Bu derya-ı şahane de kimler geldi, kimler geçti. Çakma Barbaros’tan, Kolağası Züğürt Ağa’ya varana kadar onlarca Devletlü Kulu, hizmeti bel eyledi.
Geçmiş dönemde Seyrü Sefain Nazır Vekili Hayri Paşa ve Yanaşması Çulsuz Vehbi’nin icraatları, gideni aratır oldu.
Size anlatacağım hikaye de adı geçen kahramanlar, günümüz isimleriyle benzerlik ihtişam etse de, hepsi kançalı iğne deliği tesadüfündedir.
& & &
Seyrü Sefain Nazır Vekili Hayri Paşa, devletlü koltuğunu işgal etmesiyle birlikte, tüm derya-yı şahaneye yolladığı gizli tamimle Yanaşması Çulsuz Vehbi’nin kendi adına icra eyleme yeteneğine sahip olduğunu ifade ederek, “Çulsuz Vehbi’nin sözü benim sözümdür. İlk icraatım Çulsuz’un namına Koçoğlu lakabını eklerim” diyerek, tüm nizamlara çalgı çengi ile duyurur.
Gel zaman, git zaman, Çulsuz Vehbi’nin biti, pardon olmayan çulu kanlanmaya başlar ve yedi denizde Koçoğlu Vehbi olarak anılmaya başlar.
Gavur ellerinden gelen Sefineler, Seyrü Sefain Nazır Vekili Hayri Paşa’nın talimatıyla, Koçoğlu Vehbi’nin Çuluna takılmaya başlar. Takaları limanlara yanaştırmaya çalışan tüccar ehilleri tehdit edilerek, ellerindeki taka ve sefineler alınarak, Çulsuzun ticarethanesine kayıt edilir.
Esnaf isyanda, tüccar kızgındır. Çulsuz Vehbi’ye tavır koyanlar, Devletlü Şahanesi tarafından kulağı çekilir. Hatta Çulsuz Vehbi öyle ileri gider ki, hakkını aramaya çalışan tüccar ehline “Bilmezmisin Deyyuslar, gavur ellerinden gelen bu takalar ve sefineler, vatan toprağına demir attığında, haracı ve ulufesi Hayri Paşa Hazretlerinin malına kayıt edilir” diyerek, Devletin gücünü kendi emirlerine tahsis ederler.
Bir cuma günü namazını eda eden Çulsuz Vehbi, Kerkük Havalisi eşraflarından Irgat Ahmet’in makamına destursuz girerek, “Irgat Ahmet, Seyrü Sefain Nazır Vekili Hayri Paşa’nın selamını getirdim” der. Irgat Ahmet, selamı aldıktan sonra, bir sedire buyur ederek “Nazır Vekili beyim ne emreder?” diyerek Çulsuza döner;
Çulsuz Vehbi lafı, hiç eveleyip, gevelemedim söze başlar; “Ey Kerküklü Irgat Ahmet Efendi; Yeni açtığın ticarethane bölgenin en ihtişamlı yeri oldu. Değer katıp milyonlarca ecnebi akçesi servetin oluştu. Hayri Paşa bu ticarethanenin ruhsat-ı şer’iyyesinin olmadığını ifade etti. Hayri Paşa der ki; Biz Irgat Ahmet’i severiz. Malına mal katıp, değerini yükseltmek isteriz. Ancak bu ticarethane çok değer kazandı. Toplam 13 milyon ecnebi akçesine denk gelen SAFİ’mizi teslim etsin” der. (SAFİ: Savaştan sonra GANİMETİN 1/5’ine tekamül eden pay – Komutanın savaşta elde ettiği ganimetin 1/5’ini alma eylemi)
Kerküklü Irgat Ahmet, Çulsuz’un bu çirkin teklifi karşısında ne yapacağını şaşırır. Ancak kısa bir süre sonra kendini toparlayarak “Ey Çulsuz Vehbi Efendi; SAFİ payı savaşlardan sonra alınan ganimettir. Benim Ticarethanem anamın ak sütü gibi helal alınterimdir. Buradan size pay veremem” diyerek, Çulsuz Vehbi’nin Hayri Paşa adına istediği haracı vermeyi reddeder.
Kerküklü Irgat Ahmet’in tavrına çok sinirlenen Çulsuz Vehbi, Cuma Namazından sonra küfr-ü kafir abdestini bozarak “Ruhsat-ı Şerr’iyye yi alamayacaksın” diyerek, Irgat Ahmet’in makamını terk eder.
Gel zaman, git zaman, dört mevsim geçmesine rağmen, Irgat Ahmet’in yeni açtığı ticarethanenin Ruhsat-ı Şer’iyyesi, Seyr-ü Sefain Nazır Vekili Hayri Paşa tarafından verilmeyerek, mağdur edilir.
Hayri Paşa’nın haracını vermediğinden dolayı Kerküklü Irgat Ahmet’in inşa ettiği ve ecnebi bölgelerinde bile olmayan Sefine Barınağı, bir türlü hizmete giremez. Ülkenin neşriyatlarında çarşaf çarşaf, Irgat Ahmet’in inşa ettiği Sefine Barınağı övgülere mazhar olarak neşredilir.
Kızgınlığından, Kızılcık şerbeti içen ve vatan toprağını terketmeye karar veren Irgat Ahmet bir gün yakın arkadaşı Muharrir Recep Efendi’yi ziyaret ederek, Çulsuz Vehbi ve Hayri Paşa’nın yediği haltları belgeleriyle anlatır.
Yapılan ahlaksızlıkları hayretler içinde dinleyen Muharrir Recep Efendi, Irgat Ahmet’e dönerek “Bunlardan Seyrü Sefer Nazırı Arslan beyin haberinin olmadığını düşünüyorum” diyerek, Hayri Paşa ve Çulsuz Vehbi’nin devletin imkanlarıyla haraç topladığını Seyrü Sefer Nazırı’na anlatır.
Olaya el koyan Seyrü Sefer Nazırı Aslan Bey, Hayri Paşa’nın çetesini dağıtarak, Irgat Ahmet’in sorununu çözer.
& & &
Hikaye bu işte!.. Hikaye de kendine yer bulan, payına sahip çıksın…
Sevgi ile Kalın...