Türk denizcilik sektöründe, kılavuzluk ve römorkör hizmetleri, derin bir yara olarak önümüzde duruyor. Bu kanayan yarayı durdurmak için AKP Hükümeti emniyet ve güvenlik içeren bu hizmetleri, Sivil Havacılık Kanunu’nda değişiklik yaparak çözmeyi amaçlıyor.
Ancak her zaman olduğu gibi, AKP hükümeti el attığı bu sektörü de, peşkeş ilkesi çerçevesinde, yandaşlarına ulufe olarak dağıtmayı planlıyor. 31 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete'nin 4'üncü mükerrer sayısında yayınlanan Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği'nin yürürlüğe girmesiyle birlikte, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı üyesi, Hamdi Safi’ye bir şirket kurdurarak, Türkiye’nin en kazançlı liman sahasını, Hamdi Safi’nin ortak olduğu Anadolu Kılavuzluk A.Ş.’ye (ANKAŞ) verdirmeyi başarmıştı.
Nusret Bayraktar’ın da dâhil olduğu, şirket gelirlerinden milyonlarca doları, eğitime destek adı altında, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı’na vereceklerini belirterek, Türkiye kıyılarında hizmet veren özel teşkilatlardan milyonlarca dolar para aldıkları, ses kayıtlarına ve kamuoyuna yansımıştı. Ancak Sayıştay Raporlarına göre, Hamdi Safi ve Nusret Bayraktar’ın da içinde bulunduğu Yönetim Kurulu, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı’nda, 500 milyon TL’nin buhar olmasına engel olamamışlardı.
Hamdi Safi’nin kurucular arasında yer aldığı Anadolu Kılavuzluk A.Ş.’nin kuruluşunu hatırlamakta fayda var.
Şubat 2019’da Kılavuz kaptanların ortak olduğu ve bünyesinde en çok kılavuz kaptan barındıran Deniz Kılavuzluk A.Ş., 5 milyon sermayeli Anadolu Kılavuzluk A.Ş. adıyla yeni bir şirket kurdu.
Şirketin ortakları arasında Safi Yapı Sistemleri A.Ş. Sahibi ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Hamdi Safi, Safi Yapı Sistemleri A.Ş. Muhasebe Müdürü Musa Şeneloğlu ve Eski Beltur Genel Müdürü Selahattin Aydın yer alıyor.
3 milyon TL sermayeye denk gelen Şirketin A Grubu hissesi Deniz Kılavuzluk A.Ş.'nin üzerine kaydedilirken, 2 milyon TL sermayeye denk gelen B Grubu hisselerden 1 milyon 20 bin TL Hamdi Safi, 580 bin TL Musa Şeneloğlu, 400 bin TL ise Selahattin Aydın üzerine kaydedildi.
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nin 8 Şubat 2019 tarih ve 9763 Sayılı Nüshasında yayınlanan Şirket Tüzüğünün 6 numaralı Sermaye başlıklı maddenin 4'ncü fıkrasında, Türk Ticaret Kanunu'nun 478'nci maddesi uyarınca, imtiyaz hakkı tanınan B Grubu hisse sahiplerinin şirket karının yüzde 75'ini, A Grubu hisse sahiplerinin ise karın yüzde 25'ini alacağı belirtildi.
Deniz Kılavuzluk A.Ş.'nin, yeni kurulan Anadolu Kılavuzluk A.Ş'de A Grubu Hisselerin yüzde 60'ına sahip olmasına rağmen karın yüzde 25'ini alacağı belirtilirken, B Grubu Hisselerin yüzde 40'ına sahip olan Hamdi Safi, Selahattin Aydın ve Musa Şeneloğlu'nun ise karın yüzde 75'ini alması dikkat çekti.
TÜRKİYE TİCARET SİCİL GAZETESİ'NİN 8 ŞUBAT 2019 TARİHLİ NÜSHASI
RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI BAŞKANI NUSRET BAYRAKTAR’IN MARİFETLERİ
Hamdi Safi ve arkadaşları, ANKAŞ’ın yüzde 40 ortağı olmasına rağmen, Türk Ticaret Kanunu’na ters düşecek şekilde gelirin yüzde 75’ini alması, kafalarda soru işareti oluştururken, Nusret Bayraktar’ın bu ticarette rolünü merak ettiğinizi düşünüyorum.
