• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 19 °C
  • Antalya 15 °C
  • Muğla 16 °C
  • Çanakkale 20 °C

Kaygılıyız, güldürme beni!...

JURNAL

Geçen gün bazı aydın sanatçı gurularımız KAYGILIYIZ başlıklı bir ilan verdiler. Konu ile ilgili yazı yazmayı planlarken, Servet Avcı'nın Yeniçağ Gazetesi'nde "Sıradaki parça, sevip de kavuşamayanlara gelsin!" başlıklı yazısını okuyunca, bugünkü köşemi Üstad Servet Avcı'ya bırakmam gerektiğini düşündüm.

Duygularıma lisan olan bu yazıyı zevkle okuyacağınızı umut ediyorum.

"Sıradaki parça, sevip de kavuşamayanlara gelsin!

Ben sanatçının ‘kaygılı’ olanını severim!.. Çünkü her türlü kullanıma uygundur, fazla ateşte dibi tutmaz, kalıptan kalıba girer, rutubete dayanıklıdır, ‘son kullanım’ tarihi yoktur, ‘sol kullanım’ tarihi vardır... Bazen Türkbükü’nden verdiği yüksek perdeden mesajlarla ülke yönetir, bazen de parayı cebe indirince bölücü örgütün Bonn’daki konserinde sorumluluk üstlenir...

Geçenlerde yine kaygılanmışlar ve mektubun ucunu yakmışlar... Aslında ‘soğukkanlı’dırlar ve öyle sık sık dertlenmezler... Meselâ PKK; yıllarca asker-polis-sivil-çoluk çocuk katletti, itidali bir kere olsun elden bırakmadılar, kaygılanmadılar... Bu konuda çelik gibi sinirleri olduğu için paniklemediler!.. Sağ olsunlar, sanatçı duruşlarını hiç bozmadılar!..

Kandan beslenmedikleri için şehit cenazelerine gitmediler!.. Bir yetimin başını okşamayı sanatçı duyarlılığıyla bağdaştıramadıklarından olsa gerek, böyle bir pozla objektiflere yakalanmadılar!.. ‘Feodalite artığı’ bayrakla herhangi bir yerde ‘pişti’ olmadılar!.. Batı’daki örneklere bakarak, teröre karşı bir kere olsun miting düzenlemeyi akıllarından geçirmediler, çünkü kamu düzeninin zaafa düşmesini istemediler!.. Hem entel, hem sorumluluk duygusu yüksek, hem de ince ruhlu insanlardı bunlar... Ne de olsa toplumu aydınlatmak gibi ağır bir misyonları vardı... Bertolt Brecht yaşasaydı bunları alınlarından öperdi hiç şüphesiz...

Kaygılanan imzacılara bakıyorum, hepsi birbirinden değerli aydınlar!.. İçlerinde kimler yok ki? “BDP’liler Trabzon’a gelsin, benim evimde kalsın” diyen ‘misafirperver’ türkücü... Taksim’de “Ben TOMA’nın önüne yatacağım” diye twit atan ama Apo’nun mektubunun okunduğu Diyarbakır’daki son nevruzda “Devlet provokasyon yapmasın yeter, bu iş tamam” şeklinde müjdeler veren Mustafa’nın yazarı... Nobel’i hak ettiğini “Bir buçuk milyon Ermeni, kırk bin Kürt kestik” sözleriyle ispatlayan romancı... Yüksek fikirleriyle halkını henüz muasır medeniyet seviyesine çıkaramadığı için kafasını duvardan duvara vurup, yaşayabileceği başka memleket arayan piyanist... Kürtçü, dinci, ulusalcı ayırmayan bir hümanist titizlikle, bankaya yatan paranın dekontunu görür görmez AKP’li belediyenin konserinden PKK’nın konserine uçan, oradan gelip CHP’nin faaliyetine katılan ‘engin gönüllü’ tip... Daha daha kimler... Mahallenin kurnaz menajeri Sırrı’nın etrafında yüksek sorumluluk sahibi kaygılı aydınlar...

Aslında bir el atıp, yüce fikirleriyle toplumları aydınlatan bu sanatçıları daha fazla değerlendirmenin yollarını bulmak lâzım... Meselâ Altın Portakal veya Altın Koza gibi ‘Altın Hint Keneviri Film Festivali’ düzenlense... Ücreti karşılığında bu aydınlarımız orada jürilerde bulunsalar, ödüller alsalar fena mı olur? Hem hiç eleştirmedikleri bir aktivist hareket’e ve barışa, hem de Hint keneviri gibi ‘yöresel değer’imizin dünyaya tanıtılmasına katkı sağlanır...

