TÜRKİYE’NİN IMO'DAKİ BAŞARISI
IMO Genel Kurulu’nda yapılan 40. Dönem Konsey Seçimlerinde Türkiye, katılan 155 ülkenin 126’sının oyunu alarak IMO Konseyine 6. Kez seçildi. Türkiye geçen konsey seçimlerinde 129 oy almıştı ancak Türkiye’nin geçen döneme göre oyunun düşmesi rağmen, yüzde olarak oyunu arttırdığı görüldü. Bu seçimler Türkiye için büyük bir başarıdır. Çünkü daha önceki, IMO Genel Kurulu’na katılan 169 ülkenin oy kullandığı seçimlerde, Türkiye yüzde 65 civarında oy alırken, bu sene yapılan seçimlerde yüzde 82 gibi yüksek bir oy oranına ulaştı.
Başta Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı personeli olmak üzere katkısı olanları kutluyorum.
MÜTEVAZI OLMAYACAĞIZ
6 sene önce benim ortaya attığım ve Barış Tozar’ın teşviki ile başlattığımız Uluslararası Altın Çıpa Denizcilik Başarı Ödülleri Töreni’nin, IMO Konsey seçimlerini etkilediğini görmek bizleri mutlu etti. IMO Konsey Seçimlerinde, Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin bana söylediği bir anekdot ziyadesi ile gururumu okşadı. Çünkü Türk heyetinin oy toplamak için yaptıkları lobi çalışmalarında, Altın Çıpa Ödülleri Töreni’ne katılan ülke temsilcilerinin Dışişleri Yetkililerine Altın Çıpa Töreni ile ilgili memnuniyet verici ifadeleri, Türk Heyetinin elini güçlendirmiş. Hatta bu konuda bazı ülke temsilcileri “Biz oyumuzu Altın Çıpa’da belirledik” sözleri yaptığımız işin ne kadar doğru ve yerinde olduğunu bir göstergesi olarak önümüze çıktı. Bu organizasyonu hayata geçirilmesi konusunda başından beri desteğini esirgemeyen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanımız Binali Yıldırım olmak üzere, sponsorlarımıza ve destekleyenlerimize teşekkür ederim. Ayrıca 6 yıldır sorunsuz ve bir o kadar da saygı çerçevesinde Altın Çıpa Ödül Törenini beraber yapmamızı sağlayan ve ortaklığımıza gösterdiği olgun tavrından dolayı partnerimiz Dünya Gazetesi’ne de teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Tabii ki bu başarı ve katkı, Deniz Haber Ajansı ve Dünya Gazetesi’nindir.
CAHİT İSTİKBAL KENDİNE YAZIK ETTİ
Mutlu ve gururlu bir şekilde IMO Konsey Seçimlerinden döndüğüm gün onlarca tebrik ve teşekkür mesajı aldım. Diğer taraftan bir telefon beni üzdü. Denizcilik sektöründe faaliyette bulunan Sivil Toplum Örgütleri’nin bir araya gelerek kurdukları Türkiye Denizcilik Federasyonu’nun olağan kongresinde meydana gelen bir hadise “Ne oldum değil, ne olacağım” sözünü akla getirdi.
Evet, Cahit İstikbal ile ilgili bir konu idi. Türkiye Denizcilik Federasyonu, geçen aylarda kurulmuş, ancak yönetim kurulunun 15 kişiye çıkarılması için bir olağan kongrenin yapılması kararlaştırılmıştı. Ben Londra’da iken Sevgili Selçuk Şenkal beni arayarak, “26 Kasım 2011 tarihinde federasyonun genel kurulu var. Oraya bir muhabir gönderebilir misin?” diye sormuştu. Bende “tabiî ki” diyerek Kara&Deniz Gazetesi muhabiri Cengiz Tepebaş’ı yönlendirmiştim.
Türkiye Denizcilik Federasyonu’nun Yönetim Kurulu’nun belirleneceği 15 kişilik isim listesine 16 aday çıkmış. Bu adaylar arasında Nam-ı diğer IMPA Başkan Yardımcısı Cahit İstikbal’de aday olmuş. Ancak seçimler sonucunda 15 kişilik Türkiye Denizcilik Federasyonu Yönetim Kurulu’na girecek isimler arasında ismi çizilen tek isim ise Cahit İstikbal olmuş. Yani Cahit İstikbal aday olan 16 kişilik liste içinde ilk 15’e girememiş. Bazı kesimler bu olayın beni mutlu edebileceğini düşünebilir. Ancak Allah şahidimdir ki sevinmedim, sevinemedim. Aksine “Cahit İstikbal, kendine yazık etti” diyebildim.
Çünkü Cahit İstikbal, kendini yetiştirmiş ve denizcilik sektöründe geleceği olan bir isimdi. Ancak nefsi hareketleri ve insanlarının değerlerine saygı göstermeyen tavrından dolayı “dışlanılan” bir isim haline geldi. Cahit İstikbal’i kısaca anlatabilmek için “Kendi etti, kendi buldu” sözü tam üzerine oturuyor. Maalesef bize ve arkadaşlarına yaptığı hak ve hukuk tanımayan icraatları, denizcilik sektöründeki itibarını yerle bir etti. Cahit İstikbal’in ballandıra ballandıra anlattığı IMPA Başkan Yardımcılığı bile, seçimlerde önünü açmadı.
Uluslararası platformlarda önünü açabileceğimiz isimlerin, Türk denizcilik sektöründe bir elin parmakları kadar olduğunu gördükçe, Cahit İstikbal’in adına, ülkem adına üzülüyorum. Biz, Deniz Haber Ajansı olarak Cahit İstikbal ile mahkemelikte olsak, şahsi ve ticari anlaşmazlıklarımız da olsa, ülkemize katkısı olan her kesimi destekliyoruz. Cahit İstikbal’in “Önce Ben” tavrı bu duruma gelmesine neden oldu.
Cahit İstikbal bunu anlar mı? Bizi dinler mi? Bilmiyorum. Hatta “Hadi oradan be, sen bana akıl verecek adam mısın?” tavrını da gösterebilir. Bu Sayın İstikbal’in bileceği ve vereceği karardır.
Cahit İstikbal, başını iki elinin arasına koyup “Nerede hata yaptım” muhasebesini yapmasında fayda var. Üzüldüm, Cahit İstikbal adına üzüldüm. Çünkü kendine yazık etti.
Son Söz; Allah Selamet Versin…