Elimize geçen bir ses kaydında, (kendileri toplantıdaki konuşmaları kaydetmiş) Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Geliştirme Vakfı Başkanı Nusret Bayraktar, Uzmar Uzmanlar Denizcilik Şirketi’nin patronu Ahmet Noyan Altuğ’a “İskenderun Körfezi’nin gelirinin yarısının yarısı bize aittir. Sanmar, Marin ve diğer şirketler ödeme yaparken, sizin de ödeme yapmanız gerekiyor. Ambarlı’da römorkör işini tek başına size biz verdik. Nemrut Körfezi’nde kılavuzluk, İskenderun’da ise römorkör hizmetlerinin yüzde 50^sini Uzmar’a yine biz veridk” dediği kayıtlara geçiyor. (İskenderun Körfezi’nde Nusret Bayraktar’ın istediği, yarısının yarısı, 15 milyon dolar)
TÜRK BOĞAZLARININDA HİZMETİ, KIYI EMNİYETİ YAPIYOR! ANCAK KIYI EMNİYETİ DEVRE DIŞI BIRAKILIYOR…
Sivil Havacılık kanununda yapılan değişiklikte; “İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçiş esnasında verilecek kılavuzluk ve römorkör hizmetlerinin güvenlik ve stratejik önemine binaen, sadece boğaz geçişinde geçerli olmak üzere Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yürütüleceği ve bu konuda gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerinden hizmet alımı yapılamayacağı hususu düzenlenmektedir” denilmesine rağmen, Türkiye karasularındaki (–kazanılmış haklar hariç-) kıyı tesislerindeki kılavuzluk hizmetleri Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne neden verilmiyor? Kılavuzluk hizmetlerinin tüm Türkiye’de tek elden Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün yapması sayesinde, milyonlarca dolar ülke hazinesinde kalacak. Kurumsal kimliğiyle, sorumluluğu alacak olan Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, ekstradan 100’ün üzerinde kılavuz kaptana iş imkânı sağlamış olacak.
KANUN, KILAVUZLUK VE RÖMORKÖR HİZMETLERİNE NE GETİRİYOR?
31 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete'nin 4'üncü mükerrer sayısında yayınlanan Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği'nin yürürlüğe girmesiyle birlikte, tüm Türkiye kıyıları ve limanlarda kılavuzluk ve römorkör hizmetleri veren şirketlerde değişikliğe gidilmiş, sadece İzmit ve Nemrut Körfezi’nde görev yapan kılavuzluk hizmetleri, aynı şirketlere kalmıştı.
Daha sonra yürürlüğe giren yönetmelik, Danıştay tarafından iptal edilmesiyle birlikte, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, yeni bir yönetmelik yayınlayarak, A, B, ve C Lisansı ile dağıtımı yaptığı, ve ihalesiz olarak verdiği özel şirketlerin hizmet vermesine devam kararı almıştı.
Türkiye karasuları ve limanlarında, yılda ortalama 2 milyar TL'nin üstünde gelir elde eden Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri, Sivil Havacılık Kanunu'nda değişiklik yapılmasını içeren kanun hükmünde bir kararname taslağıyla, 31 Mayıs 2024 tarihinde AKP Grubu'ndan milletvekillerinin imzasıyla, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'na gönderildi.
TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'na gönderilen Kanun taslağında kılavuzluk ve römorkör hizmetleriyle ilgili gerekçe olarak;
"Liman, iskele ve kıyı yapılarında gemilere verilen hizmetlere yönelik taban ve tavan ücret belirlenmesine ilişkin düzenleme getirilmektedir.
- Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin hususlar düzenlenmektedir. Bu kapsamda Türkiye deniz yetki alanlarmda, suyollarmda ve içsularda verilecek kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı uhdesinde olduğu ve söz konusu hizmetlerin ise boğazlarda münhasıran Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yürütüleceği ifade edilmektedir. Bunun yanı sıra kamu kurumları tarafından işletilen limanlarda, özelleştirilmiş limanlarda ve yap-işlet-devret modeli ile işletilen limanlarda halihazırda hizmeti yürütenlerin haklan korunurken bölgesel hizmet sahalarında 4046 sayılı Kanun hükümlerine göre işletme hakkının devri/verilmesi yöntemi ile kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin yürütüleceği belirtilmektedir. Ayrıca daha önce Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenen kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinden elde edilen pay oranına ilişkin hususlar Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden yeniden düzenlenmektedir" deniliyor.