Eğer bu gerçekleşmezse, şimdilik çilek festivali gibi Hint keneviri festivali organize edilebilir... Bu konularda ‘kaygıdan muaf’ sanatçılarımızın değerli iştirakleriyle ortalık şenlendirilebilir, ‘kenevir güzeli’ seçilebilir, aydın şarkıcılarımız halkı coştururken, aydın yazarlarımız ‘devrimci halk savaşı’nın faziletleri üzerine panellerde konuşturulabilir... Böylece ‘ihraç fazlası’, pardon kadrosuzluktan dolayı ‘âkîl adam fazlası’ sanatçımız da ışıklarını daha fazla yayabilecekleri ortama kavuşturulabilir...

Bizimkisi bir teklif... Lütfedip ‘halka inen’ aydına karşı biz de vefa borcumuzu ödeyelim... İlandaki şu ifadeyi okuyunca tüylerim diken diken oldu: “Bu ülkenin toplumsal değerlerine, acılarına her zaman yakın durmuş, sorunlarını gözlemlemiş, bu çabaları sayesinde toplumca ödüllendirilmiş veya bu uğurda acılar çekmiş sanatçılar olarak diyoruz ki...”

Kimse kusura bakmasın, gerçeğin ta kendisi olan bu ifadeden etkilenmeyen ya ‘cansız’dır, ya ‘kansız’ !.. İtiraf edeyim, ben ziyadesiyle etkilendim... Daha fazla ne diyeyim, sıradaki parça sevip de kavuşamayanlara gelsin!.. Romantik aydınım benim!.. Sen kaygılanma!.. Dayanamam!..

