• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 19 °C
  • Antalya 15 °C
  • Muğla 16 °C
  • Çanakkale 20 °C

Türk Boğazları'nın özelleştirilmesinin yolu açıldı!

Kpt. Dr. HASAN TERZİ

Bakınız bu sorunun çözümü çok basittir. Çözmek için yeni bir şey yapmaya da gerek yoktur. Ulaştırma Bakanlığı tüm bu değişikliklere başlamadan önce ulusal mevzuatımızda şu madde vardı...

Türk halkının can, mal emniyetini ve ulusal güvenliğini ilgilendiren bir meslek kolunda çeyrek asırdır sürmekte olan rant savaşları iyice kızıştı. Vaktiyle sadece limanlarımızı ve körfezlerimizi sarmış olan bu savaşa devlet eliyle Türk Boğazları da dahil edildi.

***

Bir geminin karasularımızda veya Boğazlarımızda kaza yapması durumunda oluşacak olan can ve mal kayıplarının, çevre felaketlerinin boyutlarını yıllar içinde yaşadığımız çok acı tecrübelerle öğrendik. Peter Zoranic, Independenta, Nasia kazaları Türk halkının unutamayacağı deniz felaketlerinden sadece bir kaçıdır. Özellikle Boğazlara yakın şehirlerde yaşayan halkımız bunun acı sonuçlarını defalarca yaşamıştır. Bundan sonra da bu tehlikeler ve tehditlerle yaşamımızı devam ettirmek zorundayız.

Bu tür faciaların oluşmasını engelleyebilmenin en etkin yöntemlerinden biri gemilerin Boğazlardan geçiş yaparken kılavuz kaptan ve römorkör almalarıdır. Yani kılavuzluk ve römorkörcülük hizmeti kamu emniyeti ve güvenliğini arttırmaya yönelik verilmekte olan kamusal bir hizmettir. Devletin vatandaşının canını, malını koruyup kollamaya yönelik vermek zorunda olduğu kamu hizmetidir. Devlet otoritesinin gücünü gösterir ve devletin onurudur.

Türk Boğazlarında bu hizmetler sadece can, mal ve çevre emniyeti değil aynı zamanda ulusal güvenliğin de sağlanmasında çok önemli rol oynar. Çünkü bu hizmetlerle ilgili hükümler Montrö Sözleşmesinde de yer almaktadır. Montrö gereği bu hizmetler her ne kadar barış zamanında isteğe bağlı olsalar da savaş tehdidi ve savaş zamanlarında mecburi hizmetler olacaktır. Yani örneklendirmek gerekirse Türk Boğazlarında bu meslek kolunun ordumuzdan, polis teşkilatımızdan farkı yoktur. Dolayısıyla bu hizmetler verilirken asla ticari menfaat düşünülemez. Bu iş kolu asla rant kapısı haline dönüştürülemez. Türk halkının can, mal ve çevre emniyeti ile ulusal güvenliğinin garantisi olan bu hizmetler devlet otoritesinin gücüne sahip kamu kuruluşları tarafından verilmelidir. Zaten bugüne kadar uygulama bu şekilde olmuştur.

Peki ne değişti?

1990’lardan sonra sayıları artan liman bölgelerinde bu hizmeti verecek kamu kuruluşlarının bulunmayışı veya bu kurumların hizmetleri vermekte yetersiz kalmaları gibi gerekçeler öne atılarak bu hizmetler yavaş yavaş özel sektöre devredilmeye başlandı. İşte o andan itibaren ana amacı emniyeti arttırmak olan kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri, ticari menfaat konusu haline gelerek rant kapısına dönüştü. Rant savaşları başladı. Limanlarımız, körfezlerimiz bu savaşın verildiği alanlardı ama savaş henüz Türk Boğazlarına sıçramamıştı.

Süreçte neler oldu bir bakalım!

1998 yılına kadar bu hizmetleri düzenleyen bir mevzuat yoktu. İlk olarak 1998’de “Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri Teşkilatları Hakkında Yönetmelik” çıktı. Çıktı çıkmasına da rant savaşları öylesine şiddetliydi ki tam anlamıyla uygulanması bir türlü mümkün olmadı.

1998, “Bu yönetmelik ticari menfaatlerimize aykırı” dendi ve iptal davası açıldı.