30 maddelik kanun taslağının ilk 4 maddesinde kılavuzluk ve römorkör hizmetleriyle ilgili belirlenen kurallar, ihaleye çıkarılması, stratejik özelliği nedeniyle, Türk Boğazları'nda verilecek Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetlerinin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yapılacağı belirtilirken, Aliağa, Ambarlı, Ceyhan, Gemlik, İskenderun, Kocaeli ve Mersin Liman sahasında kılavuzluk ve römorkör hizmetlerinin özel şirketler tarafından yapılacağı kaydediliyor.
MADDE 1- Madde ile ülkemizin uluslararası ticaretteki payımn arttırılmasmda önemli rol oynayacak olan deniz ulaştırmasımn geliştirilmesi, hem liman işletmelerinin hem de gemi ve yük sahiplerinin ticari menfaatlerinin gözetilmesi ve sürdürülebilir bir rekabet ortamı yaratılması amacıyla, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına liman, iskele ve kıyı yapılarında sadece gemilere verilen hizmetlere ilişkin gerektiğinde taban ve tavan ücret belirleme ve denetleme yetkisi verilmektedir. Bu yetkinin kullamimasmda, özel kanunlarda ve kanun hükmünde kararnamelerde aksine hüküm bulunmadıkça uluslararası standartlar dikkate alınarak serbest piyasa ve deniz ticaretinin dinamikleri göz önünde bulundurularak, ilgili sektör paydaşlarıyla da istişare edilmesi de esas olacaktır. Hâlihazırda, Avrupa Birliği limanlarında da konu ile ilgili düzenlemeler mevcuttur. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılan ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 478 inci maddesinde yer alan "liman, iskele ve kıyı yapılarmın kullamm ücretleri ile taşımacılık faaliyetlerine ilişkin taban ve tavan ücret tarifesi belirlemek" hükmü, Anayasa Mahkemesi'nin 16/2/2023 tarihli ve E: 2020/34, K: 2023/25 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. Değişiklik ile iptal edilen hükümde belirtilen yetki, gemilere verilen hizmetleri kapsayacak şekilde daraltılmış, "özel kanunlarda ve kanun hükmünde kararnamelerde aksine hüküm bulunmadıkça" ibaresi kullamlarak özel kanunlarda ve kanun hükmünde kararnamelerde yer alan ilgili kurum ve kuruluşların hakları saklı tutulmuştur. Maddede bahsi geçen "gemilere verilen hizmetler" barınma hizmeti, elektrik hizmeti, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmeti ile bağlantılı olmayan palamar hizmeti, yakıt, yağ ve su ikmalinde liman kullamm hizmeti, kumanya hizmeti gibi hizmetlerdir. Aynca Bakanlığa, özel kanunlarda ve kanun hükmünde kararnamelerde aksine hüküm bulunmadıkça deniz yetki alanlarında, suyollarında ve içsularda kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin ücretleri ile liman idari sınırlarında demirleyen gemilerin demirleme ücretlerini ve bu ücretlerin ödenmesine ilişkin usul ve esaslar ile muafiyetleri belirleme yetkisi verilmekte ve demirleme ücretlerinin, Döner Sermaye İşletmesi hesabına yatırılması ve yatınlan miktarın %50'sinin Hazine ve Maliye Bakanlığına aktarılması hususu düzenlenmektedir.
MADDE 2- Madde ile kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri, Türkiye'nin deniz yetki alanlarında, Türk Boğazları bölgesinde, suyollarında ve içsularda. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınm asli görevi olan seyir, can, mal, çevre güvenliği ve emniyetinin sağlanmasına yardımcı olmak, oluşabilecek riskleri ve tehlikeleri en alt düzeye indirmek adına gemilere seyirve manevra yardımı amacıyla verilen bir hizmettir. Madde ile Türkiye deniz yetki alanlannda, suyollannda ve içsularda verilecek kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yürütüleceği. Bakanlığın bu hizmetleri, maddede belirtilen usul ve esaslar dâhilinde gerçek veya tüzel kişilere yaptırabileceği veya devredebileceği hususları öngörülmektedir. Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri kategorilere ayrılarak hizmetin gerçek ve tüzel kişilere yaptırılmasına veya devredilmesine ilişkin usuller belirlenmektedir. Bu kapsamda; ikinci fıkra ile İstanbul ve/veya Çanaklcale Boğazlarından geçiş esnasında verilecek kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin güvenlik ve stratejik önemine binaen, sadece boğaz geçişinde geçerli olmak üzere Kıyı Emmyeti Genel Müdürlüğü tarafmdan yürütüleceği ve bu konuda gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerinden hizmet alımı yapılamayacağı hususu düzenlenmektedir. üçüncü fıkra ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından işletilen liman tesisleri ile özelleşen liman tesisleri ve yap-işlet-devret modeli ile işletilen liman tesislerinin işleticilerinin işletme hakkı devri/verilmesi sözleşmelerinde veya yap işlet devret sözleşmelerinde hüküm olması halinde kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin işletmelerince verilebileceği belirtilmiştir. Böylece bu liman tesislerinin, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetini verebileceklerine ilişkin olarak sözleşmelerinde hüküm bulunması halinde bu hükümlerin geçerli olacağı kabul edilerek kazamimış haklara riayet edilmesi amaçlanmaktadır. Bununla birlikte mesafe itibarıyla diğer limanlara uzak olan veya çevresinde liman kümelenmesi bulunmayan ve tek bir liman için kılavuzluk veya römorkörcülük teşkilatının kurulmasının verimli olmayacağı tekil liman tesislerinde, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetinin bu liman tesisi tarafından yürütülebileceğine ilişkin düzenleme yapılarak bu alanda hizmette bir boşluk olmaması amaçlanmaktadır. Bahsi geçen liman tesislerinin kendi tesislerine gelen gemilere kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerini verebilecekleri kabul edilmişse de söz konusu hizmetlerin düzenli ve güvenli bir şekilde yürütülmesinde üstün kamu yararı bulunduğundan, fıkranın son cümlesinde liman tesislerinin bu hizmetleri, yönetmelikle belirlenen gereklilikler ile hizmet standartlarım sağlamak ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uymak koşulu ile Bakanlıkça düzenlenen izin kapsamında yürüteceği belirtilmekte, böylece bu alanlarda da İdarenin, verilen hizmet üzerinde denetimi ve gözetimi korunmaktadır. Maddede, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmeti vermekte olan gerçek veya ttizel kişilerce elde edilen kılavuzluk ve römorkörcülük ile birlikte bunlarla bağlantılı palamar ve yer değiştirme gibi hizmetlerin de dâhil olduğu aylık gayrisafı hasılattan pay alınmasına ve bu payın oramna ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Bu pay, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 490 mcı maddesinde düzenlenmekteyken Anayasa Mahkemesinin 2018/118 E. ve 2023/180 K. sayılı Kararı ile söz konusu düzenleme iptal edilmiştir. Madde ile söz konusu gelirlerden hangi oranlarda pay alınacağına ve bu payın %40'a kadar artırılmasına veya %5'e kadar indirilmesine Cumhurbaşkanının yetkili olduğuna dair düzenleme yapılmaktadır. Aynca, kamu limanları, özelleştirilen limanlar ile belirli bir liman kümelenmesi ve tekil limanlar dışındaki liman tesislerinde bu hizmetin verilmesine ilişkin işletme hakkının Bakanlıkça 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunda yer alan işletme hakkının verilmesi yöntemi ile devredilebileceğine dair düzenleme yapılmaktadır. İhale için pazarlık usulünün kullanılacağı belirtilmekte ve ihaleye ilişkin bazı özel hükümler getirilmektedir. Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri için belirli bir değer öngörülmediğinden ve ihalede gayrisafı hasılattan ödenen pay miktan yarıştınlacağı için değer tespiti yapılmayacağı belirtilmektedir. İhalede kullanılacak pay oramnm, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri için dördüncü fıkra uyarınca ilgili bölgede uygulanan pay oranı üzerinden artırma yapılmak suretiyle belirleneceği ancak Aliağa, Ambarlı, Ceyhan, Gemlik, İskenderun, Kocaeli ve Mersin Bölge Liman Başkanlıklarını kapsayan bölgesel hizmet sahalarında artırma yapmaya esas pay orammn kılavuzluk hizmetleri için %40 olacağı düzenlenmektedir. Maddenin altıncı fıkrasıyla, herhangi bir bölgesel hizmet sahasında veya liman tesisinde, kılavuzluk veya römorkörcülük hizmetlerine yönelik talep olmaması, bu hizmetleri yürüten gerçek veya tüzel kişilerin sunduğu hizmetin süresinden önce herhangi bir nedenle sona ermesi veya iptal edilmesi yahut mücbir sebep durumunun gerçekleşmesi halinde geçici olarak yeterli hizmet verebilecek şartlan haiz mevcut kılavuzluk veya römorkörcülük hizmeti veren gerçek veya tüzel kişileri, kamu yaran amacıyla sınırlı olmak üzere, kapasite ve coğrafi yakınlık gibi hususları gözeterek makul bir süre için görevlendirme yapılabileceği veya bu hizmetlerin Bakanlık tarafından yerine getirebileceğine dair düzenleme yapılmaktadır. Söz konusu hizmetleri veren gerçek ve tüzel kişilerin Bakanlıkça belirlenen şartları sağlayamamalan veya kaybetmeleri ve verilen süre içerisinde şartları yerine getirememeleri halinde ilgili sahada kılavuzluk ve römorkörcülük hizmeti vermesine izin verilmeyeceği, madde kapsamında belirlenen yükümlülüklere aykın hareket edilmesi halinde verilecek idari para cezasının alt ve üst smırı ile maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslann Bakanlıkça çıkarılan Yönetmeliğe göre belirleneceği hususları düzenlenmektedir.
