Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek “"Anayasanın 138. Maddesi (Yargı ve Mahkemelerin Bağımsızlığı) bu memlekette ölmüştür" dedi. Yürütme Hükümetin elinde. Meclis çoğunluğu ile birlikte Yasama da Hükümetin inisiyatifinde olduğuna göre, Yargı erkide bu maddenin ölümü ile Yürütme’nin emrine girmiş oldu.
Yaşasın Demokrasi, Yaşasın Cumhuriyet. Yerin dibine batsın Hukuk…
17 Aralık 2013 tarihinden itibaren Türkiye’nin fotoğrafı bu şekilde. Bu fotoğrafın kadrajını çizen ise Ak Parti Hükümeti, daha doğrusu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan…
Yolsuzluk operasyonu oluyor, operasyonu yapan savcıdan dosya alınıyor. Bununla yetinmeyenler, savcılar hakkında soruşturma açtırıyor. Savcının emri ile kolluk gücü görevini üslenen polisler, yolsuzluk ve rüşvetin kahramanlarını gözaltına alıyor, İddia sahiplerini gözaltına alan polis şefleri ve memurları görevden alınıp tayin ediliyor.
Sabah operasyon yapan polisler, öğleden sonra haritadan yer beğeniyor.
Savcı ve polisi görevden alan siyasi irade, boş durmuyor ve “Dış Güçler” martavalını okumaya devam ediyor.
& & &
Dün Fethullah Gülen’e balkonlarda sevgi ve muhabbetlerini göstererek, Pensilvanya’yı kutsayan siyasi irade, bugün Pensilvanya’yı “Fitne ve İhanetin Başkenti”, orada ikamet eden Fethullah Gülen’i ise “Vatan Haini” ilan ediyor.
Pensilvanya boş duruyor mu? Kesinlikle hayır… Fethullah Gülen ise, siyasi iradenin başı olan Recep Tayyip Erdoğan’ı “Firavun, Nemrut ve Tiran”lıkla suçluyor.
Başbakan Erdoğan’ın akil danesi Yalçın Akdoğan Gülen cemaatine çakma eylemine devam ederken, Türkiye, Sabah, Yeni Şafak, Takvim, Akşam ve Star Gazeteleri koro halinde, Yolsuzluk ve Rüşvet iddialarını AK-lamak için dezerformasyonu sürdürüyor.
“Dış Güçler-ABD Büyükelçisi Operasyonu” manşetinden ekmek çıkmayacağını anlayan, embed gazeteler, “Paralel Yapı” sütlaçından ekmek banmaya devam ediyor.
Yeni ve Gıcır İçişleri Bakanı, embedleri yanına alarak TRT’ye çıkarma yapıyor ve Cemaatin Bankası, Bank Asya’nın “Operasyon öncesi dolar stoku yaparak 2 milyar dolar kazanç sağladı” diyerek, ekonomi (!) konularında da fikir sahibi olduğu mesajını halkımızın beğenisine sunuyor.
2 milyar dolar kazanç sağlayacak 10 milyar TL’lik bir bankanın, 17 Aralık 2013 tarihinde yapılan Yolsuzluk ve Rüşvet operasyonu öncesi 30 milyar dolarlık bir bütçe ayırması gerektiğini ise hiç kimse dile getirmiyor/getiremiyor.
Bu olaylar olurken, Cumhurbaşkanı ne yapıyor?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gençlik yıllarında Londra’dan ev arkadaşı olan Anlı-Şanlı Gazeteci Fehmi Koru’yu Fethullah Gülen’e aracı olarak gönderiyor.
Erdoğan-Gülen ile Cemaat-AK Parti kavgasında, aracılığa soyunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, “138. Madde Öldü” sözüne, sadece rahmet okuyor.
& & &
Yukarıda zikrettiğim izlenimler, kamuoyu algısının bir yansıması olarak önümüzde duruyor.
28 Şubat’ı aratmayan medya, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını kapatan siyasi irade, küs-barış oynayan devletin başı ve bunların yemeyen Türkiye vatandaşı…
Bu algı ile sevgiyle kalın…