Cumhurbaşkanımız söylemlerinde Kanal İstanbul’un son derece emniyetli olacağını hatta Kanal İstanbul’da kaza olmayacağını vurguluyor. Ben ise bunun nasıl sağlanacağını merak ediyorum.
Kanal İstanbul’da kaza olmasının nasıl engelleneceği konusunu anlayabilmek için Cumhurbaşkanımızın 5 Ocak’taki canlı yayın programını izledim. Fakat oradaki söylemlerinden benim algıladığım Kanal İstanbul’un kazaları nasıl engelleyeceği konusunda Cumhurbaşkanımız da ikna olmuş değildir.
Cumhurbaşkanımız programda bu konuyu anlatırken İstanbul Boğazında geçmişte meydana gelen büyük kazalardan örnekler verdikten sonra şu ifadeleri kullandı: “Bizim derdimiz şu. Boğaz (İstanbul Boğazı) farklılık arz ediyor. Yeni inşa edeceğimiz yerde ise (Kanal İstanbul’da) tedbirlerimizi biz bütün olumsuzluklara karşı alıyoruz. Nedir; derinlik yatay V şeklindedir, bunun eni, uzunluğu mesela şimdi 45 km uzunluğu var, derinlik aynı şekilde yani 25 metre filan derinliği var, yani bu draftlar filan bunlar uygun olduğu zaman, tabi buralardan gelip geçen gemiler rahat olacağı gibi burada turizm bölgesi, öbür tarafta sit alanları, öbür tarafta Küçükçekmece’de bir yat limanı, meskun yerleşimler, bütün bunlarla beraber bisiklet yolları ve yatay mimarı olacağı için bunlar da buraya ayrı bir güzellik getirecek….” Görüleceği üzere Cumhurbaşkanımız Kanal İstanbul’da emniyetin nasıl sağlanacağı konusuna girdi fakat hiçbir somut tedbirden bahsetmeyerek konuyu Kanalın etrafındaki yapılaşmayla birleştirip bitirdi. Elbette son derece teknik olan bu konuda Cumhurbaşkanımızın detaylı teknik açıklamalar yapmasını beklemiyordum. Fakat en azından Kanalın yapılış amacı olan, bu denli öneme sahip ana konuda biraz daha aydınlatıcı bilgiler vermesini beklerdim.
Şimdi burada biraz durup durum değerlendirmesi yapalım: Kanal İstanbul’un yapılmak istenmesinin amacı nedir?
İSTANBUL BOĞAZINDAKİ DENİZ TRAFİK EMNİYETİNDEKİ ÇOK RAHATLIKLA ORTADAN KALDIRIRIZ
ÇED Raporu, Cumhurbaşkanımızın söylemleri, hükümet yetkililerinin söylemlerinde ifade edilen resmi amaç çok ama çok net: “İstanbul’un deniz trafik emniyetini sağlamak”
Yani İstanbul Boğazında deniz trafik emniyeti yok ya da yetersiz o yüzden Kanal İstanbul’u yapmak zorundayız.
Bu durumda, İstanbul Boğazında deniz trafik emniyetiyle ilgili yetersizlikleri ortadan kaldırırsak Kanal İstanbul’u yapmak için de ortada hiçbir sebep kalmayacaktır?
Bunu sağlarsak yıllardır sürmekte olan tartışmalar da son bulacak, Türk toplumu derin bir nefes alacak ve tüm kesimler ülkemizin içinde bulunduğu siyasi, askeri, ekonomik sorunların çözümüne daha çok odaklanabilecektir.
Bir hayalden bahsetmiyorum. İstanbul Boğazındaki deniz trafik emniyetindeki yetersizlikleri çok ama çok rahatlıkla ortadan kaldırırız diyorum. Hem de Kanal İstanbul’la kıyaslanırsa neredeyse sıfır maliyetle ve onlarca yıl beklememize de gerek olmadan.
15 yıldır sadece ve sadece bu konuyla ilgi hem bizzat sahada hem de akademik olarak masa başında çalışmakta olan biri olarak nasıl olacağını kısaca ve teknik detaylara girmeden anlatayım:
İstanbul Boğazında deniz trafik emniyeti nasıl sağlanır?
Boğazın coğrafi yapısını ve diğer doğal koşulları değiştirerek: Buna imkan var mı? Yok
Boğazı deniz trafiğine kapatarak: Buna imkan var mı? Yok.
O zaman nasıl yapacağız?
1- Mevcut emniyet tedbirlerini geliştirip emniyetle ilgili mevzuatı güçlendirerek:
Yapılabilir mi? Hem de çok kolaylıkla.
Bugüne kadar yapıldı mı? Yaklaşık 10 yıldır hayır. Aksine emniyetle ilgili mevzuattaki emniyet tedbirleri oldukça geriletildi. Bunun yanında emniyeti tam olarak sağlayabilmek için bilinmesi ve yönetilmesi şart olunan risklerin neler olduğu halen tam olarak belirlenmiş değildir. Bu yönde hiçbir çalışma yapılmamaktadır. İstanbul Boğazı gibi hassas bir dar su yolunda emniyet tedbirlerini belirlemek/geliştirmek için proaktif yöntemlerin uygulanması şart iken reaktif yöntemler dahi uygulanmamaktadır.
