Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihangir Duran, yaptığı açıklamada, üniversite sanayi iş birliği ile hayata geçirdikleri projeyle 5 kişilik ekibin, Türkiye'nin ilk ve tek kristal "piezoseramik hidrofonu"nu ürettiğini bildirdi.
Duran, su altındaki ses dalgalarının tespitini yapan hidrofonların, dünyada ABD, Çin ve Singapur'da üretilebildiğini, testleri tamamlanan yerli hidrofon ile bu alanda bir adım öne geçtiklerini ifade etti.
Denizaltı ve gemilerde kullanılan teknoloji sayesinde savunma sanayinde önemli bir üstünlüğün ele geçirildiğine işaret eden Duran, "Türkiye'nin su altı akustik konusunda rekabet gücünü artırabilmesi için yeni nesil tasarımların kullanımına ihtiyaç vardı. Tek kristal piezoseramiklerin yurt dışından temininde sınırlayıcı durumlar var çünkü her ülke öncelikli kendi ülkelerinin askeri anlamda üstünlüğünü korumayı hedefliyor. Ülkemizin jeopolitik konumundan dolayı da bu ürünler satın alınamamaktadır. Meteksan yetkilileriyle birlikte 5 kişilik bir ekip oluşturduk. Çalışma sonucu ilk yerli tek kristal piezoseramik hidrofonu geliştirdik. Ürün Meteksan'daki testlerden başarıyla geçti." dedi.
Yerli hidrofon sayesinde deniz kuvvetlerinin düşman unsurlarını çok daha uzun mesafeden tespit edeceğini aktaran Duran, savunma sanayinde dışa bağımlılığın azaltılmasının yanında askeri üstünlük sağlama konusunda da örnek bir çalışmayı tamamladıklarını dile getirdi.
Geliştirdikleri teknolojinin çok yakında tüm askeri gemiler ve denizaltılarda kullanılmaya başlanacağını ifade eden Duran, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacı olan yeni nesil hidrofon, düşman unsurlarının çok daha uzun mesafeden tespit edilmesine olanak sağlamaktadır. Bu teknoloji kullanılarak yeni nesil su altı akustik sistemler yapılmaktadır. Özellikle de sonoboy adı verilen yüzer platform konum tespit sistemi, torpido sistemleri, mayın tarama gibi birçok uygulamada hacimsel sınırlamalar olduğu için daha küçük fakat performansı daha yüksek cihazlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Geliştirilen bu teknolojinin en önemli avantajı, mevcut sistemden yaklaşık iki kat daha uzun mesafeden unsurları algılamasıdır. Bu teknoloji sayesinde Deniz Kuvvetlerimizin rekabet gücü artacaktır. Tek kristal seramikler dünyada sadece ileri teknolojiye sahip sınırlı sayıda ülkelerde üretilmektedir. Öncelikli hedefimiz Deniz Kuvvetlerimizin güçlenmesi ancak gelecekte bu teknolojiyi taşıyan sistemlerin ihracatı da yapılabilir."
Prof. Dr. Duran, AYBÜ olarak yeni bir üniversite olmalarına rağmen teknoloji alanında özel çalışmalar yaptıklarını, özellikle bir sanayi kuruluşuyla iş birliği yaparak yeni bir teknolojiye imza atmanın kendilerini sevindirdiğini sözlerine ekledi.
DENİZ HABER AJANSI