• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 19 °C
  • Antalya 15 °C
  • Muğla 16 °C
  • Çanakkale 20 °C

Tavanın kılçıklı balıkları

JURNAL

Deniz Haber Ajansı, bir yazı yazdı gündem allak bullak oldu. Körfezdeki kazanın perde arkası ve dönmeye başlayan ayak oyunları kamuoyuna yansıyınca, bu olay DEKAŞ-Med Marine cephesinde paniğe sebep oldu.

 

Bu panikten kurtulmaya çalışan Dekaş-Med Marine ve avanesi, Hakan Şen tarafından kurulan “Deniz Gazetesi.com” sitesi kanalıyla kapı aralarından başta, gazeteciler olmak üzere, Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan ve alakalı, alakasız kişilere saldırmaya başladı.

 

Yalnız buraya bir nokta koymam gerekiyor…. Bu sitenin Hakan Şen’e ait olduğunu iddia etmemin sebebi, Minik Kuş’un bana anlattığı bir olayda saklı… (2005 yılında, Cahit İstikbal ve Recep Canpolat’ın bulunduğu bir ortamda, Hakan Şen bu siteyi Deniz Haber Ajansının kontrolüne vermeye çalışmış. Ancak hem Cahit İstikbal hem de Recep Canpolat, Deniz Haber Ajansı’nın, ismi kirlenmiş bir siteyi alamayacağını söyleyerek, Hakan Şen’in teklifini reddetmişler... Bu konuda Minik Kuş, Recep Canpolat yanında bulunan şahitleri de isim isim bana söyledi…)

 

Deniz Gazetesi ismi ile yayın yapan ve uykuya yatırılan bu site gün geldi, Hakan Şen’in elinde, mastürbasyon aleti haline dönüştü. Hakan Şen bu siteden yaptığı saldırılarla aklı sıra birilerini sindirmek ve bu site kanalıyla kendi çirkefliklerine, bir kılıf bulmak, gibi bir misyonu üslendi.

 

Bu site 7 Nisan 2004 yılında Register üzerinden kredi kartı ile satın alınmış. Şu anda ise GoDaddy.com serveri üzerinden yayın yapmaya devam ediyor. Bu sitenin kimin tarafından, alındığı, Türk Mahkemeleri tarafından rahatlıkla ortaya çıkarılır. Çünkü, bu siteyi satın alan şahıs, 6 Ekim 2007 Cumartesi günü, (Deniz Haber Ajansı, sitenin arkasındaki ismi açıkladığı gün) ABD yerel saati ile sabah saat 08.47’de yeniden update ederek, siteyi, Arizona merkezli domainsbyproxy.com üzerinden alarak, aynı gün GoDaddy.com üzerine transfer etmiş. (denizgazetesi.com sitesinin son update tarihi, mavi çizgiyle belirtilmiştir.)

 

 

PİŞMEYE ALIŞMIŞ KILÇIKLI BALIKLAR

 

Bir haftadır yurt dışında olduğumdan dolayı gündemi pek takip edemedim. Köprülerin altından çok sular geçmiş. Dekaş kılavuzlarının Başkanı Cahit İstikbal, kendi çalıp, kendi söylediği bir röportaj yayınlamış. Okuyunca bay İstikbal’e acıdım… Biz gazeteciler kendisine neler yapmışsız da haberimiz yokmuş…

 

Bir çaresizlik, bir feveran kokan, Cahit İstikbal’in isyanında, sallamadığı ağaç, koparmadığı fidan kalmamış…

 

Hem Aykut Erol’un bilimsel varyasyonlar kokan yazısında, hem de Cahit İstikbal’in “yar bana bir eğlence” muhabbeti içeren röportajında, ağızlarına sakız ettikleri, “aynı tavanın balığıyız” lafına, acayip takıldım…

 

Özellikle sektörü dışardan izleyen, ancak sektörün tam göbeğinde bulunan gazeteciler ile tekerleklerine çomak sokanlar, ve kendi gibi düşünmeyen denklem dışında olanlara, sözüm ona, yerini belirtmek için söyledikleri söz haline geldi  “aynı tavanın balığıyız” sloganı…

 

Bu konuda yağlama-yıkama sanatı ise işin cabası… Tavanın balıklarına baktığımız zaman, bu balıkların kılçıklı olduğu her hallerinde belli oluyor. Bu kılçıklı balıklar tavada pişmeye alışmış, kendilerini pişirecek adam arıyorlar. Bu kadar panik olmalarına gerek yok. Biz onların tavasına girme heveslisi de değiliz...

 

Biz ne balığız, ne de kılçıklıyız. Biz adam gibi gazeteciyiz…

 

Geçen gün Minik Kuş balık-tava muhabbeti açılınca bu konuyla ilgili bir olayı anlattı. Tavanın kılçıklı balıklarından biri yazdığı bir haberden dolayı günah çıkarmak için, Halim Mete’yi aramış. Başlamış dil dökmeye, “Halim Bey biz aynı tavanın balığıyız, dışardan gelenler bizim aramızı bozuyor. Sakın onların oyununa gelme” diye, bin kez tek pare takla atmış.

 

Bu kılçıklı balıkların huylarıdır. Her işi yaparlar, ondan sonra başlarlar, “biz öyle demedik, yok bunu yapmadık, size savaş açamadık….” diye…

 

MANEVRA YAPMAK SANATTIR

 

Kılavuz Cahit, geçen gün kontrolündeki sitede, DTO Meclis Başkanı Erol Yücel’i yalancılıkla suçladı. O yetmiyormuş gibi, demokrasi dersleri vermeye başladı. Muhalefetin sesinin kesildiğini iddia ettiği, DTO meclisine söylemediği söz bırakmadı. Bu konuda Deniz Ticaret Odası'nın değerli Meclis Başkanı Erol Yücel, mutlaka bir cevap verecektir. Onun adına söz söylemek bize düşmez.

 

Bu kadar olaydan sonra, Kılavuz Cahit’i gündeme getirmenin, artık bir anlamı kalmadığını düşünüyorum. Çünkü adam söylüyor, yapıyor, ondan sonra söylemedim, yapmadım diye zeytin yağı gibi suyun üstüne çıkıyor.

 

Minik Kuş’un bana anlattığı bilgiye göre, B.k çukuruna dönen malum siteden, Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan’a yapılan edep dışı sözleri ve hakaretleri, kontrolündeki siteden link vererek, aynı suça ortak olan Kılavuz Cahit’in, diğer taraftan hiçbir şey olmamış gibi, Metin Kalkavan’la görüşmek için yapmadığı manevra, atmadığı balans, kalmadığını söyledi. Kılavuz Cahit’in acil bir şekilde doktora gidip, tedavi olması gerektiğini düşünüyorum.

 

EMEK SAVUNUCUSU R. HAKAN ŞEN

 

Gelelim Hakan Şen’in yaptığı iddia edilen açıklamaya... Hakan Şen, özellikle bundan iki yıl önce, batırmak ve yok etmek için elinden geleni, ardına koymadığı Dekaş’ı savunmaya başladı.

 

Hakan Efendi ipin ucunu öyle bir kaçırdı ki, Dekaş’ın sırtından “emek savunucusu” kesildi. Dekaş’ı batırmaya çalışan grup olarak nitelediği, DTO merkezli armatörlere saldırırken, “deniz emekçilerinin ekmeğini çalmakla” ithamı, yazıyı okuyanın tebessüm etmesine neden oluyor.

 

İnsan, önce kendi evinin önündeki pisliği temizlemeli ki, daha sonra başkalarının evinin önüne müdahale etmeli…. “Emek çalma” konusunda söz söyleyecek en son insandan, böyle ifadeler duymak, bu köşenin yazarı olarak bizleri mutlu ediyor. Çünkü elimde öyle belgeler var ki çalıştırıp, kapı dışına bıraktığı isimleri yazsam, bu sayfalara sığmaz…

 

Bir şeyi belirtmekte yarar var, malum sitede hakarete maruz kalan insanları benim savunmama ihtiyacı yok, hepsi kendini savunacak kapasitedeler. Bunu belirttikten sonra, devam edelim…

 

Hakan Efendi'ye ait olduğu bilinen yazıda, Sedef Tersanesi’nin bulunduğu alanı, Turkon Holding’in 49 yıllığına, yeniden kiralamaya çalışmasının altında, bir çapanoğlu yattığını iddia ediyor.