2- Geliştirdiğimiz emniyet mevzuatının uygulatılmasını ve uygulamasını sağlayacak olan saha personelini güçlendirerek:
Yapılabilir mi? Hem de çok kolaylıkla.
Bugüne kadar yapıldı mı? Yaklaşık 10 yıldır hayır. Aksine asli görevleri Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Türk Boğazlarındaki deniz trafik emniyetini sağlamak için belirlemiş olduğu mevzuatı uygulatmak olan çalışanlar baskı, tehdit ve korku altında olduklarından bu görevlerini tam olarak yerine getirememektedirler. Bizzat su üstünde emniyeti sağlama amacıyla görev yapmakta olan personel ise sayıca yetersizdir; emniyeti sağlayabilmeleri için olmazsa olmaz olan barınma ve istirahat gibi en temel ihtiyaçları dahi tam olarak karşılanmamaktadır. Mevzuatta yapılan değişiklikle yeterlilikler, eğitim ve tecrübe düşürülmektedir.
3- Geliştirdiğimiz emniyet mevzuatının uygulatılmasını ve uygulamasını sağlayacak olan teknik donanım ve imkanları geliştirerek:
Yapılabilir mi? Hem de çok kolaylıkla.
Bugüne kadar yapıldı mı? Kısmen evet kısmen hayır. Başlanıp da henüz tamamlanmamış olan girişimler, projeler, yatırımlar mevcuttur. Bununla birlikte yapılması zorunlu olan risk değerlendirmesinden sonra ortaya çıkacak olan yeni ihtiyaçlara göre de yeni yatırımlar yapmak gerekecektir.
4- İdari yapıyı sahanın ihtiyaçlarına göre belirleyip ona uygun yönetim modeli oluşturmak:
Yapılabilir mi? Hem de çok kolaylıkla.
Bugüne kadar yapıldı mı? Yaklaşık 6 yıldır hayır. Deniz trafik emniyetiyle ilgili uygulamalar bizzat su üzerinde gerçekleşmektedir. İstanbul Boğazında deniz trafik emniyetini tehlikeye düşürme olasılığı olan herhangi bir olay meydana geldiğinde çözüm üretmek ve üretilen çözümün uygulanmasına karar vermek çoğu durumda birkaç dakika içinde yapılmak zorundadır. Bu tür kararlar ancak ve ancak sahadaki tüm dinamikleri çok iyi bilen yönetim kadroları tarafından verilebilir. Özellikle son yıllarda yapılan idari değişikliklerle İstanbul Boğazında emniyeti sağlayan birimlerin adeta fabrika ayarlarıyla oynanmıştır. Sahadaki gerçek ve hayati sorunlar üst yönetime ulaşmamaktadır. Bu durum sahada yaşanmakta olan sorunların artık neredeyse hiç raporlanmamasına sebep olmuştur. Sorunlar sürekli birikmekte fakat çözüm üretilmemektedir. İdari yöneticiler sahadaki sorunları tam olarak bilmemektedirler.
5- Eğer ki daha da etkin tedbir almak istiyorsak ve yapılacak risk değerlendirmesinde geçen tanker sayısının azaltılması gerekliliği sonucu ortaya çıkıyorsa petrolün taşınacağı alternatif boru hattı(ları) geliştirmek:
Yapılabilir mi? Teknik, hukuki, siyasi, çevre ve ekonomik açıdan Kanal açmakla kıyaslanırsa çok ama çok daha kolaylıkla yapılabilir.
CUMHURBAŞKANLARI’NIN DANIŞMANLARINA NOT
Sonuç olarak yukarıda sıraladığım düzenlemelerin yapılması halinde ortada Kanal İstanbul’un yapılmasına gerekçe olarak gösterilen hiçbir sorun kalmayacaktır. Bunun da ötesinde bunlar zaten vakit kaybetmeden yapmak zorunda olduğumuz şeylerdir.
Cumhurbaşkanımızın ilgili danışmanları için önemli not: Cumhurbaşkanımızın 5 Ocak canlı yayın programında kullandığı sunumda belirtilen Independenta kazası İstanbul Boğazı dışında gerçekleşmiştir. Bir kazanın boğaz içinde olması ve dışında olması sonuçları bakımından da alınması gereken tedbirler bakımından da birbirlerinden çok farklıdır. Yani bu kaza Kanal açmaya değil Kanal yaklaşımında ne tür tedbirler alınması gerektiğine gerekçe olarak gösterilebilir. Ayrıca tüm Türkiye’nin ve de dünyanın takip ettiği ve Cumhurbaşkanımız tarafından sunulan o görselde geminin adı sanırım yanlış yazılmıştır. Lütfen kontrol edilsin.