MADDE 4- Madde ile kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin aksamamasım teminen geçiş süreci düzenlenmektedir. Uygulamaya ilişkin yönetmeliğin altı ay içinde çıkarılacağı, yönetmeliğin yürürlüğe girmesini müteakip bir ay içinde ek 1 inci maddede bahsi geçen ihalelere başlanacağı, ihalenin sona ermesine kadar geçen süreçte maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce kılavuzluk ve/veya römorkörcülük hizmeti vermek üzere yetkilendirilmiş veya görevlendirilmiş gerçek ve tüzel kişilerin bu hizmetleri vermeye devam edebileceği, yine bu süre içinde belirlenen oranlarda pay ödemesine devam edileceği ve ihalenin tamamlanmasıyla bu yetkilerinin sona ereceği belirtilmektedir. İkinci fıkra ile söz konusu pay ödemesinin tüm hizmet verenler için 1/3/2024 tarihinden itibaren geçerli olduğu belirtilmektedir.
ULAŞTIRMA VE ALT YAPI BAKANLIĞI, ŞEFFAF OLARAK KILAVUZLUK VE RÖMORKÖR HİZMETLERİNİ İHALEYE ÇIKARMAYI BECERECEK Mİ?
31 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete'nin 4'üncü mükerrer sayısında yayınlanan Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği'nin yürürlüğe girmesiyle birlikte, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığı, Denizcilik Genel Müdürlüğü, kurduğu komisyonlarla, A, B ve C lisanslarını bölgelere, ihalesiz olarak şeffaf olmayan bir yöntemle dağıtmış, sektörde büyük tartışmalara neden olmuştu.
Özellikle akçeli işlerin yoğun bir şekilde sektörde tartışılmasına neden olan, kılavuzluk ve römorkör hizmetlerinin, bölgelere dağıtımı nedeniyle, namuslu bürokratlar, komisyonlardan ayrılarak, aktif genel müdür yardımcılıkları görevlerinden istifa etmişti. Bumlara sebep olan yetkili, yetkisiz baş danışman Ali Kurumahmut, bir taraftan idarede görev alırken, diğer taraftan ise kılavuzluk ve römorkör hizmeti veren özel kuruluşlardan, maaşlı personel olarak görev yapmış ve şaibenin merkezi haline gelmişti.
20 yıllığına ihaleye çıkması beklenen Türkiye kıyılarındaki kılavuzluk ve römorkör hizmetleri, toplamda 5 milyar dolarlık bir hacme sahip olduğu resmi kayıtlara da yansıdı. Özellikle kılavuzluk hizmetlerinin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yapılması ve römorkör hizmetlerinin ise HİZMET ALIMI ile özel sektöre yaptırılması, hem Türk hazinesi gelir elde edecek, diğer taraftan ise özel sektörün korunması sağlanacak.
UZMANLAR, KANUNUN İDARE YÖNÜNDEN KEYFİYET DOĞURACAĞINI İFADE EDİYOR...