 

Sedef Tersanesi’nin bulunduğu alan, Milli Emlak’a ait… Turkon Holding, bu alanı para verip oranın kirasını uzatmak istiyor. Bununla beraber, şu anda kullandığı alana Turkon Grubu yaklaşık 150 milyon Euro yatırım yapıyor… Turkon'un bu yatırımına rağmen, Sedef Tersanesi'nin bulunduğu alan, devletin olarak ta kalmaya devam edecek…

 

Gelelim Hakan Efendi sana...

 

Adama, Med Marine’in Ereğli İlçesi’nde kurduğu Ereğli Tersanesi’nin bulunduğu alana kaç para verdin, Recai Hakan Şen diye sormazlar mı?  Sana, bu tersane alanına kira olarak kaç lira ödüyorsun, demezler mi?

 

Yapma bunları Hakan Efendi; desteksiz sallayıp kendini iyice rezil etme. Ereğli Tersanesi’nin bulunduğu alana bir kuruş para vermediğini sağır sultan bile biliyor. Ve devlete ait bu alan, ömür boyu senin… Çünkü alışmışsın ihalesiz, bilabedel almaya... Yani 49 yıllığına değil 449 yıllığına senin… Allah ziyade etsin, gözümüz yok. Gözü olanında gözü çıksın… Bizim için sektöre yatırım yapan desteklenmeli ve önü açılmalı diye düşünüyoruz.

 

Recai Hakan Şen'e gazetecilik konusunda bir kaç söz söylemekte fayda var.  Sözüm ona gazetecilik yapmaya çalışarak, bizim mesleğimizi lekeleme… Biz sektörde etik kültürü oturtmaya çalışan bir kaç kalemiz. Sektörde haber değeri olan olayları kaleme alarak, mesleğimize sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bazen hoşuna giden, bazende hoşuna gitmeyen, haberler yapacağız, Çünkü bu bizim mesleğimiz. Birilerinin hırsızlık yaptığı gibi elimizde büyüttüğümüz haber portallarını, menfaat bezirganlığına çevirmesine izin vermeyeceğiz. Onlar klozetin kapağından foseptik çukuruna gideceği gün gibi aşikardır. Sen işadamı olarak kal, bizde gazeteci olarak kalalım…

 

İstersen de kapalı kapılar arasından, adına gazetecilik dediğin, edep dışı olaylara devam et, bizim için hiç sorun yok... Çünkü biz gazeteciyiz... Yazıp seçeriz, vurup geçeriz....

 

Son söz;

 

Minik Kuş; senin ailenle ilgili bir konuyu anlattı; Baban Tuncay Şen, Yamaç Erözbek’in kendisi ile ilgili yazdığı bir haberden dolayı aramış… “Evladım ben 70 yaşında bir adamım, lütfen bu olaylara beni alet etmeyin. Rica edeceğim benimle ilgili yayınladığınız bu haberi kaldırın” demiş. Yamaç Erözbek’te, erdemlik gösterip bu haberi yayından çıkarmış.

 

Allah hepinize selamet versin…

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
Çetin Kaptan
08 Ekim 2007 Pazartesi 15:08
DÖKTÜRMÜŞÜN
Jurnal yine döktürmüşün. Şimdi Hakan Şen, benim hukuki olarak bir bağım yoktur diyecektir.
88.239.72.14
sevgi inan
08 Ekim 2007 Pazartesi 13:41
helal minik kusa
ya gercekten helal hemde yıllardan berı masa kullanan baronu gun yuzune cıkarıp yerın tekrar dıbıne soktunuz ya sızden korkulur valla. Y.........a masaları cekılınce yuzu ay parcası gıbı aydınlanmıs
81.214.130.252
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim