Önceki gün beni bir arkadaşım aradı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında üst düzey bir yönetici. Bakanlıkta Genel Müdürlük yapmış bir isim. Kılavuzluk ve Römorkörcülük Yönetmeliği ve Karanlık Liman Sahasıyla ilgili denizcilik sektörü ilgilendiren haberlerden dolayı, Deniz Haber Ajansı ve şahsımı tebrik etti.
Bu haberlerin, Deniz Haber Ajansı'ndan başka bir basın kuruluşunun yayınlayamacağını belirterek, dürüst, objektif ve cesur yayıncılığımızdan dolayı kutladı. Arkadaşımın bu söylemleri biraz nefsimi okşadı. Kendisine kamu görevi yaptığımı belirterek, gururumu okşayan ifadelerinden dolayı teşekkür ettim.
Bana, Anadolu Kılavuzluk A.Ş.'nin (ANKAŞ) Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'ndeki tüzüğünü okuyup okumadığımı sordu. Ben de kendisine okuduğumu belirtmeme rağmen, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından Türk Boğazları'nda verilen kılavuzluk ve römorkör işletmeciliğiyle birlikte gemi trafik hizmetlerinin de önümüzdeki dönem içinde özelleştirileceğini söyledi.
Bu işin merkezinde Anadolu Kılavuzluk A.Ş. ortağı olan Hamdi Safi'nin olduğunu söyledi. Özellikle ANKAŞ'ın kuruluş tüzüğünün AMAÇ ve KONU başlığının F maddesini yeniden okumamı istedi.
Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürü Okay Kılıç'ın yerinin değiştirilmesine sebep olan olayın KILAVUZ KAPTAN TRANSFERİNİN yolunu açan 13 Şubat 2019 tarihinde yayınlanan tamimin, Hamdi Safi'nin müdahalesi sonrası gerçekleştiğini ifade etti.
KILAVUZ KAPTAN TRANSFERİNİN yolunu kapatan 11 Şubat 2019 tarihinde yayınlanan tamimin doğru olduğunu ancak Hamdi Safi'nin müdahale ve siyasi baskısıyla 24 saat içinde değiştirildiğini belirtti.
Deniz Ticaret Genel Müdürlüğü'ne kaydırılan Okay Kılıç'a haksızlık ettiğimi söyleyen üst düzey yönetici arkadaşım, hiç bir resmi yetkisi ve imzası olmayan Ali Kurumahmut'un hazırladığı yönetmelik, genelge ve tamimler, ilgili genel müdürler tarafından imzaladığını ifade etti. Özellikle denizcilik idaresindeki Genel Müdürler, Daire Başkanları ve Şube Müdürlerin, Ali Kurumahmut'un talimatları çerçevesinde hareket ettiklerini kaydetti.
Kendisine, ilgili genel müdürlerin inanmadıkları yazıları neden imzaladıklarını ve o koltukları neden terk etmediklerini sorduğumda ise "Koltuk Tatlı Sevgili Recep" diye cevap verdi.
Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliğinin kanunlara, ilgili genelgenin de yönetmeliğe aykırı olduğunu ifade eden Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında üst düzey yönetici arkadaşım, 6 kurum ve kuruluşla birlikte bir şahsın, Yürütmenin Durdurulması için Danıştay'a dava açtığını söyledi.
Hamdi Safi'nin müdahalesiyle 13 Şubat 2019 tarihinde yayınlanan tamimle İskenderun Körfezi'nden 32 kılavuz kaptanın bir gecede başka bir şirkete geçmesinin yanlış bir olay olduğunu belirten arkadaşım, aynı şekilde bu tamime dayanak gösterilerek, Ambarlı Limanı'ndan 8 kılavuz kaptanın ayrılarak başka bir şirkete geçmesinin de doğru olmadığını belirtti.
İsmini şu anda gizli tuttuğum arkadaşım son olarak, kılavuz kaptanların transfer pazarına düşmesinin en büyük suçun, maalesef Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olduğunu sözlerine ekledi.
