Her gün daha da garipleşen Türk Denizcilerine ve derneklerine sesleniyorum;
Daha fazla geç olmadan derin uykunuzdan uyanın!
Denizcileri ucuzlatabilmek için denizcilik şirketlerinin 30 yıldır verdikleri mücadelenin artık yavaş yavaş sonuna doğru geliyoruz.
Denizlerin dibinde Davy Jones bizi bekliyor.
Öncelikle denizci ücretlerini minimize edebilmek için okul sayılarını arttırarak başlayan bu hareketler yetersiz kalınca şimdi de son getirilecek olan yasalarla her 5 yılda bir kaliteyi bahane ederek tekrar ehliyet sınavları hazırlamak Türk Denizciliğini okullardan dersane seviyesine düşürmektir. Dersaneler ile yeni kazanç kapıları açılacak ve haftalık kurslarla A4 seviyesinde ehliyetler dağıtılarak denizci sayısı inanılmaz rakamlara yükseltilirken, ücretler de tabana oturtularak eğitim seviyesi ve kalite buharlaşıp gidecek ancak bütün bunların maliyeti zarar olarak kuruluşlara geri dönecek. Bundan 100 yıl önce Türk gemilerinde sadece moldovyalılar çalışıyordu ve personel gemilere kendi kumanyasıyla, sırtlarında yataklarıyla katılıyordu. İlk defa YDO’nun kurucusu rahmetli bahriyeden yüzbaşı emeklisi Hamit Naci tarafından Karaköy yüksek kaldırımdaki kendi evinde 1909 yılında kurduğu okul ile Türkler eğitim görmeye ve yine onun Ankara’da verdiği büyük mücadele ile Türk denizcilere gemiye katılmaya ve ücret almaya başlamışlardır. İlk defa SOHTORİK Denizcilik gemilerinde kendilerine yeme, ücret ve yatak verilmiştir. (Kaynak: 1935-36-37 Türk Denizcilik Kaptan ve Makinistler Cemiyeti Dergileri.)
Artık bu dersaneler sayesinde uzak yol kaptan ve başmühendis sayısı işportaya dönüşecek ve ücretler de herhalde 500 TL’ ye kadar düşecektir. Personel ise sefil duruma düşecek. Daha da ötesi denizciler iş bulabilmek için yalvarmaya başlayacaklardır. Arzu edenler Türk Denizciliğinin son 30 yılını araştırabilirlerse bütün bunları kimlerin ve nasıl yaptıklarını rahatlıkla görebileceklerdir. Bugüne kadar bu konuda en büyük mücadeleyi YDO Mezunları Ve Derneği vermişti ancak sonradan bu dernek de derin uykuya dalmıştır.
Bu yazımla alacağım büyük tepkileri biliyorum ama beni tanıyan herkes bilir ki, Denizcilik için büyük mücadele vermiş 5 sefer denizcilik şirketlerinden atılmama ve çeşitli ülkelerde gemimi ve armatörü koruma adına 8 sefer hapse düşmeme rağmen hiç kimsenin önünde eğilmemiş, 4 sefer denizde batmama rağmen asla kimseden ve hiçbir şeyden korkmamışımdır ve haklı olduğum için de daima yüce Allah’ımın himayesinde oldum. Denizcilikteki Son 20 yılımda 6 binin üzerinde kitapla bilimsel çalışmalar yaparak ürettiğim fikirlerimi hala daha USA Kolombiya Üniversitesi ve Londra araştırması şirketleri ile paylaşıyorum. Bu mücadelemin sonunda kazandığım şey; Türkiye’nin en düşük pratik koster kaptanı olarak çalışıyorum. Ey Türk denizci kardeşlerim, çok çalışın ama kendinizi yıpratmayın. Denizcilikte artık kalite bitmiştir. Bütün bu ucuz politikaların zararını da daima armatör çekmek mecburiyetinde kalır. Yapılanı, gerçekleri yansıtmayan yazı ve konuşmalara kulak vermeyin. Türkiye’de denizcilik sektörü dendiğinde sadece armatörler, gemi inşacılar, brokerler, acenteler, s.chandler’lar akla gelir. Denizcilerin bahçelerdeki tavuklardan bir farkı ve değeri yoktur. Artık denizcilikte eğitim, kalite bitmiştir. Lise seviyesindeki okullara da gitmeyin çünkü yakında bir haftalık dersane kursları ile istediğiniz ehliyetleri alabileceksiniz.
Bütün denizci arkadaşlarıma, kardeşlerime sevgi ve saygılarımla.