Yönetimde, analiz çok önemli... Analiz yapamayan yönetemez ve geleceği kuramaz...
&. &. &
HEPİMİZİN Odası sloganıyla aday olan ve Metin Kalkavan karşısında başarılı bir sonuçla ipi gögüsleyen Tamer Kıran, iki seneyi aşkın bir süredir, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğunda oturuyor.
Metin Kalkavan karşısında yakışıklı ve kabul gören bir sloganla aday olan, bir yanına Salih Zeki Çakır’ı, diğer yanına Recep Düzgit ve Cengiz Kaptanoğlu’nu alan Tamer Kıran, yüzde 65’lik bir oy ile başkanlığa oturmuştu.
Sektörün sorunları ve çözüm önerileri noktasında, Ankara merkezli bir politika yürüten Tamer Kıran Başkanlığındaki İMEAK DTO Yönetimi, karşılıklı menfaatler çerçevesinde İdare ile karşı karşıya gelmeden bu güne kadar gelmeyi başardı.
Ancak bu iki senede sağına ve soluna aldığı isimleri tek tek avuta düşüren Tamer Kıran, Metin Kalkavan’ın desteğini yanına alarak yeni bir strateji yürütmeye karar verdi.
Özellikle, Salih Zeki Çakır’a karşı, zehir-zemberek bir açıklamayla, dün yola çıktığı kader arkadaşına duvar örerken, Kaptanoğlu klikine karşı da ayakta durmayı bildi.
Kaptanoğlu konusunda, Tamer Kıran’a hak vermemek mümkün değil. Ağzını kapalı tutmayı beceremeyen Cengiz Kaptanoğlu’nun manevralarını boşa çıkaran Tamer Kıran, Recep Düzgit’i de bordosunda tutmayı ihmal etmedi.
YANDAŞ VE MUHALEFET MEDYASI
Ancak, Metin Kalkavan’ın karşılıksız desteğiyle, yeni bir muhalafet yaratmayı başaran Tamer Kıran, onun üzerinden medyada da YANDAŞ-MUHALEFET kıstasını hayata geçirdi.
Bu ay yapılan İMEAK DTO Meclis toplantısında, Bodrum’daki sorunlarla ilgili konuşurken, “Muhalefet Medyasına haber sızdırırsanız, olacak işiniz bile olmaz, 180 derece farklı bir karar verilir” mealinde bir açıklamayla, Deniz Haber Ajansı’na karşı aba altından sopa gösterdi.
Muhalafet Medya Nedir? Yandaş Medya Nedir? Sorularına bile fikir yürütememekle birlikte anlam kazandıramayan Tamer Kıran’a bir çift söz söylemekte fayda var.
Yandaş veya havuz diye tabir edilen medya anlayışı ile muhalafet denilen medya anlayışını çok iyi irdelemek gerekir. Deniz Haber Ajansı, Tamer Kıran’ın ifade ettiği hiç bir kategoriye girmez.
Çünkü Deniz Haber Ajansı, özgür medyadır. Doğruları yazar, yanlışları ise eleştirisel bir gözlükle, okuyucusunun beğenisine sunar.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanlığına oturduğu Mayıs -2018’de kendisiyle yaptığım ilk görüşmede, bana sunduğu “Kontrollü Medya” teklifini kabul etmeyerek, İMEAK DTO Meclis Toplantılarına katılmayacağımı belirttim. İki senedir de Meclis toplantılarına katılmıyorum. Ancak, Tamer Kıran Başkanlığı’ndaki İMEAK DTO Meclis toplantılarını ve yapılan çalışmaları önyargısız bir şekilde yayınlamaya devam ediyoruz.
BODRUM İSYANININ PERDE ARKASI
Gündeme oturan ve sektörde yoğun bir şekilde konuşulan Bodrum konusuna değinmeden geçemeyeceğim. Bir dönem Ülkü Ocakları’nda Teşkilat Başkanlığı ve 15 sene MHP Bodrum İlçe Başkanlığı yapan ve bu camiadan tanıdığım çok eski bir dostum olan Asım Başaran, beni arayarak, uluslararası seyir yapan teknelerin sorunları olduğunu ve webinar üzerinden CANLI YAYIN yapacaklarını ifade ederek, benim de katılmamı istedi.
Ben de sorunlarının Ankara’ya ve İMEAK DTO’ya bildirilip bildirilmediğini sorduğumda ise, İMEAK DTO Yönetimi'nin ilgilenmediğini ifade etti.
Bunun üzerine, Tamer Kıran’ın devamlı görüştüğü, 7Deniz Sitesi sahibi İbrahim Kocamış’ı arayarak, “İbrahim, Tamer bey ile görüşte, Bodrum’da tekne sahiplerinin bir sorunu var. Buna el atmasında fayda olacaktır” dedim.
İbrahim Kocamış’ın Kıran ile görüşmesinden sonra, Tamer Kıran’ın Bodrum’da organizasyonu yapan arkadaşları arayarak, sert bir şekilde tepki gösterdiğini öğrendim. Tabi bu arada da Tamer Kıran’ın kelime aralarında bize de giydirdiğini, not olarak düşelim.
Bunun üzerine Tamer Kıran’ı bizzat arayarak, “Sayın Başkan, Bodrum’da bir sorun var ve bu sorunu İbrahim Kocamış üzerinden size ilettim. Ancak, sizin benim hakkında ifadeniz şık olmamış. Bu olay büyümesin diyerek, sizin bilgilendirmenizi istedim. Siz, beni ne zannediyorsunuz? Size yakışmadı” diyerek olayın sürecini anlattım. Kendisi de Bodrum Şube Başkanı kanalıyla iletirlerse sorunu çözmeye çalışacağını söyledi. Konuşmamız esnasında, kendisinden şüphe eden esnaf gibi “Sesimi kaydetmiyorsun değil mi?” diye soru sorması, beni hayrete düşürdü. “Sayın Kıran, beni hala tanıyamamışsınız” diyerek, görüşmemiz sonlandı.
Mesleğini, ahlaklı yapan gazeteci, karşısındaki insan ile röportaj yapsa bile, “Kayıt alabilir miyim?” diyerek, karşısındaki muhatabından izin alır. Biz 33 senelik meslek hayatımızda bu yolu izledik ve izlemeye de devam edeceğiz.
Konuya dönmek gerekirse, Tamer Kıran ile yaptığım telefon görüşmesinin ardından, Asım Başaran’ı arayarak, “Asım ağabey, Tamer bey ile görüştüm. Bu sorunla ilgileneceğini söyledi. Biz bu haberi yapmayalım. Tamer Başkanın Ankara ile yapacağı görüşmeyi bekleyelim” dedim. Bu sözüm üzerine Asım Başaran, bana olur vererek, haberin yapılmaması konusunda hem fikir olduk. VE haberi yapmadık.
KIRAN’IN MUHALİF ANLAYIŞI ÜZERİNE BİR KAÇ SÖZ
Tamer Kıran’ın hem Bodrum konusunda, hem de Meclis toplantısında, bizi hedefe koyarak MUHALİF MEDYA söylemine, bir cevap vermek gerekiyor.
Sayın Kıran biz muhalif değil, özgür sektörel medyasıyız. Kimsenin kanadının altına sığınmayız. Kimsenin oluruyla hareket etmeyiz. İnanmadığımız hiç bir olay için kalem oynatmayız. Biz sizin rakibiniz değiliz. Biz sektörel yayıncılık yapan bir haber ajansıyız.
Eğer biz at gözlüğüyle bakarak, sizin anlayışınız çerçevesinde MUHALİF YAYINCILIK yapsaydık, şu iki senede, bizim manşetlerimizden hiç düşmezdiniz.
Hele bir KINA OLAYI var ki, en az 300 bin kişi okurdu… Size soru soran ve sizin gibi seçimle gelen ismi İSTİFA EDECEKSİN diye tehdit ettiğinizi kaleme alsaydım, KINA OLAYI kadar olmazsa bile, sektörde ciddi karşılık bulurdu.
Cengiz Kaptanoğlu’nun size karşı manevraları ve sizin ona karşı geliştirdiğiniz söylemleri köşelerimize taşısaydık, yer yerinden oynardı.
Sizin de ortak olduğunuz şirketlerden bir yöneticinin bana gelerek, “Off the Record” deyip, “EVET BU İŞİ ALMAK İÇİN PARA VERDİK” sözünün detaylarını yayınlasaydım, BİR MİLYONA TAVAN YAPARDIK!
Salih Zeki Çakır konusunu ise hiç açmıyorum. Zannetmeyin ki, İMEAK DTO’nun kapalı kapıları arkasında konuşulanlardan haberimiz yok. Herşeyden ve her pazarlıktan haberdarız.
Sayın Kıran size son bir söz söyleyim;
Biz sizin düşmanınız veya rakibiniz değiliz. Üç çapsızın ağzına bakarak, kendinize düşman oluşturmayınız. Biz Gazeteciyiz. Bizden çekinerek kurduğun ve kontrollü medya söylemini hayata geçirdiğiniz, Youtube Kanalı’nda yayımlanan Meclis Toplantılarını bile CANLI olarak 27 kişi izliyor. Bu izleyenler arasında 3 kişi de, benimde içinde bulunduğum, Deniz Haber Ajansı personeli.
Şu anda sizin kontrolünüzdeki DTO Plus’ta çalışan iki meslektaşımız, daha önce DenizHaberTV’de çalışıyordu. Bizim dönemimizde, İMEAK DTO Meclis toplantılarını kaç kişi, kaç IP üzerinden DenizHaberTV’yi izliyordu, onlardan öğrenebilirsiniz…
Sevgiyle Kalın…
NOT: Bu yazı, JURNAL mahlasıyla Recep Canpolat tarafından kaleme alınmıştır.