2002, yönetmelik değiştirildi. Değiştirildi fakat aynı gerekçelerle yeniden iptal davası açıldı.

2004, yönetmelik iptal edildi.

2006, yeni yönetmelik taslağı yayınlandı. Ama bir türlü yürürlüğe giremedi.

2007, dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım “Kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri rant kapısı olmaktan çıkacak, hizmet kapısına dönüşecek” dedi. Fakat sonuç çıkmadı, rant savaşları devam etti.

2011, yeni yönetmelik taslağı yayınlandı. Ama bir türlü yürürlüğe giremedi.

2015, Ekim ayı sonunda yeni yönetmelik yayınlanacak haberleri çıktı. Ama yayınlanamadı.

2016 Ekim, yeni yönetmelik bir ay içinde yayınlanacak dendi. Ama yayınlanamadı.

23 Ocak 2017, yeni yönetmelik Şubat 2017’de yayınlanacak dendi ama yine yayınlanamadı.

31 Aralık 2018. Tam 14 yıl sonra, kapalı kapılar ardında hazırlanan yönetmelik“bir gece ansızın” yayınlanı verdi. Hazırlanması 14 koca yıl süren bu yönetmeliğin kusursuz olması beklenir değil mi?

Lakin öyle olmadı. Diğer sorunları çözmesi bir yana dursun bu defa yukarıda sıraladığım çeyrek asırlık ticari menfaat kavgasına, rant savaşına Türk Boğazları da dahil edildi. İnanılır gibi değildi. Montrö’ye konu olmuş, Türk halkının ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendiren bu hizmetler özelleştirilmek isteniyordu.

Türk halkı tepki gösterdi. Konuyla ilgili haberler yapıldı. Siyasi partiler Meclis soru önergeleri verdi. Yönetmeliğin iptali davaları açıldı. Rekabet Kuruluna şikayet edildi.

Başınızı döndürecek ama buradan sonrasına biraz daha dikkat lütfen!

31.10.2012tarihli Limanlar Yönetmeliğinde Ulaştırma Bakanlığıder ki: “İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı adına Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilir.” Bu hüküm halen yürürlüktedir.

31.12.2018 tarihinde çıkan farklı bir yönetmelikte ise aynı bakanlık “Boğazlarda bu hizmetler özelleşebilir” dedi.

Fakat gelen tepkiler üzerine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı geri adım atar gibi yaptı.

Rant savaşlarının aktörleri bakanlığı öylesine etki altına almışlardı ki bakanlığın Boğazları özelleştirme kararından vazgeçmemesi için her yolu denemeye başladılar.

24 Ocak 2019,Bakanlık bir Genelge yayınladı ve Boğazların özelleştirilmesiyle ilgili sorunu çözmüş gibi yaptı. Şaka gibiydi. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin mevzuatı sadece bir Genelgeyle düzeltilmeye çalışıldı. Yani ulusal mevzuat adeta oyuncağa döndü.

14 Mart 2019. Genelge manevrası tutmayınca Yönetmelikte değişikliğe gittiler. Fakat değiştirdikleri madde bırakın sorunu çözmeyi tam tersine daha da karmaşık hale getirdi.

15 Ağustos 2019.  O manevra da tutmayınca farklı bir yönetmelikle sorunu çözeceğiz dediler. O yönetmeliğin 28’inci maddesine aynen şu ifadeleri koydular: “Türk Boğazlarında kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri, Bakanlık adına Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından verilir. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü (KEGM) bu yetkisini devredemez.”

Artık buna “şaka gibi” bile diyemiyorum. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devletinin mevzuatını hazırlayanlar ya “çok cahil ve bilgisiz” ya da Türk halkının aklıyla dalga geçiyorlar.

Bakınız yukarıda belirttim. 31.10.2012 tarihli yönetmelikte Ulaştırma Bakanlığı zaten bu hükmü aynen yazmış ve o hüküm halen yürürlüktedir. Buna rağmen 31.12.2018’de bakanlık kendi yazdığı hükme uymayarak bu hizmetleri özelleştirmeye kalktı. Şimdi ise aynı hükmü farklı bir yönetmelikte yazarak sorunu çözdüklerini söylüyorlar.

