Tesadüfen 2013 yılında çevrilen ve baş rolünü, Robert Redford'un oynadığı 'All is lost' filmini seyrederken dünya deniz ticaretinin yüzde 17'sini elinde tutan ve bir dünya devi olan 'Maersk' denizcilik firmasına büyük bir ayıp yapıldığını fark ettim.
Filmin Konusu :
Robert Redford teknesi ile denize açılıyor ve Sumatra’nın 1700 mil açığında denize düşmüş boş bir konteynere çarpıyor. Önce teknenin makinası arıza yapıyor ve tekne çarpmanın etkisi ile su almaya başlıyor. Robert önce tekneye giren suyu temizlemeye çalışıyor, baş edemeyince de teknesinden ayarladığı iki büyük parça tahtayı birbirine bağlayarak küçük fakat su üstünde durabilen bir sal yaparak yanına su ve yiyecek alıp teknenin batışı ile beraber orada öylece kalıyor. Bir yardım bulabilme ümidi ile gözleri ufukta denizde sürükleniyor. Aradan geçen iki/üç gün süre sonunda yanına alabildiği yetersiz miktardaki su ve yiyecek iyice azalıyor. İkinci gece çöktüğünde çok uzaktan bir geminin ışıklarını fark etmesiyle, tekneden ayrılırken yanına aldığı el maytapları ile geminin dikkatini çekebilmek için yaptığı bütün çabalamalarına rağmen gemi onu fark etmiyor ve iyice uzaklaşıyor. Yorgunluk ve ümitsizlikten sal üzerinde çöküp uykuya dalıyor.
Ertesi sabah büyük bir ümitsizlikle uyandığında birden ufukta üzerine doğru gelen bir gemiyi fark etmesi ile ayağa kalkıp bütün geminin yaklaşmasını bekliyor. Geminin tahminen birkaç yüz metre yaklaşmasıyla olanca gücü ile bağırmaya ve deli gibi ellerini kollarını sallamaya başlıyor ve biraz sonra gemi bizim Robert’in 10 metre yanından geçerek uzaklaşmaya başlıyor. Bir ara geminin bordasındaki oldukça büyük harflerle yazılmış 'MAERSK LINE' yazısını görüyor ve gözden kayboluncaya kadar gemiyi izliyor.
Film yapımcısı Maersk’ün yaptığı büyük bir insanlık suçunu film ile kanıtlamış. Uluslararası yasalara göre burada gemi kaptanı bir kişiyi taammüden ölüme terk etmekle suçlanır. Eğer burada bu film ve sahneler Maersk’ün reklam amaçlı bilgisi dahilinde yapıldıysa bu olay, film yapımcısı ile Maersk arasında büyük bir ayıp olarak kayda geçer. Yok bilgisi dışında çekildiyse Maersk’ün bu film yapımcıları hakkında büyük bir dava açması gerekirdi. Hiçbiri olmadığına göre bu hareket kimsenin dikkatini çekmemiş demektir. Kesinlikle filmin editörünün denizcilikten anlamadığı için kınamak gerekir. Sadece Maersk’e ait bir geminin kaptanının değil dünya denizlerinde dolaşan hiçbir geminin ve kaptanının da böyle bir davranışta bulunacağına kesinlikle kabul etmek mümkün değildir ve ihtimal dahi verilmez..
Sorumlu Bir Türk denizcisi olarak bu film ile ilgili Maersk firmasını bilgilendirmek istiyorum ancak bu filmden haberleri olmadığı takdirde. En azından geminin bordasındaki Maersk yazısı gösterilmeyebilirdi. Sahneler ile ilgili olarak fotoğraflar;