Samsun Buğday Pazarı'nda inşaat malzemesi satışı yapan Garip Yıldırım'ın kurduğu şirket, bugün dünya devlerine kafa tutan, global bir firma oldu.
2004 yılında STFA'dan aldığı Sedef Limanı ve 2005'de bünyesine kattığı Alemdar Limanı ile birlikte konteyner terminal işletmeciliğine başlayan Yıldırım Holding, 2013 yılında YILPORT Holding'i kurarak, 3 kıta ve 8 ülkede işlettiği 21 terminal ile dünya liman operatörleri liginde üst sıralara yükselirken, Türkiye'nin küresel bir şirketi haline geldi.
Dünya liginde kromda dördüncü, limancılıkta 15'ıncı sırada yer alan Yıldırım Holding, yeni satın almalarla daha üst sıralara taşınmaya hazırlanıyor. 21 ülkede faaliyet yürüten Yıldırım Holding'in 1,5 milyar dolar cirosu bulunuyor. Yeni liman alımlarıyla dünya liginde ilk 10'a girmeyi hedefleyen Yıldırım Holding iştiraki YILPORT Holding, bu satın alımlarla birlikte işlettiği terminal sayısını en az iki katından fazlaya artırmayı hedefliyor.
Madencilik, liman, denizcilik, enerji, gübre, kimyasal, endüstriyel inşaat, gemi inşa, ve gayrimenkul geliştirme alanlarında faaliyet gösteren Yıldırım Holding’in büyümesinde en büyük payı olan ve şirketin beyni konumunda bulunan 1960 Sivas doğumlu Yüksel Yıldırım, limancılıkta dünyanın en vizyoner isimleri arasında gösteriliyor.
YILPORT Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım ile Malta Denizcilik Zirvesi'nde bir araya geldik. Yüksel Yıldırım'ın anlattıkları projeler karşısında heyecanlanmamak mümkün değil. Mütevazi kişiliği ve müthiş özgüveniyle insanı etkileyen Yıldırım, ticarette gözü kara oluşunu aldığı riskleri iyi kontrol ederek, ekonomik analizlerini iyi yaparken, "Amacım bir Türk'ün ne kadar zeki ve başarılı işler yapabildiğini dünyaya göstermek" diye özetliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonu sayesinde Türkiye'de büyük projelerin hayata geçirildiğini ifade eden Yüksel Yıldırım, "Sayın Cumhurbaşkanımız babayiğit arıyor. Biz buradayız. Devletimizin arkamızda olması halinde dünyada en az 3 yatırım markasını ortaya çıkarırız" diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da mesaj göndermeyi ihmal etmiyor.
Deniz Haber Ajansı'na özel açıklamalarda bulunan Robert Yüksel Yıldırım ile Malta FreePort Limanı'nda, Yıldırım Holding'in 2025 hedeflerini konuştuk.
Sayın Yıldırım ilk isminiz Robert. Aslen Sivaslı biri olarak, Robert isminin hikayesini nedir?
ABD'de yüksek makina mühendisliği öğrenimini görürken, hem okudum hem çalıştım. Ancak Yüksel Yıldırım olarak yaptığım iş başvurularından dolayı kimse bana iş vermiyordu. Çinli ve Hintli arkadaşlar bu konuda bana yol gösterdi. ABD vatandaşı değildim, oturma iznim yok, esas sorunda bu idi. Çinliler ön isimlerini değiştirdiklerini söylediler. “İsim değiştirince adamlar bizi Çinli Amerikalı sanıyor” dediler. Ben de deneyeyim dedim. Silikon Vadisi’ndeki şirketlerin kurucu listesini önüme alıp isim seçtim. En çok Robert ismi vardı. Bende Robert ismini seçerek, CV’mi Robert Yüksel Yıldırım olarak gönderince mülakat teklifleri geldi. PACECO adlı bir Japon firmasında çalışmaya başladım. 3 ay sonra “Senin sigortanı yatırmak istiyoruz, fakat olmuyor hep geri dönüyor” dediler. “1 yıllık staj yapar gibi çalışma sürem var” diyerek onları ikna ettim. Avukatım kanalıyla benim çalışma izinlerim yasal olarak alındı. ve işime Robert Yüksel Yıldırım olarak devam ettim. Çalıştığım dönemde tasarladığım vinç projesi için bir patent aldım. 5 yıl konteyner liman vinç dizayn ve üretimi üzerine çalıştım. O dönemde limancılık işi aklıma girmişti. Yılda 39 bin dolar maaş alıyordum. Ailem “geri dön” diyordu, vatanı görevimi yapmak amacıyla ülkeme döndüm. Amerika’dan sonra Samsun bana köy gibi gelmişti. Babam ve kardeşlerim esnaftı, Karadeniz Bölgesinde demir, çimento ve kömür işleriyle uğraşıyorlardı. Türkiye’ye döndüğümde ben mühendislik yapamayacağımı bildiğim için en azından ingilizcemi kullanmak amacıyla dış ticaret işine soyundum. Ve ilk iş olarak kömür ithalatı yaptım. Zaten Babam o işle ilgileniyordu. Yıl 1993. Ben Rusya’dan bir ayda 10 bin ton kömür ithal ederek 50 bin dolar kazandım. Bu benim ABD'deki brüt maaşımdan çok daha fazlaydı. Bu beni motive ederek ABD dönmememi ve Türkiey'de kalmamı sağladı.