Konu ile ilgili görüşüne başvurduğumuz uzmanlar, idare tarafından keyfiyetin korunacağına atıfta bulunarak, böyle büyük meblağlı ihalelerde, Özelleştirme İdaresinin ilgili kanununun yeterli olduğu, Ulaştırma ve Alt yapı Bakanlığının yönetmelik hazırlanmasının gerekli olmadığı belirtti. Gerekçeleri ise 6 madde ile sıraladı...
1 - Kanuna konu hizmetlerden özellikle Kılavuzluk Hizmeti’ nin çok büyük bir yatırım gerektirmeden (toplam gelirin %5’ i yatırım, %10’ u personel gideridir) Kıyı Emniyetinin mevcut personeli ve mevcut teşkilatlardaki kılavuz kaptanlarının istihdamı ve/veya ülke genelinde yeni işe alınacak az sayıda kılavuz kaptan ile hizmetin Kıyı Emniyeti tarafından kolaylıkla yapılması söz konusu iken bu kadar yüksek meblağlı bir gelir kaleminin ülkenin ekonomik koşulları da düşünüldüğünde devredilmemesi gerektiği düşünülmeli ve bu hizmetin ülke çapında Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yapılmasının sağlanması düşünülerek düzenleme bu şekilde yapılmalıdır. Ki, Çanakkale ve İstanbul boğazlarında bu hizmetler Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır.
2 - Her ne kadar 4046 sayılı Özelleştirme Kanununa atıf yapılmış ise de; Özelleştirme Kanunun temel uygulamalarından biri olan değer tespitinin yapılmayacağının düzenlenmesi tamamen kanuna aykırı olduğu gibi, bahsedilen yaklaşık rakamın 5.000.000.000 USD gibi bir rakam olduğu da göz önüne alındığında değer tespiti yapılmayacak olması uygulanacağı iddia edilen özelleştirme mevzuatına ve uygulamalara tamamen aykırıdır.
3 - Yine, bu kadar yüksek meblağlı bir iş için yapılacak ihalenin aleni, açık ve şeffaf “Açık Artırma Usulü” ile yapılması gerektiği zorunlu iken İdare’ nin keyfiliğinin sürdürüleceği “Pazarlık Usulü” nün seçilip “Açık Artırma Usulü” nün seçimlik bırakılması hukuka ve bu konudaki yargı kararları ile Sayıştay raporundaki eleştirilere açıkça aykırıdır. Kanunun hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açıkça “ihalenin açık artırma usulü ile yapılacağı” şeklinde düzenlenmesi gerekir.
4 - Yine Kanun metni içinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na atıf yapılmışken bu atfın ihale koşullarını değil de yalnızca ceza, yasaklama ve fesih için olması da dikkat çekici ve kanaatimizce komisyon ve genel kurulu yanıltma amaçlıdır. Oysa, Sayıştay raporunda belirtildiği gibi ihale şartlarının Kamu İhale Kanunu’na uygun olarak hazırlanması zorunludur. Kaldı ki Özelleştirme Kanununa uygun olarak yapılacak bir ihale murat ediliyorsa bu şartnamenin Kamu İhale Kurumu kontrolünden de geçmesi kanuni bir zorunluluktur.
5 - Bugüne kadar ki uygulamalardan da söz konusu hizmetlerden alınan kamu payı Ulaştırma Bakanlığı ile Genel Bütçe arasında paylaşılmaktadır. Bu durumda bir Genel Bütçe kalemi olan hizmetlerin bu şekilde devrine ilişkin yapılacak bir ihalenin tek başına Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinden oluşması da kanunlara aykırı olacaktır. Bu nedenle Kanunda düzenlenen İhale Komisyonu üyelerinin Maliye Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı personeli ile Özelleştime İdaresinden seçilecek kişilerden oluşması ya da söz konusu ihalenin kanundan dolayı tek yetkili Özelleştirme İdaresi tarafından yapılması zorunludur.
6 - Kanun’ dan sonra bir Yönetmelik hazırlanması gereği de bulunmamaktadır. Zira; Özelleştirme mevzuatı ve Kamu İhale Kanunu’na uygun olarak hazırlanıp Kamu İhale Kurumu denetiminden geçecek bir İhale Şartnamesi hazırlanması yeterlidir. Yönetmelik hazırlanmasına cevaz verilmesi hali, İdarenin Kanunla murat edilmeyen keyfi işlemler yapmasına, Yönetmeliğe konulacak hükümlerle mevcut hukuka aykırılıkların devamına yol açacaktır.
Sevgi ile kalın...