KIYI EMNİYETİ HAMDİ SAFİ'YE HAZIRLANIYOR!
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında üst düzey bir yönetici olan arkadaşımın söylediklerini şöyle bir analiz ettikten sonra, Anadolu Kılavuzluk A.Ş.'nin 8 Şubat 2019 tarih ve 9763 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde yayımlanan tüzüğünü yeniden okudum. Arkadaşımın bana işaret ettiği F maddesini inceledim.
İlgili maddeyi beraber yeniden okuyalım. "f - ) Şirket, iç ve dış kıyılarda kurulmuş ve kurulacak olan fener yerlerini, deniz işaretlerini, sis düdüklerini, gemi trafik hizmetlerini ve sistemlerini ve diğer emniyet cihaz ve tesisleriyle can kurtarma istasyonlarını işletebilir. İç ve dış sularda gemi kurtarma ve yardım işlerini yapar" deniliyor.
Anadolu Kılavuzluk A.Ş.'nin kuruluş tüzüğünün, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün, görev ve yetki alanlarıyla birebir örtüştüğü net bir şekilde görülüyor.
Özellikle ANKAŞ'ın kuruluş tüzüğünün SERMAYE başlığının ilgili maddesinde Hamdi Safi ve Muhasebe Müdürü Musa Şeneloğlu ile Beltur eski Genel Müdürü Selahattin Aydın'ın hisse paylarının yüzde 40 olmasına rağmen, neden kar payının yüzde 75'ini aldığını hiç anlayamamıştım.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında üst düzey yönetici olan arkadaşımın söylediklerinden sonra puzzle'nın parçaları kafamda oturmaya başladı.
Anadolu Kılavuzluk A.Ş'de (ANKAŞ), Deniz Kılavuzluk A.Ş.'nin (DEKAŞ) yüzde 60 hisse payı olmasına rağmen, kar payının yüzde 25'ini alması, yeni işlerin kapısını açana "diyet" olarak yorumlanabilir.
TARİHE HESAP VEREMEZSİNİZ!
Şu anda, Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü makamında, Vekaleten Ahmet Selçuk Sert oturuyor. Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın İTÜ Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği bölümünden sınıf arkadaşı olan Ahmet Selçuk Sert, Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği çerçevesinde A, B ve C lisans başvurularını değerlendirecek komisyonu belirledi.
Bir süre önce bu komisyonun yapısı, işleyişi ve süreç ile ilgili Ali Kurumahmut ile görüşme imkanım oldu. Yaklaşık yarım saat yaptığım telefon görüşmesi "Off the record" çerçevesindeydi. Ali Kurumahmut'un bana anlattıkları, gazetecilik namusuma emanet edildi. Onun için içerikle ilgili bilgilendirme yapmayacağım.
Konuyu dağıtmadan devam edeyim. Bu komisyon, kanunlara aykırı olan yönetmelik ve yönetmeliğe aykırı olan genelge çerçevesinde karar alıp, lisans sahiplerini belirleyip makamın oluruyla kamuoyuna açıklayacak. Öte yandan, tespit edilen Lisans İzni Komisyonu ve yer tahsisi yapacak Hizmet İzni Komisyonu'nun, hangi mevzuata göre kurulduğu ise tam bir muamma...
Şimdi sormak istiyorum; Kanunlara aykırı bir şekilde, acentelik hizmeti verenlerin ortak olduğu firmaya, nasıl lisans vereceksiniz? Yine kanunlara aykırı bir şekilde, yabancı sermaye sahiplerine nasıl bir bölge tahsis edeceksiniz?
Soruları çoğaltabiliriz. Kanun uygulayıcılarının, hoş bir seda ile gök kubbeyi terk etme tercihleri varken, kamunun yararıyla birlikte hak ve hukuk gözetilmeden, beyt-ül mal korunmadan yapılacak her eylemi, tarihin sayfalarında yerini alacak.
Sevgi ile kalın...