Bu konu tamamen teknik fakat kafaları karıştırmadan bu maddenin yarın hemen nasıl delinebileceğini anlatayım size. Yeni çıkarttıkları 28’inci madde ne diyor “KEGM bu yetkisini devredemez.” Peki soruyorum size Bakanlık devredebilir mi? Elbette “EVET”. 1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi bu yetkiyi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına vermiş durumdadır. Peki, buraya kadar anlattığım değişikliklerin tamamını kim yapmıştı? 31 Aralık 2018’de çıkarttığı yönetmelikle Boğazlardaki hizmetlerin özelleştirilmesinin önünü kim açmıştı? Cevap veriyorum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı. Yani özelleştirmenin önünü kestikleri, bu soruna nokta koydukları falan yok. Sadece şu andaki baskıyı dindirmek ve ilk fırsatta da bu özelleştirmeyi hayata geçirmek amacıyla suni ve mükerrer manevralar yapılarak virgül konmuş durumdadır.

Kafaları karışanlar için süreci çok sade biçimde bir kez daha sıralamaya çalışayım:

“Adı sürekli değişen” Ulaştırma Bakanlığı’nın politikaları da adı gibi sürekli değişiyor;

2002’de A Yönetmeliğiyle“Boğazlar özelleştirilemez.”dediler.

2012’de B Yönetmeliğiyle“Bu yetkiyi KEGM’ye verdim.”dediler.

2018’de C Yönetmeliğiyle “Vazgeçtim Boğazlar özelleşebilir.”dediler.

2019’da D Yönetmeliğiyle “Yine vazgeçtim. B Yönetmeliğinde KEGM’ye yetki vermiştim ama yetmedi aynı yetkiyi bir kez daha KEGM’ye veriyorum.” dediler.

2020’de çıkacak E Yönetmeliğinde ise ne diyeceklerini Allah bilir!

Durum işte bu kadar vahimdir. Ticari menfaatlerini arttırma amacındaki ticari kesim bir şekilde ilgili bürokratları ikna ediyor, onlar da Ulaştırma Bakanını ikna ediyor, sonrasında da Cumhurbaşkanı ikna ediliyor. Bu döngüde ticari menfaatlerini ulusal menfaatlerimizin önünde tutan çevreler kazanıyor Türk halkı ise kaybediyor.

Bakınız bu sorunun çözümü çok basittir. Çözmek için yeni bir şey yapmaya da gerek yoktur. Ulaştırma Bakanlığı tüm bu değişikliklere başlamadan önce ulusal mevzuatımızda şu madde vardı.“Türk Boğazlarındaki kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri kamu eliyle yürütülür. Bu yetki özel kuruluşlara devredilemez” Şu anda yapılması gereken de bu maddeyi uygulamaya aynen devam etmek ve “D Yönetmeliğinin 28’inci maddesini” bu şekilde düzenlemektir.

Sayın Cumhurbaşkanım, amaçları sadece ticari fayda sağlamak olan çevreler tarafından Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız da siz de eksik bilgilendiriliyorsunuz. 15 Ağustos 2019 tarihinde onayladığınız yönetmeliğin 11’inci ve 28’incimaddeleri egemenlik haklarımızı, ulusal menfaatlerimizi ve kamu güvenliğimizi zayıflatır. Bu maddeler acilen gözden geçirilmelidir. Uzun yıllardır birileri Boğazlardaki ulusal kazanımlarımızı kendi ticari menfaatleri haline dönüştürmeye çalışıyor. Montrö ile elde ettiğimiz kazanımlar teker teker elimizden gidiyor. Bunun yanında yapılan “mevzuat oyunları” sebebiyle Türk halkının devletimize olan güveni ve inancı zayıflıyor. Lütfen buna artık bir dur deyin.

NOT: Bu yazıda bahsettiğim rant savaşlarıyla ilgili daha detaylı bilgi almak isteyenler aşağıdaki köşe yazılarına bakabilirler.

Sabah Gazetesi'nden Mahmut Övür’ün 25.06.2006 / 09.07.2006 / 05.08.2006 / 19.01.2007 tarihli yazıları.

Denizhaber Ajansı'ndan Recep Canpolat’ın 14.02.2019 / 10.03.2019 / 16.03.2019 / 25.06.2019 tarihli yazıları.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 Deniz Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0544 880 87 87 | Haber Scripti: CM Bilişim