Şeytanın kehanetini boşa çıkararak önce Denizcilik Müsteşarlığa atanan Kaptan Hamza, itibar-i makamını yükselttikten sonra Asya-Pasifik, Akdeniz, Karadeniz demeden tüm Avrupa’yı karış karış gezer.
Paris’e geldiğinde gezdikleri yerlerin analizi yaparak, oturduğu makamın hayrı üzerine düşüncelere dalar. Bu dalışı esnasında başının belası Şeytan, yine Hamza kaptana görünür.
Şeytanı bir anda karşısında gören Hamza Kaptan, biraz tedirgin olur. Ancak kendisi hakkında kehanette, sınıfta kalan şeytanı şöyle bir süzdükten sonra;
“Yine ne yumurtlayacaksın şeytan” diye, sert bir tonla seslenir.
Kehanetinin boşa çıkmasından dolayı biraz mahcubiyet hisseden şeytan, Kaptan Hamza’ya şöyle bir bakış atar ve;
“Sayın kaptan; ben sana karşı kehanette sınıfta kaldım. Ancak senin kaderini çizen yolların sebebi, Araf’ta bulunan saatlerden kaynaklanıyor. Onun için sana karşı hata yaptım” der.
Bu söz üzerine meraklanan Kaptan Hamza şeytana dönerek;
“Ne saati şeytan? Neden bahsediyorsun” diye sorar. Hamza kaptanın bu sorusu üzerine Şeytan hemen Hamza kaptanı kolundan tuttuğu gibi zaman tünelinden sürükleyerek Araf’ta bulunan “saat galerisine“ getirir.
Hamza Kaptan biraz korku ve endişe ile kendini uzun ve daracık ancak duvarlarında saatler bulunan bir alanda bulur. Hamza kaptan şeytana hafif ve çekingen bir ses tonu ile;
“Şeytan, beni buraya neden getirdin? Nedir bu saatler?” sorusunu yöneltir.
Şeytan önünde bulunan "ABD-Enerji Bakanlığı" yazan saati göstererek?
“Bunlar hata saatleridir. Bu saatler ülkelerin bakanlıkları ve Genel Müdürlüklerini gösterir. O ülkenin idaresi bir konuda hata yaptığı zaman bu saatlerin akrep ve yelkovanı hareket eder”
O anda “Malta Denizcilik Müsteşarlığı-Carmel Lino Vassalo” yazan saat 10 dakika hareket eder.
Bunun üzerine Şeytan, Hamza kaptana dönerek,
“Kaptan Hamza şu anda Malta Denizcilik Müsteşarı Carmel Lino Vassalo bir konuda 10 dakikadır hata yapıyor” der.
Şeytanın bu sözü üzerine iyice meraklanan Hamza kaptan, saat galerisini gezmeye başlar.
“T.C Denizcilik Müsteşarı – Kaptan Hamza” yazan saati aramaya başlar. Ancak bir türlü, kendi isminin yazılı olduğu saati bulamaz.
Biraz yorgun ama kendinden emin bir şekilde şeytanın yanına gelen Hamza Kaptan;
“Şeytan, benim ismimim ve makamımın yazılı olduğu saati bir türlü bulamıyorum. Demek ki ben hiç hata yapmıyorum ki "T.C Denizcilik Müsteşarı-Kaptan Hamza" yazılı saati üretmemişsiniz” der.
Şeytan biraz mahcup, biraz da üzgün bir şekilde, Kaptan Hamza’ya dönerek;
“Sayın kaptan, son iki senedir buralarda havalar çok sıcak olduğu için, senin adını taşıyan saati biz burada vantilatör olarak kullanıyoruz”
... ... ! ... ...