya ikmalleri yapabildikleri için bizlerde bu hastalık farkedilmedi.17.Asırda bu konuya büyük önem vererek üzerinde oldukça kafa yoran ve dünya denizcilik tarihinin en büyük kaptanlarından biri olarak tarihe geçen Capt. James Cook (1728-1779),yaptığı 3 yıl süren 3.okyanus aşırı seferine çıkmadan once hazırlattığı fıçılara bastırılmış lahana (bir nevi turşu) ile ve sefer boyunca bunları personele zor kullanarak yedirtmesi neticesinde 1775 yılında sefer dönüşü sadece bir ölüm olmuş ve bu da lahana yemeyi reddetiği için direğe astırdığı kişidir. Netice olarak vitamin eksikliğinden kaynaklanan SCURVY hastalığı lahana ile çaresi bulunmuştur. Yıl 2016 ve hala bizim Türk gemilerinde personelin yarısından fazlası kapuskayı sevmez ve yemezler. Bol salçalı yağlı yemekleri ve kızartmaları tercih ederler. Dünyada ilk defa bu konuya önem vererek 185 yılında İngilizler Lime (Limon) yasasını force altına alarak gemilerinde limon yemeyi,yemeklerde kullanmayı yasa olarak yürürlüğe sokmuşlardır. 2006 yılında da MLC kuralları dünya nezdinde force altına alınarak gemi personelinin yeterli kalori ve vitamin almalarını control altına almışlardır. Buna direnen bazı ülkeler 2015 yılında sadece İsveç ve İspanya’da 17 gemiyi tutuklayarak işin ciddiyetini anlamaya başlamışlardır. Özellikle Türk Denizcilik işletmeleri MLC’den çok önce bu konuya önem veren ülkelerin arasındaydılar ve halen daha bu konuya büyük önem veriliyor.
- 40 yaş üstü denizci arkadaşlarımızın kanser,kalp ve damar hastalıklarına karşı, kızartmaya özellik ile kızarmış hamur ve cipslere fazla rağbet etmemeleri ve uzun ömürlü süt ile yoğurdu fazla tüketmemeleri tavsiye olunur.
-GEMİDE SPOR YAPMAK;
Deniz üzerindeki 15 metrelik hava katmanında mikroskobik tuz billurları askıda bulunur ve oksijen miktarı normalin az altındadır. Karaya oranla deniz ortasındaki gemilerde bu tuz miktarı daha yoğundur. Gemilerde spor yaparken gemideki 15 metrenin üzeri alanları tercih etmekte büyük fayda vardır. Her derin nefes alış verişlerde ciğerlere çekilen havayı geri verirken bir miktar tuz billurları ciğerlere yapışır ve kalır. Ayrıca güvertede sert metal üzerinde uzun yürüyüşler yapmamaları.
-GEMİLERDE STATİK ELEKTRİK ;
Bütün gemilerde seyrederken sudaki sürtünmeden dolayı gemi bünyesinde ve doılayısı ilre personel bedenlerinde bir miktar static elektrik birikir. Geminin limana varışında ,kösele ayakkabı tercih edilerek rıhtım üzerinde bulunan herhangibir babanın ıüzerine oturup 15 dakika ayakkabıları çıkartarak çıplak ayak ile beton veya toprağa basmak bu elektriği deşarj eder veya eski denizcilerin yaptığı gibi herkesin kamarasında içi toprak dolu bir saksı bulundurması ve her sabah iki elinin işaret parmak uçlarını 10 dakika bu saksıya batırarak tutmaları elektriği deşarj eder ve büyük bir rahatlama yaratır.
Her sabah geminin yüksek yerinde 4 sefer burundan derin nefes alarak 2saniye tutup geri vermek kişinin moralini ve psikolojisini yükseltir.