Savaştan ve ölümden kaçan binlerce mültecinin Avrupa ülkelerine gidebilmek için durak olarak kullandığı Midilli Adası, turizm yönünden peş peşe kayıp yıllar, yaşamaya başladı. Rezervasyon iptallerinin bu yıl da yüzde 70’lere çıkmasıyla büyük çöküş yaşayan ada turizmi, umudunu vize muafiyetiyle gelecek Türk turistlere bağladı. Midilli’de turizm şirketi bulunan Fatoş Lazari, "Burasının mülteci adası olduğu gibi bir imajı oluşunca, çöküş yaşandı. Kurtuluşumuz, vize anlaşmasından sonra gezmeyi seven, Avrupalı turiste göre 4 kat fazla para bırakan Türk turistinde. Dostlara çağrımız, bizi yalnız bırakmasınlar, destek versinler" dedi.
Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco’nun, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Atina Başpiskoposu Leronimos ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile birlikte mültecilerin Avrupa yolculuğundaki ilk durakları olan Midilli Adası’na yaptığı ziyaret, bir kez daha dikkatlerin bu bölgeye çevrilmesine neden oldu. Özellikle Suriyeli mültecilerin son iki yıldır akın etmeleri, en büyük ekonomik geliri turizm olan Midilli Adası’nı olumsuz yönde etkiledi; adeta bitme noktasına getirdi. Yaklaşık 8 bin yatak kapasitesi bulunan otellerdeki doluluk oranları, yarı yarıya düştü. Bu yılki rezervasyonlarda da yüzde 70’lere varan iptaller yaşandı.
Midilli ve ona yakın Sakız ile Sisam adalarındaki turizmciler, gözlerini haziran ayındaki Türkiye ile AB arasındaki vize muafiyeti anlaşmasına çevirdi. Yunanistanlı turizmciler, kurtuluşlarını hem gezmeyi seven, hem de daha fazla para bırakan Türk turistlere bağlar duruma geldi.
MÜLTECİLER MERKEZDEN ÇEKİLMİŞ
Midilli Adası’nda yaklaşık 20 yıldır turizm sektöründe faaliyet gösteren şirketi bulunan Fatoş Lazari, adadaki mülteci sorunu ve turizmdeki beklentilerini anlattı. Türk turistleri, dostluk ve kültürler arası dayanışma örneği olması için adaya davet etti. Adanın nüfusunun 80 bin olduğunu, ancak şehir merkezinde 35 bin kişinin yaşadığını anlatan Fatoş Lazari, "Bu ada son bir yıl içerisinde, neredeyse 1 milyona yakın mülteciyi ağırladı. Ancak bu rakamlara ulaşmasına rağmen olumsuz bir olay yaşanmadı. Halk sabırlı ve hoşgörülü davrandı" dedi.
20 Mart tarihine kadar şehir merkezinde dahi mülteci çadırlarının kurulu olduğunu, sokaklarda yürümenin imkansız hale geldiğini aktaran Lazari, "Bu sahneleri, geçen 20 Mart tarihine kadar yaşadık. Ama 20 Mart’tan sonra son anlaşmayla her şey değişti. Çünkü o tarihten sonra gelen göçmenler, artık kamplardan dışarıya çıkartılmadılar. Kamplar, bir tür cezaevi statüsü aldı. O yüzden şu anda şehir merkezinde ya da dışarıda mültecileri göremiyorsunuz. Oysa bu kamplarda, yaklaşık 3 bine yakın mülteci var. Bu olayların, turizme yansıması olumsuz oldu. Özellikle Avrupa ülkelerinden yüzde 70’lere varan iptaller yaşandı. Bu adanın turistleri genellikle Hollanda, Almanya, İngiltere ve Türkiye’den gelir. Türkiye’den üç günlüğüne gelen turistler bile, bu manzara karşısında aynı gün döner oldu" dedi.
Mültecilerin gelmesiyle turizmin kötü olduğu adada madalyonun bir de öbür yüzünün de bulunduğunu vurgulayan Fatoş Lazari, "Madalyonun diğer yüzünde, binlerce mülteci, bir süre de olsa, ada üzerinde kaldıkları için onların ekonomiye getirdiği canlılık oldu. Para bozdurdular, bilet satın aldılar, temel ihtiyaçlarını giderdiler. Bu da belli bir oranda ekonomik getiri sağladı" dedi.
"KURTULUŞ İÇİN TÜRK TURİSTİ BEKLİYORUZ"
Yunan adaları, özellikle de Kuzey Ege Bölgesi adaları Midilli, Sakız ve Sisam olarak bu yılki beklentilerinin Haziran ayında başlayacağı söylenen vize muafiyeti olduğunu aktaran Fatoş Lazari, "Türkiye ile vize muafiyeti gerçekleşirse hepimiz için çok iyi olacak. Gerçekleşmez ise adanın, mülteci adası olarak algılanan imajını düzeltmemiz gerekecek. Burası sadece bir mülteci adası değil. Çok zengin bir kültürü olan ada. 450 yıldır Osmanlı dönemi olan Anadolu ve Yunan kültürünü her anlamda birleştiren bir ada. O yüzden hak ettiği yerde değil. Çok bakir, dejenere olmamış bir ada. Mutfağı çok zengin" diye konuştu.
Neden Türk turistin gelmesini istediklerine de değinen Fatoş Lazari, "Burasının mülteci adası gibi bir imajı oluşunca, çöküş yaşandı. Türk turistini çağırmamızın birçok nedeni var. Öncelikle kültürler yakın olduğu için kolay anlaşılıyor. Halklar arasında birbirlerini tanıma dostluk ve barış adına yakınlaşma adına Türk turistin gelmesi çok önemli. Türk turist gezdiği zaman cimrilik yapmıyor. Kurtuluşumuz, dediğim gibi vize anlaşmasından sonra gezmeyi seven, Avrupalı turiste göre 4 kat fazla para bırakan Türk turistinde. Türkiye’deki dostlarımıza seslenmek istiyoruz, bu sene Midilli Adası’nı seçmelerini bekliyoruz. Çağrımız, bizi yalnız bırakmasınlar, destek versinler" dedi.
Deniz Haber Ajansı