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
T.Müh.Kaptan Refik Akdoğan
22 Kasım 2013 Cuma 18:00
Ülkemizde gelir dağılımı
Bugünkü bir gazetede ünlü bir yazar "Gelir uçurumunu
azaltmanın çaresi," başlığı altında "OECD'nin bizi Meksika,ABD, Çin ile birlikte gelir dağılımı en bozuk ülkeler arasında sayan raporu daha çok anlam kazanmıştı." diye yazması, ister istemez bu gerçek Muhteşem Kur'an'ımızda Büyük Allah'ın buyurduğu İNFAK yani Allah yolunda harcayınız buyruğuna ters düşmektedir. Muhteşem Kur'an'da birçok ayette İNFAK EDİNİZ yani Allah yolunda harcayınız diye buyurması nedeniyle Müslümanların zil zengin olmaları mümkün değildir. Bence Bakara 219. ayetteki şu İNFAK buyruğu çok açık seçik olarak Bakara 215. de buyrulan kimselere "ihtiyaçtan arta kalanın verilmesini," buyrulduğu halde bizm Müslüman zenginlerimiz servetlerini nasıl içlerine huzur içinde sindirebildiklerini anlamak mümkün değildir. Bakınız Bakara 219. ayettte Büyük Allah ne buyuruyor: "Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar.De ki: "İhtiyaçtan arta kalanı." Yine Bakara 215.de ihtiyaçtan arta kalanının kimlere verileceği açıkça belli oluyor. Bakara 215 de Büyük Allah şöylre buyuruyor: "Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar: De ki
"Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba,akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız , gerçekten Alla onu hakkıyla bilir." Ne kadar güzel buyruklar değil mi? O halde bu ülkede her gece yatağına on milyon insan neden AÇ giriyor? Neden hala asgari ücretten vergi alınıyor. Neden hala ana beslenme gıdalarındanm kdv alınıyor?Ayrıca yalnız bu iki ayette değil daha birçok ayette İNFAK BUYRUĞU bulunduğu gibi varlıklıların fakirlere yardım etmesini de Büyük Allah Kur'an'da gene birçok kere buyurmuşlardır. Çok koyu Müslüman olarak görünen Müslüğmanların içş nasıl rahat ediyor bu byrukları uygyulamadıkları halde? Neden İslam alimleri en azından Ramazan ayinda bu ayetlerden hiç bahsetmezler ve hep hurafeleri, efsaneleri, masalları anlatarak Müslümanları uyutmaya çalışıyorlar? Allah İNFAK buyruklarına ve fakirlere yardım ediniz buyruklarına itaat etmeyenlerin yardımcısı olsun. www.refikakdogan.com
176.240.125.250
T.C.Müh.Kaptan Refik Akdoğan
20 Kasım 2013 Çarşamba 14:53
Buda felsefesi
Ünli yazar Buda falsefesi hakkında köşesinde yazıyor ve anlıyoruz ki sapma sapan bir sürü akıl almaz inanışları anlatıyor. Bu yazı da gösteriyor ki Buda ve benzerleri insanları kölelştirmek için gene bir insan tarafından uydurulmuş masallar. Neler gördü bu insanoğlu? Akıllılar, zenginler, güçlüler masallarla saf, temiz insanları korkutarak uyutmuışlar ve onları kullanmışlar. Kurtuluş Kur'an'da,ama insanların bozmadığı, ellemediği, çıkarları için kullanmadığı Kur'an'da.Bu medenle Arapça bilmeyenler kendi ana dillerinde Kur'an okuyarak mükemmel insan olabilrler. Allah yardımcımız olsun. www.refikakdoganm.com
176.240.125.250
T.C.Müh.Kaptann Refik Akdoğan
17 Kasım 2013 Pazar 16:42
Buda'da huzur bulmak
Ünlü bir köşe yazarımızın Buda'da huzur bulmak için Botan ülkesini gitmesini çok tutarsız, anlaşılmaz, garip ve ayıp karşıladım. Amacının ünlü kişilerinin daima gündemde kalmak için gayret sarfetmesi olarak düşündüm. Çünkü kutsal kitabımız Kur'an'da insanların mutlu olması için yüzlerce ayet vardır.İnanıyorum ki bu yazar Türkçe Kur'an'ı ya hiç okumamış ya da doğru dürüst okumamıştır. Böyle İslam dini bilginleri ya da İslam dini eğitimi görmüş olanlar susmaya devam ederse Muhteşem dinimiz ve Kutsal kitabnımız böyle düşünnler tarafından yıpranacaktır. Kabahat onda değil İslam dini bilginlerinin ve İslam dini eğitimi alanlardadır. Böyle susmaya devam ederlerse aydınlanma ihtiyacı duyanlar sapabilirler. İslam dininin yanlış anşlaşılmasının nedeni mezhep ve tarikatlerin Müslümöanları yanlış yönlendirmeleri kaynaklanmış ve maalesef bu durum devam etmektedir. Büyük Allah Kur'an'da bölünmeyin parçalanmayın, bozguınculuk çıkarmayın diye buyuruken tam tersine olmuş birçok mezhep ve tarikat orytaya çıkmıştır. Bunların oluşmasının nedeni, Allah'ın ilk indirdiği sure olan Alak Suresinde OKU, ikinci inen sure olan Kalem suresinde Allah kaleme and verdiği halde bu sureler insanlar tarafından Kur'an'ın sonlarına atılarak Müslümanların okuma yazma öğrenmelerini engellemelerinden kaynaklanmıştır. Osmanlı İmparatorkuğu çökmüş, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda 1924 yılında yapılan bir nüfus sayımında okuma yazma yüzdesi erkleklerde %7, kadıolarda %04 müş. Bu nedenle okuma yazma bilinmediğinden, iyi Arapça bilenler mezhep ve tarikat kurarak insanları istedikleri şekilde yöndermişlerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk harf inkilabı yaptığı 1928 yılında okuma yazma bilmiyenler %80 miş.Sayın yazarın Botana giderek Buda dininde huzuru araması, orada inancın baskıya dnüşmediğini söylemesi, gene söylüyorum Kur'an'ı anlamamasından kaynaklanmaktadır. Allah yardımcısı olsun.www.refikakdogan.com
176.240.125.250
T.C.Müh.Kaptan Refik Akdoğan
16 Kasım 2013 Cumartesi 19:20
Rahatlık batıyor mu ne?
Bir gün geçmiyor ki yeni bir sorun ortaya atılarak rahatımız bozulurken endişelerimiz artıyor. Evvelki gün kızlı-erkekli yurtlar tartışılırken şimdi de dershanelerin kapatılması ortaya atılarak memleketin altına üstüne getirmek için sanki gayret sarfediliyormuş gibi çalışmalar yapıldığı izilenimini veriyorlar. Demek ki siyaset mühenmdisleri böyle olaylar ortaya atarak başarılı olacaklarını düşünüyorlar ki bu bence çok büyük bir yanlıştır.Siyaset mühendisleri büyük bir yanılgı içindedirler. Devlet, hükümet elbette yasalara karşı birşeyler yapılıyorsa gerekeni yapcaktır. Ama halkın huzurunu kaçıracak boş eylemlerden kaçınılmalıdır. Halk gerilmektedir, stres insanları rahatsız etmektedir.Sinirler fena halde bozuluyor. Asıl marifet halkın pahalılıkla bunalmalarını önleyecek politikalar üreterek başarılı olmak daha çok puan kazandırabilir. Neden böyle çalışmalar yapılmıyor da halkı sinirlerini ayağa kaldıracak işler yapılmakltadır. Kur'an eğer Türkçe okunursa Müslümanlar barış içinde yaşayacaklardır. Araf Suresi, 31. Ayet'i artık ezberlemeliyiz. Barış konusunda Kur'an'da yüzlerle ayet vardır. Kur'an hep barış,barış, uzlaşmadan sık sık bahsetmektedir. Allah yardımcımız olsun. www.refikakdogan.com
176.240.125.250
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim