Soğuk bir New York sabahı, Güney Bölgesi 500 Pearl Caddesi üzerinde bulunan New York Adliyesinin 17. Katının B-1 Salonu'nda bulunanlar, tarihi bir güne tanıklık etti.
Sabah 08.30 sularında Reza Zarrab davasını yerinde takip etmek için Ozan Demirdöven ile birlikte New York Adliyesi kapısına geldim. Fotoğraf makineleri, ve cep telefonlarını Adliye güvenliğine teslim ettikten sonra Yargıç Richard Berman'ın Başkanlığını yaptığı 17. Kat B-1 Salonu'nun önüne demir attık. Mahkeme salonuna gelen ilk gazeteci olma farklılığını yaşarken, yaklaşık 30 dakika sonra Sözcü Gazetesi'nin Ankara muhabiri Zeynep Gürcanlı Mahkeme Salonu'na gelerek bu farkı elimizden aldı.
Şaka bir yana, saatler 10.00'a yaklaşırken, 60 kişi kapasiteli izleyici salonu bir anda dolmaya başladı. ABD medyasının yoğun ilgi gösterdiği davaya, New York'ta yaşayan 10'a yakın Türk gazeteci de salonda yerini aldı.
Saat 10.40'da Halkbank Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, FBI ajanlarıyla birlikte mahkeme salonuna geldi. Bir kaç dakika sonra ise Reza Zarrab, salondaki yerini aldı. Zarrab ve Atilla'yı mahkeme salonuna getiren FBI ajanları, sanıkların oturacağı sandalyeleri ve masaları tek tek kontrol etmesi dikkat çekti. Mahkeme salonunda yerlerimize oturuken, Zarrab'ın aile avukatı Şebnem Eriş ile aynı sırayı paylaştım. Tam arkamda Türkçe bilen bir FBI ajansı ise kulaklıkla tercümanları çevirlerini not alıyordu.
Duruşmaya ilk kez birlikte çıkan Mehmet Hakan Atilla'nın saçları dağınık, kirli sakallı olduğu görülürken, Reza Zarrab'ın çok zayıflamış, saçları uzamış olduğuna şahit olduk.
ZARRAB VE ATİLLA MAHKEME SALONUNDA ÇOK RAHATTI
Saatler 10.50'ye yaklaşırken, Mahkeme Yargıçı Richard Berman Salonuna girerek duruşmayı başlattı. Yargıç Berman, Reza Zarrab lehine ABD ve Türkiye ile arabulucuk görevini üslenen New York eski Belediye Başkanı Rudy Giuliani, ABD eski Adalet Bakanı Michael Mukasey'in Şubat ayında Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesiyle ilgili mahkemeye verdiği 28 sayfalık ifadeden başlıklar okudu. Mahkeme Yargıçı Richard Berman, Zarrab'ın hukukçu ekibine katılan Rudy Giuliani ve Michael Mukasey ile ilgili olarak Başsavcı Vekili Joon Kim'in mahkeme sunduğu bilgilerde davanın karşı tarafı olan finans kurumlarının da avukatlıklarını yapmış olduklarından dolayı çıkar çatışmasına neden olma ihtimalini dile getirdi. Daha önce mahkemeye itirazda bulunan Güney Bölge Başsavcı Vekili Joon Kim'in dilekçesinde belirttiği Giuliani'nin bağlı bulunduğu hukuk firmasının, Türkiye'nin ABD'deki lobi faaliyetlerini de üstlendiğine vurgu yaparak, Giuliani'nin Zarrab'ın savunma ekibinde olmasının daha şiddetli bir çıkar çatışması yaratacağı belirtilmişti.
Yargıç Berman, Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gizlice görüştükleri ortaya çıkan Reza Zarrab'ın avukatlarından eski New York Belediye Başkanı Rudolph Giuliani ve eski ABD Adalet Bakanı Michael Mukasey'in, Atilla'nın davasına da müdahil olup olmayacaklarını sordu. Atilla'nın avukatı Victor Rocco, bu konunun ilerleyen günlerde belli olacağını, Atilla'nın kefaletle serbest bırakılması başvurusunu hazırlığında olduklarını söyledi.
BAŞSAVCILIK, ZARRAB'IN AVUKATLARINA SERT YAPTI
Söz iddia makamı olan New York Güney Bölge Başsavcılığına geldiğinde salonda soğuk rüzgarlar esti. New York Güney Bölge Başsavcılığı'nın odağındaysa Zarrab'ın avukatları vardı. Başsavcılık makamını temsilen konuşan Dennis Lockhard, Zarrab'ın işlediği iddia edilen suçların 'ABD'nin ulusal güvenliğinin tehlikeye atılması' anlamına geldiğini ifade ederek, tutuklu işadamının avukatları eski New York Valisi Rudolph Giuliani ile eski Adalet Bakanı Michael Mukasey'in müvekkillerinin işlediği suçları olduğundan küçükmüş gibi göstermeye çalıştığını söyledi.
Lockhard, "Mukasey ve Giuliani, Zarrab'a yöneltilen suçlamalarda nükleer teknoloji transferi ya da silah ticaretinin söz konusu olmadığını söylüyorlar. Oysa İran Devrim Muhafızları, yaptırım kapsamındaki İran bankaları ve Tahran yönetimi Zarrab sayesinde uluslararası finansal sisteme erişim sağlayabiliyordu" diye konuştu.
Lockhard, hakim Richard Berman'a "Zarrab'ın ve işbirlikçilerinin hem İran hem de Türkiye'de üst düzey hükümet ve banka yetkilileriyle birlikte çalıştığını, İran'ın o dönemdeki Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'a bizzat mektup yazarak yardımcı olmak istediğini kanıtlayacağız" dedi.
Lockhard ayrıca Giuliani ve Mukasey'in Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la da görüşme talebinde bulunduğunu ifade ederek, "Bunun basına sızdırıldığını iddia ederek davayı bulandırmaya çalıştılar. Halbuki açıklama yeminli ifadelerindeydi" dedi.
Giuliani ve Mukasey mahkemeye sundukları ifadede "ABD ve Türkiye'deki üst düzey yetkililer ABD'nin güvenliğini güçlendirecek bir uzlaşmaya sıcak bakıyor" demişlerdi. Giuliani aynı ifadede ayrıca Türkiye'deki temasları sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'la da görüştüğünü söyleyerek, uzlaşı için zemin arayışında olduğunu belirtmişti. Giuliani'nin hukuk danışmanlık şirketinin Türkiye hükümetinin avukatlığını üstlendiğini hatırlatan Lockhard ise, bu durumun Zarrab davasında çıkar çatışması yarattığını vurguladı. Reza Zarrab'ın avukatlarından Benjamin Brafman savcılık makamının açıklamalarına yanıt vermezken "Sessizliğimin Lockhard'ın sözlerine katıldığım anlamına gelmesini istemiyorum" demekle yetindi.
CANPOLAT SORDU, ATİLLA MESAJ VERDİ!
Mahkeme Yargıçı Richard Berman, duruşmayı bitirdiğini açıkladıktan sonra FBI ajansları Reza Zarrab ve Mehmet Hakan Atilla'yı salondan çıkarırken, gazetecilik refleksiyle hem Zarrab, hemde Atilla'ya doğru hamle yapıp, "Türkiye'ye bir mesajınız var mı? diye sormam üzerine önce Zarrab konuşmak istedi, ancak Mehmet Hakan Atilla bana dönerek, "Bu konularla ilgili benim hiç alakam yok. Bunu Türkiye'nin bilmesini istiyorum" dedi. VE... FBI ajanları eşliğinde mahkeme salonundan ayrıldı.
& & &
Zarrab-Atilla davası Türkiye gündemini meşgul etmeye devam edecek gibi görünüyor. Bu mahkeme, ülkenin BEKA'sını tehdit eder duruma gelmeye başladığını not olarak düşmemizde fayda var.
Sevgi ile Kalın.