Bu hafta başında yaşadığımız düşük ekonomik büyüme şoku daha geçmedi. Ama öyle görülüyor ki ekonomide durum iyileşmemiş; hatta daha kötüye bile gidiyor olabilir.
Son çeyrekte, yani 2012 yılının Ekim, Kasım ve Aralık aylarında Türkiye ekonomisi %1,4 büyümüştü. Bu düşük üç aylık büyüme de 2012 yılı büyüme oranını %2,2’ye çekmişti.
Peki bu hafta başında Ocak, Şubat ve Marttan oluşan 2013 yılının ilk çeyreği de bitti. Sizce ekonomik büyüme performansı iyileşti mi ?
Kendi işinize bakıp karar verin. Son üç ayda işinizde bir iyileşme, satış artışı, imalat artışı, sipariş artışı, talep artışı var mı ? Yoksa tersi mi var ?
Büyüme rakamları geç çıktığı için (üç ay arkadan geliyor) Ekonomistlerin ekonomik büyümeyi öngörebilmek için baktıkları öncü göstergeler vardır. Bunların biri de elektrik tüketimi ve kullanımıdır (elektrik kullanımı, çok artan klima kullanımı nedeni ile, sıcak yaz aylarında doğru gösterge olmayabilir).
Peki Ocak, Şubat ve Mart aylarında elektrik tüketimi ne olmuş dersiniz ?
Ocakta %0,3 azalma;
Şubatta %5,8 azalma;
Martta %1,4 azalma
Demek ki elektrik tüketimi aşağı gidiyor. Türkiye’de hanehalkı sayısı yani elektrik yakan evler azalmadığına göre, … bu azalma sanayiden gelmektedir. Örneğin imalatı azalan ya da siparişi olmayan bir Tersanemiz daha az elektrik harcamaktadır.
Bizim bunu gördüğümüz gibi, işi Türkiye ekonomisini izlemek olan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı da, ekonomiden sorumlu Bakanımız Ali Babacan da bu verileri görüyorlar. Hatta çok daha gelişmişlerini görüyorlar. Bu sayede de pro-aktif önlemler almaya çalışıyorlar.
O nedenledir ki Merkez Bankası Başkanımız Erdem Başçı bugün Mardin’de yaptığı konuşmada bazı mesajlar vermek istedi. Malum, sizin ne dediğinizden çok karşınızdakinin sizin söylediğinizden ne anladığı önemlidir. İşte özellikle uluslararası finans dünyası da Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın dediklerinden şunu anlamış:
- TL’nin değerlenmesine (yani, TL/Dolar kurunun 1,80’in altına inmesine) izin vermeyeceğiz.
- Ekonomiyi canlandırmak için faiz indirimi yapmayı sürdüreceğiz (ancak Merkez Bankası faiz indirimi hemen piyasalara kredi faiz indirimi olarak yansımayabilir).
- Enflasyonu dengede tutmaya çalışırken aynı zamanda cari açığı da gözeteceğiz; ama ekonomik büyümeyi de canlandırmaya çalışacağız.
Merkez Bankası Başkanının işi zor.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin on yılı aşan iktidarının en önemli nedeni olan ekonomik büyüme ve reel refah artışı şu anda durmuş durumda. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının daha uzun kılmak istiyorsa mutlaka ekonomik büyümeyi yeniden ayağa kaldırmalı ve yıllık %4-%5 düzeyine çekmelidir.
Ekonomik büyümeyi hızlandırmanın bir yolu düşük faiz sayesinde iç tüketimi artırmakken bir diğer yolu da devalüe olmuş TL sayesinde ihracatı geliştirmektir. Tabi bu iki yöntemin de çok zararlı yan etkileri vardır…
Ertuğ Yaşar;
Tuzla, İstanbul; 03.04.2013
