Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği'nin yayınlanmasıyla birlikte, Kılavuz Kaptanlar değere bindi. Bu cümleyi değersiz manasında yorumlayanlar olabilir, aksine kamu görevi yapan kılavuz kaptanlar, kıymetli meslek erbabıdır.
Öte yandan, Aykut Erol ve Hamdi Safi'nin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na yaptığı idari baskısı ve zorlamasıyla birlikte tarihe kara bir sayfa olarak geçen, 11-13 Şubat 2019 tamimlerinin yayımlanmasıyla birlikte, kılavuz kaptanların haraç mezat transfer pazarının açılmasına neden oldu.
Yönetmeliğin yayınlamasıyla birlikte, ANKAŞ-DEKAŞ kadrosunda çalışan kılavuz kaptanlar 45-50 bin TL arasında maaş ve yıllık 100 bin dolara yakın temettü alırken, Marin Kılavuzluk A.Ş. ve UZMAR Şirketlerinde mesai yapan kılavuz kaptanların ise 50 bin TL'ye kadar aylık maaşa imza atmaya başladılar.
Öte yandan özel şirketlerde çalışan ve kamu hizmeti yapan kılavuz kaptanlar 50 bin TL maaş alırken, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan kılavuz kaptanların transfer yasağına girmesinden dolayı, devletten mesai ile birlikte ancak 15 bin TL maaş alabiliyor.
Türkiye Cumhuriyeti karasuları içinde çalışan kılavuz kaptanlar arasındaki bu maaş dengesizliği, huzursuzluğa neden olurken, "Türk Boğazları'nda kılavuzluk hizmetlerinin özelleştirilmesinin önünü mü açmaya çalışıyorlar?" sorusu, insanın aklına geliyor.
Bu kanıya nereden vardığımı sorarsanız, geçen hafta Ankara'da yapılan kılavuz kaptanlar ile ilgili yapılan toplu iş görüşmelerinde, 2020-2021 yılı için kılavuz kaptanlara yüzde 8+4 maaş zammı ön görülürken, itirazlar üzerine TUHİS Genel Sekreteri Adnan Çiçek'in, iş yavaşlatma anlamı taşıyan "Kılavuz kaptanlar KHK'ya takıldılar. Bundan sonra kılavuz kaptanlar kendi haklarını arayabilirler" ifadesi, yeni bir krizin kapısını açtı.
Çünkü, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nde çalışan kılavuz kaptanlara reva görülen maaş ile birlikte, kılavuz kaptanların istifa etmesi veya iş yavaşlatma noktasına gelmesi, Türk Boğazları'nda gemi beklemelerinin artması ve yığılmalara neden olacağını söylememiz müneccimlik olmasa gerek...
Kılavuz kaptanların iş yavaşlatması ve Türk Boğazları'nda yığılmalara neden olması, uluslararası denizcilik sektöründe krize neden olması beklenirken, İdarenin elinde olan özelleştirme hakkını kullanarak, ANKAŞ-DEKAŞ ortaklığına davetiye çıkarılması anlamı taşır.
KURUMAHMUT'UN İDDİALARININ ALTI BOŞ!
Eline tutuşturulan Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği'ni Resmi Gazete'de yayınlatan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Özel Danışmanı Ali Kurumahmut'un "Türk Boğazları'nda Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetlerini İdare adına Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yapılır ve bu hakkını DEVREDEMEZ" söyleminin altı boştur. Çünkü, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü bu hakkı devredemez ama İdare olarak Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı DEVREDEBİLİR...
Özellikle, daha önceki Yönetmeliklerde "Türk Boğazları'nda Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri KAMU ELİYLE YAPILIR" kesin hükmü kaldırılırken, yerine "Türk Boğazları'nda Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetlerini İdare adına Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından yapılır ve bu hakkını DEVREDEMEZ" ifadesi, Özelleştirme yolunun açılması için kasıtlı olarak konulduğuna inanıyorum.
Öte yandan Bakanlık adına her türlü inisiyatifi elinde bulunduran Ali Kurumahmut'un, ahbap-çavuş ilişkilerine girmesi, şaibeli yönetmeliğin şaibeli bir şekilde uygulanmasına neden oldu.
DEKAŞ'ın yüzde 60 hissedarı olduğu ANKAŞ'ta karın yüzde 75'ini Hamdi Safi ve avenesine verilmesi, Türk Boğazları'nda kılavuzluk ve römorkör hizmetlerinin özelleştirilmesi halinde, ağza sürülen ballı kaymak olarak yorumlanabilir. Çünkü Hamdi Safi'nin İzmit ve İskenderun Körfezi'nde tekel olarak kılavuzluk hizmetlerini alması, bu yapının siyasi gücünü de ortaya koyuyor.
Hatta, 11-13 Şubat 2019 tarihinde talimatla yayımlanan iki ayrı tamim sonrası, başrolü üslenen Aykut Erol ve DEKAŞ yöneticilerinin İskenderun Körfezi'nde Med Marine Şirketi'nde çalışan 35 kılavuz kaptan ile yaptığı toplantıda "Ortaklarımızdan Hamdi Safi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Vakfı'nın Mütevelli Heyeti Üyesidir. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bizimle beraber" mealindeki konuşması, Med Marine Şirketi'nde çalışan 35 kılavuz kaptanın 13 Şubat 2019 tarihinde istifa ederek, DEKAŞ-ANKAŞ'a geçmesine neden olmuştu.
Kılavuzluk ve römorkör hizmetleri yönetmeliğinin hazırlanmasında Aykut Erol'un, Hamdi Safi ile birlikte Ali Kurumahmut'un makamında çalışmaları, bunun en büyük göstergesi...
DEVLET, KILAVUZ KAPTANLARIN HAKKINI VERMELİ
Gelelim bizim asıl konumuza...
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan 135 kılavuz kaptana, piyasa altında maaş verilmesi ve oluşabilecek bir kriz sonrası, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın bu krize müdahale etmesi, ANKAŞ'a doğru avantaja çevrilmesine neden olabilir. Kamuda çalışan kılavuz kaptanların bir bölümünün DEKAŞ'tan dolayı ANKAŞ'a ortak olması, Türk Boğazları'nda verilen kılavuzluk ve römorkör hizmetlerinin özel sektöre doğru evirilmesinin sonucunu doğurabilir.
Son söz olarak, devlet tarafından Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nde çalışan kılavuz kaptanların, maaş dengesizliğinin ortadan kaldıran bir rakamın verilmesi, elzem bir konu haline gelmiştir. Aksi takdirde, Türk Boğazları'ndaki kılavuzluk ve römorkör hizmetleri, altın bir tepside ANKAŞ-DEKAŞ ortaklığına peşkeş çekilebilir.
Sevgi ile Kalın....
PS; Bu yazı, JURNAL mahlasıyla Recep CANPOLAT tarafından kaleme alınmıştır.