2004 yılında Sedef Limanı ile başladığınız liman işletmeciliği, bugün küresel bir liman operatörü olmanızı sağladı. Nedir bunun sırrı?
2004 yılında Sedef Limanı ve 2005'de Alemdar Limanı alarak 2006 yılında YILPORT Konteyner Terminali ve Liman İşletmeciliği şirketini kurarak ilk konteyner terminal operasyonuyla, liman işletmeciliği işine başladık. Ancak daha önce Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın ihaleye çıkardığı Trabzon Limanı ihalesini kazanmıştık. Fakat ‘Kömürcü’ deyip, arkamdan oyunlar çevrildi. Ve bize antipropagandalar yapıldı. Sonuçta ihale iptal edildi, ikinci ihalede elendik. 2001’de Türkiye krizinde, özelleştirmeleri iyi değerlendirmiştik, 58 milyon dolara Eti Krom’u, 83 milyon dolara Gemlik Gübre’yi ve 30 milyon dolara da Beykoz’daki Sümerbank deri-ayakkabı kundura fabrikasını satın aldık.
Eylül-2008'de dünyada çıkan ekonomik krizde, global fırsatlara bakmaya başladık. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız o dönemde Başbakanken, bu krizin Türkiye'yi teğet geçeceğini söylemişti. Bizde bu nedenle şirkette fırsat masası kurarak dünyayı yakın takibe aldık. Biz bu kriz dönemine Yıldırım Grup olarak 500 milyon dolar nakit para ile girdik. Biz Eti Krom ile dünya krom sektöründe küçük bir üreticiydik. Çok rakiplerimiz vardı. Bu kriz bize fırsatlar yaratacağına inandığımız için krom sektöründeki fırsatlar önecelik sıramızdı. Böylece 2008 yılında İsveç’teki rakip firma olan Vargön Alloys şirketini 2008 Şubat’ta satın aldık. Bu satın alma ile biz Avrupa ligine girmiş olduk. Ve daha önce bizden hiç mal almayan Avrupa'nın en büyük çelik firmaları bizim direk olarak müşterimiz oldular. Bu bizi paslanmaz çelik sektöründe yüksek karbonlu ferrokrom tedarikçisi durumuna getirdi. Bir aile firması olarak ben Vargön Alloys'ta hayatımda ilk kez işçi sendikalarıyla aynı masaya oturarak yönetim kurulunda çalışmaya başladık. 2010 yılında dünya denizcilik sektöründe o yılki en önemli işlerinden birini yaptım. Fransız denizcilik devi CMA CGM'nin yüzde 20 hissesi karşılığında 500 milyon dolar ödeyerek, şirkete 5 yıllığına finansal yatırımcı oldum. Daha sonra 100 milyon dolara ek yüzde 4 hisse daha aldık. Burada amacımız CMA CGM'in o dönemde 6 milyar 500 milyon dolar borcunun yeniden yapılanmasına destek sağlamış olduk. O dönemde denizcilik finans sektöründeki herkes bizim için “Adamlarda sokağa atacak ne kadar çok para varmış” dediler. Fakat şimdi ise yılın en iyi denzicilik yatırımını yaptığımı söylüyorlar ve ne kadar vizyoner olduğumu konuşuyorlar.
Son olarak da TERTIR liman işletmeciliğini satın aldık. Bu şirket altında; 7’si Portekiz’de, 2’si İspanya’da, 1’i de Peru’da olmak üzere toplam 10 liman YILPORT'un bünyesine geçti. Ben bu satın almayı yapmak için 2 yılımı harcadım. Dünyanın ilk 10 liman operatörü olma hedefini koyduğum 10 yıl içerisinde her yıl 2 liman almayı amaçlıyordum. Ancak TERTIR fırsatı karşımıza çıktı. 300 milyon Euro'ya aldık. TERTIR portföyünde bulunan 10 limanı bir anda alarak, 5 yıllık işi bir yılda yapmış olduk. Böylece 8 ülkede 21 liman ve terminalimizle küresel terminal işletmeciliği liginde drewry göre 15'inci sıraya yükseldik.
YURDIŞINDAKİ İLK LİMAN YATIRIMI MALTA FREEPORT
Yurt dışında ilk liman işletmeciliği yatırımı Malta Freeport ile başladı. Bu yatırımın hikayesi nedir?
Dünyanın üçüncü büyük konteyner operatörü Fransız CMA CGM, Malta Freeport Limanı'nı 2004 yılında 35 yıllığına Malta devletinden kiralamıştı. Limana yapılacak yatırımla vaadiyle, 2008 yılında bu imtiyaz hakkı artı 30 yıl daha uzatılması kararı alındı. 2011 yılında Malta Freeport'un yüzde 50 hissesini CMA CGM'den 200 milyon Euro'ya satın aldık. Bu anlaşma çerçevesinde CMA CGM bu limana 11 yıl yük garantisi verdi. Önceden CMA CGM'in yüzde 90 olan yük hacmi, bugün yüzde 55'e düştü. YILPORT olarak başta Maersk, COSCOCS, UASC olmak üzere diğer operatörler de uğrak yapmaya başladı. ve Malta Freeport Limanı herkese açık hale gedi. Biz ortak olduğumuzda 2 milyon 400 bin TEU elleçleme yapılırken, YILPORT'un sağladığı sinerji ile bu rakam bugün 3 milyon 200 bin TEU'ya yükseldi. Malta Freeport'a yeni yatırımlarla birlikte önümüzdeki dönemde elleçleme kapasitesini 5 milyon TEU'ya çıkarmayı hedefliyoruz.
Yaptığımız yatırımlar sayesinde bugün dünyanın en büyük gemileri olan 18 bin TEU taşıma kapasitesine sahip konteyner gemileri Malta Freeport Limanı'na seferler yapıyor. 1000 metrelik ana yanaşma iskelesi ve 290 metrelik batı iskelesi olan Birinci Terminal 17 metre drafı ile 540 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor. İkinci Terminal ise 513 metre kuzey iskelesi, 660 metre güney iskelesi, 118 metre batı iskelesi ve 220 metre ro-ro iskelesiyle 232 bin metrekarelik bir geri alanı bulunuyor. Malta Hükümeti ile yaptığımız görüşmeler sonucu, liman alanını genişletmeye karar aldık.
CMA CGM'DEKİ HİSSE DEĞERİMİZ 2 MİLYAR DOLARI AŞTI
2010-2013 yılları arasında CMA CGM'ye 600 milyon dolar yatırımla yüzde 24 imtiyazlı hisse alımı gerçekleştirdiniz. Dünya konteyner piyasasında yüzde 10.4 pazar payı olan bir hat operatörüne ortak olmanız, bir anda dünya denizcilik sektörünün gündemine oturdu. CMA CGM ile yaptığınız imtiyazlı ortaklık anlaşmasının detayları hakkında bilgi verebilir misiniz?
2010 yılında elimizde nakit fazlalığı vardı. 1 Ocak 2011 tarihinde CMA CGM ile 500 milyon dolar karşılığı yüzde 20 imtiyazlı hisse yatırımı gerçekleştirdik. 2013 yılında ise 100 milyon dolar karşılığı yüzde 4 hisse yatırımı daha gerçekleştirdik. CMA CGM bizim imtiyazlı hisselerimize yılda yüzde 12 kupon ödemesi yapıyor. Anlaşmamıza göre, geçen sene hisseleri Saade ailesine geri satıp CMA CGM'den çıkmayı düşünüyorduk. Fakat ekonomik şarlardan dolayı CMA CGM'de 2 yıl daha imtiyazlı ortak olarak kalmaya karar verdik. Diğer taraftan 1 Ocak 2018 yılına kadar, yüzde 24 hisseyi Saade ailesi geri satın alamazsa, CMA CGM'nin yüzde 24 azınlık ortağı oluyoruz. Yıldırım Group'un, CMA CGM'de yüzde 24 imtiyazlı ortaklık payı, bugün tahminen 2-3 milyar dolar piyasa değerine ulaşmış durumda. İmtiyazlı ortaklık anlaşmasına göre, CMA CGM'in yaptığı yatırımlar dahil her konuda veto hakkımız ile birlikte aynı zamanda azınlık haklarını koruma maddeleri bulunuyor. Örneğin bu sene CMA CGM'nin Singapur'da kote olan APL markasıyla sefer yapan Neptune Orient Line (NOL) Şirketinin satın alımı, bizim onayımızla gerçekleşti. Eğer biz onay vermeseydik, CMA CGM bu alımı gerçekleştiremiyordu.
PORTS AMERICA'YA TALİBİZ
Yıldırım Holding'in 21 ülkede yaklaşık -piyasa değerine bakarak- 10 milyar dolarlık yatırımı var. Şu anda ise fırsat olarak gördüğünüz yeni satın almalar peşindesiniz. Sayın Yıldırım, finansmanı nasıl sağlıyorsunuz?
Elinizde böyle bir varlık değeri varken, kredi finansmanı konusunda sıkıntı yaşamazsınız. Diğer taraftan kazancınızıda yine şirkete öz sermaye olarak koyarsanız finans kuruluşları sizi muhakkak destekleyeceklerdir. Bizim başarımızın arkasındaki sır burada yatıyor. Biz ciro odaklı değil, kar odaklı bir grubuz. Ben bir patron olarak ciroya asal önem vermem. Tabiki cironun bir anlamı ama bir sürü firma çok yüksek ciro yaparak yüzde 1-2 kar marjı ile çalışıyorlar veya zarar ediyorlar. Yıldırım'da ise durum farklı. Biz tamamen kar odaklı bir grubuz. Bu nedenle bizim son 10 sene finansal sonuçlarımız hep bunu desteklemektedir. Bu yılki grubumuzun global konsolide ciromuzun 1 milyar 500 milyon dolar ve FAVÖK miktarının ise 450 milyon dolar olmasını bekliyoruz. Madencilikte ve limancılıkta FAVÖK oranı, sektör ortalamasının çok üstündedir.
Öte yandan Solventaş Limanı'nın satın alırken, 10 yıllık bir finans paketi düşünürken Yapı Kredi Bankası bize 14 yıllık bir kredi paketi sundu. Bu da bizim grubumuzun bugünkü ekonomik şartlarda, bankalar nezdinde ne kadar güvenilir olduğunu göstermektedir. Bu nedenle Yapı Kredi Bankası'na buradan Solventaş Limanı'nın satın alma kredisi için teşekkür ediyorum. Bununla birlikte diğer Türk bankaları da, hızlı ve sağlıklı büyümemizi destekledikleri için teşekkür ederiz. Yıldırım Holding, Türkiye'nin dünya da en önemli markalarından birisidir. Bizim gruba destek verilmesi halinde, bizler ülkemizin bayrağının dünyada dalgalanmasını sağlamaya devam edecektir.
Kısacası Yıldırım Grubun finansman gücü kendi öz kaynağı ve Türk bankalarının vermiş olduğu uzun dönem kredilerle sağlanmaktadır. Son iki senedir de Avrupalı bankalar bizim yurtdışındaki satın almalarımıza finansman sağlamaktadırlar. Şu anda ABD'nin en büyük liman operasyonunu yapan firması olan Ports America'ya talibiz. Şirket, ABD'de 80 liman ve terminalde operasyon yapıyor. YILPORT Holding olarak Ekim-2015 yılında başlayan Ports America ihalesinde son turda 4 firma arasında bulunmaktadır. Görüşmelerimiz devam ediyor. Ports America'yı satın almamız halinde, YILPORT Holding olarak dünya liman işletmeciliği liginde ilk 10 şirket arasına girecek. İhalenin bu yılın sonuna kadar sonuçlanması bekleniyor.
Yıldırım Holding, limancılıkla birlikte, krom madenciliğinde de dünyanın en önemli markası. Krom üretiminde dünya dördüncüsü olan şirketin başarı hikayesi nedir?
Eylül-2004 yılında Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'ndan Eti Krom'u 58 milyon dolar vererek devraldık. Yurtdışı piyasaların da adı kötü olan küçük bir firmaydı. Üretim maliyeti, satış fiyatlarını karşılamadığından hep zarar ediyordu. Biz Eti Krom'u global bir firma yapma hedefi ile yola çıkmıştık. Bu nedenle global bir oyuncu olmak istiyorsan rakiplerini ve küresel pazarları iyi incelemeniz gerekiyor. Biz kendimizi 4 yıl içinde global olma yolunda ispat ettik. Böylece 2008'de 100 yıllık bir şirket İsveç Şirketi olan Vargön Alloys'u satın aldık. Ferrokrom üretiminde Avrupa'da ilk üçe girdik. Türkiye'de kurduğumuz entegre yapı sayesinde ürettiğimiz kromu Vargön Alloys'a göndermeye başladık. Bunun sonucu olarak artan ferrokrom üretimimizi sadece Avrupa'ya değil artık Amerika ve Asya kıtalarına satmaya başladık. Vargön Alloys sayesinde uzun vadeli kontratlar yapmaya başladık. Avrupa'nın en büyük paslanmaz çelik üretcilerinin önemli tedarikçisi konumuna geldik.
2014 yılında Rus Mechel Krom'un tüm varlıklarını satın aldık. Bu satın alımı ile birlikte Kazakistan’da bulunan Voskhod Maden Tesisi (Voskhod) ile Rusya’da bulunan Tikhvin Ferroalyaj Tesisi’nin (TFP) sahibi olduk. Türkiye, İsveç ve Rusya’da yüksek kaliteli yüksek karbonlu ferrokrom üretiminde konsolide 550 bin tonluk bir kapasiteye eriştik. Bu sayede dünya çapındaki uzun vadeli paslanmaz çelik müşterileri için, politik, ekonomik ve diğer risklere karşı önlem almak amacıyla, üç farklı ülkede yüksek karbonlu ferrokrom üreten tek küresel oyuncu konumundayız. Bunun yanı sıra toplam yıllık krom cevheri üretim kapasitesi, kendi dâhili gereksinimi ve krom cevheri ihracatı için, Türkiye ve Kazakistan’da 2,5 milyon ton seviyesine ulaştı.
TÜRKİYE'DE LİMANLARLA İLGİLENİYORUZ
Yüksel bey, YILPORT olarak Türkiye'de 5 liman ve terminalin işletmeciliğini yapıyorsunuz. Türkiye'de yeni liman alımlarıyla ilgileniyor musunuz? Veya yeni liman yatırımları projeniz var mı?
YILPORT'un küresel bir oyuncu olması sebebiyle, Türkiye'de de bazı limanları izliyorum. Bir kaç liman sahibinden limanlarını almamız için teklifler geliyor. Fakat beklentiler çok yüksek olduğu için ve ekonomik değerler bu talepleri desteklemediği için satın alımı gerçekleştirmiyoruz. Marmara, Ege ve Akdeniz'de bazı özel limanları satın almak içinyakından takip ediyoruz. Büyümemizi sekteye uğratmayacak ve destekleyecek nitelikte olabilecek limanları her zaman satın alabileceğimizin altını çizmek istiyorum.
Sayın Yüksel Yıldırım, YILPORT'un 2025 vizyonu nedir?
YILPORT'un 2015 yılında belirlediği 10 yıllık yatırım hedefi arasında yani 2025 yılına kadar olan süreçte dünyanın ilk 10 terminal işletmesi haline gelmekti. Ancak bu hedefimize daha erken ulaşacağımızı tahmin ediyorum. 2025'te 35 milyon TEU konteyner, 50 milyon ton kuruyük, 5 milyon metreküp sıvı yük ve 5 milyon CEU araç elleçleme kapasitesine ulaşmayı hedefliyoruz. Şu anda 8 ülkede işlettiğimiz 21 terminal sayesinde bu rakamı destekleyecek veriler oluştu.
Büyüme vizyonumuzda global ve güçlü bir oyuncu olabilmeniz için güçlü bir sermaye yapısına gerek vardır. Bu nedenle yeni liman yatırımlarında ve satın alımlarında YILPORT Holding'in içine finansal ortakların girmesini sağlayacak zemini oluşturmaya başladık. Amacımız YILPORT Holding'i limancılıkta 10 milyar dolarlık bir varlık değerine ulaştırmayı hedefliyoruz. Sonuçta Yıldırım Grup olarak geleceğimiz yer, 30 milyar dolarlık bir global portföyün oluşmasını sağlamak ve uzun dönemde halka açık bir grup haline gelmektir.
Haber: Recep CANPOLAT / Deniz Haber Ajansı - Malta Freeport Limanı