Son zamanlarda Türk denizciliği büyük bir gelişim içerisinde. Özellikle gemi inşa, tersanecilikte büyük bir gelişim var. Büyük bir onurla takip ediyoruz. Kosterciliğin yenilenmesi çalışmaları, armatörlerin denizcilik alanındaki gelişim çalışmaları. Eğer denizcilik sitelerindeki bu konularda yapılan karşılıklı konuşmaları takip ettikçe büyük bir zevk alıyoruz.
Ancak dikkat edilirse bu çalışmalar ve gelişişmler sadece denizcilik konusu ile sınırlı.
Bir ülkede özellikle Türkiye gibi 3 tarafı denizlerle çevrili dolacak olan bir ülkede denizcilik konusu
3 faktörden oluşur;
1-Gemi inşa ve gemilerin gelişimi,
2-Armtörler, deniz işverenleri,
3- Eğitimli ve asrın gelişimine ayak uydurabilecek denizciler.
Denizciler için son yıllardaki acı durum daha öğrencilikten başlıyor. Şu anda denizcilik okullarında okuyan yüzlerce öğrenci staj yapabilmek için şirket ve gemi bulamıyorlar. Mademki denizciliğimizi geliştirmek istiyoruz o zaman bir fedakarlık yapıp her armatör gemisine 5 stajyer birden alsa ne olur ki ama maalesef yakında gençler denizcilik okullarına girmeyecek. Bütün gemiler ucuz ve vasıfsız kişilerle dolacak ve kaybeden denizciliğimiz olacaktır. Bütün denizcilik şirketlerinin ellerini taşın altına koyması gerekiyor. Sonunda kazanan onlar ve denizciliğimiz olacaktır. Aksi halde yakında denizcilik okulları öğrenci bulamayacak ve çoğu kapanma riski ile karşı kalabilir. Bu üç faktörün beraber gelişimi şarttır. Ülkemizde yukarıdaki ilk iki faktör gelişiyor. Fakat denizcilerin gelişimi maalesef devamlı yerinde sayıyor. Mesleğini seven, okuyan, araştıran daimi kendini geliştirebilen denizcilere ihtiyaç var. Her şeyin başında öğretim üyelerinin meslekten gelen kişiler olması gerekir, sırf denizde çalışmamak için karaya geçmek için kısa sürede denizi bırakan kişiler öğrenciye denizciliği sevdiremezler. Daha öğrenime yeni başlayan gençlere her şeyden önce denizi sevdirmek gerekir. Bu da ancak denizde bir süre çalışmış denizci öğretim üyeleri ile olabilir. Bu meslek sevgi üzerine kurulur. Bu meslek felsefenin özüdür. Adını vermeyeceğim bir şirketin bir gemisinde genç stajyer ve zabitlerle sohbet eden bir enspektörün söyediği sözlere şahit oldum. Türkiye’de denizciliğin nereye gittiğini gösteren güzel bir örnektir. Arkadaş gençlere şöyle söylüyor;
Eşim bana git çöpçülük yap ama sakın gemiye çıkma diyor. Bu söze büyük tepki verdim ama kaybeden ben oldum.
Allah selamet versin. Denizcinin kılavuzu kitabının yazarı kaptan Yücel Süygen kitabının önzözünde de bu meslek o kadar güzel imkanlara sahiptir ki, denizde yaspamayanlar için karada da enspeltörlük, çeşitli işletmelerde ofiste çalışabilme, öğretim üyeliği, limanlarda çeşitli gförevler, sörveyörlük gibi imkanlar vardır der. Hepsi çok güzel işlerdir ancak denizcilik aleyhinde konuşmamak kaydıyla. Hepimizin birbirimizi düşünmemiz gerekiyor. Amaç ülkemizin denizcilik alanındaki toplu gelişim.
Saygılarımla...